Hattuşa Kazılarında 106 Yıl

Hattuşaş, Hititlerin  Geç Tunç Çağı krallığının başkentiydi. Antik metinlerde Hatti Ülkesi  olarak anılan bu krallığın tarihi, M.Ö. 17. yüzyıldan 12. yüzyıl başlarına kadar süren neredeyse beş yüzyıllık bir dönemi kapsar. Hitit İmparatorluğu gücünün doruğundayken Anadolu ve Kuzey Suriye boyunca Fırat Nehri’ne ve Mezopotamya’nın batı eşiğine kadar uzanmaktaydı. Bu imparatorluğun can damarı konumundaki Hattuşaş, Orta Anadolu’nun kuzey kesiminde, Türkiye’nin şimdiki başkenti Ankara’nın 160 km doğusunda, Boğazköy’ün (Boğazkale) yakınında yer almaktaydı. Gelişiminin doruğuna vardığında, 185 hektarı aşan alanıyla antik Yakındoğu’nun en büyük kentsel merkezlerinden biri haline geldi.

1906’dan 2012 yılına kadar Hititlerin başkenti Hattuşa’ da yapılan arkeolojik kazıların dönemlerine göre adeta tarihsel, etnografik ve sosyolojik bir fotoromanını ortaya koymuş. Hattuşa ve Yazılıkaya’nın keşfi 1834 yılında olmuştur.  1835-1894 yılları arasında çeşitli yabancı arkeologlar tarafından ferdi çalışmalar yapılmış, 1904 yılından itibaren ise Alman Doğu Kültürleri Araştırma Merkezi tarafından kazı çalışmaları başlatılmış olup, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında verilen aralar dışında kazılar aralıksız olarak devam etmektedir. Hattuşa ve Yazılıkaya ören yerleri Birleşmiş Milletlerin UNESCO teşkilatınca 1986 yılında Korunması Gerekli Dünya Kültür Mirası listesinde 377. Sırada tescillenmiştir.

        

1 Aralık 2012 Cumartesi, İstanbul…

İstiklal Caddesi üzerindeki Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde’’Hattuşa’da 106 yıl’’ Hitit Kazılarının fotoğraflarla 106 yıllık öyküsü sergisi 12 Kasım 2012 de ziyaretçilerine açılmıştı. Heyecanlandım ve böyle bir serginin açılmış olmasından büyük mutluluk duydum. Sergiyi gezme fırsatını 1 Aralık 2012 tarihinde bulabildim. İzlenimlerimi ve fotoğrafları paylaşmak istedim. Bir başka deyişle, fotoroman haline getirdim.Yapı Kredi Kültür Merkezi, 12 Ekim – 30 Kasım 2012 tarihleri arasında Hitit kazılarının 100 yılı aşkın öyküsüne ev sahipliği yapıyor.

Hattuşa’da 106 Yıl sergisi, 1906 yılından günümüze, Hititlerin Başkenti Hattuşa’da yapılan arkeolojik kazıların şu ana kadar yayımlanmamış fotoğraflarını görmek isteyenleri bekliyor. 12 Ekim – 31 Aralık 2012 tarihleri  arasında Yapı Kredi Kültür Merkezi’nin Galatasaray’daki binasında düzenlenmiş olan Hattuşa’da 106 Yıl sergisi, Hitit kazılarının 100 yılı aşkın öyküsünü fotoğraflar, yaşanmış olaylar ve anılar eşliğinde  ziyaretçilerine sunuyor. Sergi hazırlığı,yaklaşık bir yıl önce Alman Arkeoloji Enstitüsü arkeologlarının ve kazı başkanlarının tüm dünyadaki arşiv taramasıyla başlamış.

1906’dan 2012 yılına kadar Hititlerin başkenti Hattuşa’ da yapılan arkeolojik kazıların dönemlerine göre adeta tarihsel, etnografik ve sosyolojik bir fotoromanını ortaya koymuş. Hattuşa ve Yazılıkaya’nın keşfi 1834 yılında olmuştur.  1835-1894 yılları arasında çeşitli yabancı arkeologlar tarafından ferdi çalışmalar yapılmış, 1904 yılından itibaren ise Alman Doğu Kültürleri Araştırma Merkezi tarafından kazı çalışmaları başlatılmış olup, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında verilen aralar dışında kazılar aralıksız olarak devam etmektedir. Hattuşa ve Yazılıkaya ören yerleri Birleşmiş Milletlerin UNESCO teşkilatınca 1986 yılında Korunması Gerekli Dünya Kültür Mirası listesinde 377. Sırada tescillenmiştir.

Boğazkale İlçesindeki Hattuşaş ören yeri, Çorum İli’nin 82 km. güneybatısında yer almakta olup Ankara’ya uzaklığı ise 208 kilometredir.Hitit devletinin eski çekirdek bölgesinin merkezinde bulunan Boğazkale (Hattuşa) ören yeri Budaközü Çayı vadisinin güney ucunda, ovadan 300 m. yükseklikteki sayısız kaya kütleleri ve dağ yamaçlarının bölünmesiyle çevrili olarak kuzey ve batıda derin yamaçlarla sınırlandırılmıştır. Şehir kuzeye doğru açık olup kuzey kısmı dışında diğer kısımları surla çevrilidir. 

Boğazkale ören yerinde bulunan Hattuşa, Anadolu medeniyetleri içerisinde önemli bir yer tutan Hitit medeniyetinin M.Ö. 1650-1200 yılları arasında başkentliğini yapmıştır.  Hattuşa çevresinde ilk yerleşim Kalkolitik  Çağ’da ( M.Ö. 6000 ) ortaya çıkar. Hattuşa’da İlk Tunç Çağı’nın geç dönemlerinde Hatti yerleşmesi ortaya çıkmış. Hatti yerleşmesini izleyen Orta Tunç Çağı’nda MÖ 19-18. yy’larda Asurlu tüccarların bir kolonisi kurulmuştur. MÖ 1700 yıllarında Hattuş şehrinin yandığı anlaşılmaktadır. MÖ 17. yy’ın ikinci yarısında Hitit Kralı 1. Hattuşili burayı başkent olarak seçmiş böylece Hattilerin Hattuş’undan Hititlilerin Hattuşa’sı doğmuştur. Tarihin ilk barış anlaşması Kadeş bu dönemde Hitit Kralı 2. Muvattali ile Mısır Kralı Ramses arasında MÖ 1274 yılında imzalanır. Taht kavgaları ve düşman saldırıları devleti zayıflatmış olup, Hitit devletine kim tarafından son verildiği bilinmemektedir. MÖ 1180-334 yılları arası bölge Frig ve Pers hâkimiyetinde kalır. Bölge MÖ 334 – MS 1071 yılları arası Helenistik /Galat ve Roma/Bizans egemenliğinde kalmıştır. Yavuz Sultan Selim’in Şah İsmail ile yapmış olduğu Çaldıran savaşının ardından Maraş diyarlarındaki Dulkadiroğluları Beyliği’ni de Osmanlı topraklarına katmasıyla Dulkadiroğlularından bir kısmı göç ederek Hattuşa’nın eteklerine yerleşmişlerdir. 12 Eylül 1966 yılında açılan Boğazköy müzesi, 2011 yılında düzenlenerek yeniden açılmıştır. Müzede, Hitit başkenti Hattuşa kazılarında açığa çıkartılan eserler sergilenmektedir. Ayrıca 94 yıl sonra iadesi sağlanan Boğazköy Sfenks’i de yine Boğazköy Müzesinde ziyaretçilerini beklemektedir. 

Boğazkale Müzesinin teşhir salonlarında tematik ve kronolojik sergileme yapılmıştır. Zemin kat birinci salonda Kalkolitik, Eski Tunç Çağı ve Asur Ticaret Kolonileri Çağı eserleri ile başlayan teşhir düzeni kronolojik olarak Frig, Galat, Roma Dönemi ile devam etmekte ve Doğu Roma dönemi ile son bulmaktadır. Sfenksli Kapı ile geçilen Hitit salonunda Hititlerin devlet ve toplumsal yapısı zengin görsellere sahip panolar ve eserlerle anlatılmaktadır. Hitit döneminden bir taş ustası bu alanda canlandırma ile tasvir edilmiştir. Bu salonda ünik eserler münferit olarak vitrinlerde sergilenmektedir. Hitit salonunun üst katında Hititlerin dini ve askeri yapısı, yazı sistemi, kazılardan çıkan malzeme, pano bilgileri ve görsellerle anlatılmaktadır. Burada Hattuşaş ören yeri ve Büyük Mabedin maketi de yer almaktadır. Müze bahçesinde ise Hitit dönemine ait sfenks, hiyeroglif yazıtlı kitabeler ile Roma ve Doğu Roma dönemlerine ait mil taşları ve mezar stelleri sergilenmektedir. Hattuşa’da 106 Yıl sergisi, 1906-1912 yılları arasında çekilmiş, bütün dünyadaki Alman Arkeoloji Entitüsü ve üniversite arşivlerinden toplanan 1500 adet fotoğraf ve filmin içinden seçilmiş 300 kadar orijinal fotoğraftan oluşuyor. Sergi fotoğrafları genelde daha önce kazı raporlarında yayımlanmamış, köyün ve kazı ekibinin ilişkilerini gösteren, sosyal hayatlarını belgeleyenler arasından seçildi.

Bu fotoğraflarda Boğazköy’ün ve köylülerin tarihsel değişiminin yanında, kazı alanının gelişimi ve buluntuların çıkış evreleri de izlenebilmektedir. Serginin bilimsel ve görsel danışmanlığı, Alman Arkeoloji Enstitüsünden eski Boğazköy Kazı Başkanı Jurgen Seeher ile Ayşe Baykal Seeher ve Hattuşa’nın şimdiki Kazı Başkanı Andreas Schachner tarafından yapıldı. Hititlerin başkenti Hattuşa’da yüz yılı aşkın süredir kazı çalışmaları yapılmış.

Doğal olarak sergide yıllar süren çalışmalarda elde edilmiş kazı sonuçları, kazılarak ortaya çıkarılmış kalıntılar, anıtlar ve buluntular sergilenecektir. Ancak, özellikle Hattuşa kazısı Anadolu’daki en eski kazılardan biri olduğu için, böyle bir serginin bunların ötesinde de verebileceği başka şeyler olduğu düşüncesinden yola çıkarak, dünyanın her yerindeki fotoğraf arşivlerinden toplanan fotoğraflarla Hattuşa kazılarının tarihçesini canlandırmak fikrinden yola çıkılmış. Hattuşa’da her şey nasıl başladı? İlk yılların araştırmacıları, emek verenleri kimlerdi? Proje onlarca yıl boyunca ne tür bir gelişim geçirdi? Gibi soruların yanıtları aranmış. Seçilen fotoğrafların birçoğu kazıya katılmış kişileri gösteriyor ve kişiler hakkında bilgilenmemizi sağlıyor.Fotoğraf ve açıklamalar, ekip üyesi bilim insanlarının yanı sıra Boğazköylü ve çevredeki bazı diğer köylerden gelen işçilerin fotoğraflarının çoğu bu sergide  ilk kez ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Boğazkale Kaymakamlığı, Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ın işbirliği ile dünya arşivlerinden toplanan Hattuşa fotoğraflarıyla oluşturulmuş. “Hattuşa’da 106 Yıl” Hitit Kazılarının Fotoğraflarla 106 Yıllık Öyküsü adlı sergi 31 Aralık 2012 tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Yazılı metinlere göre; Asur Koloni Çağı’nın son safhalarında, Anadolu’da şehir beylikleri halinde yaşayan Hititlerin birleşmesiyle, Anadolu’nun merkezi sistemle idare edilen ilk devleti kurulmuştur. Eski Asurlu Kolonileri kuranların Anadoluyu terk etmesinden bir süre sonra, Hitit devletinin başarılı krallarından biri olan I. Hattuşili, devletin başkentini Kaniş’ten Hattuşa’ya, bu günkü Boğazköy’e taşımıştır.  Ülke içindeki politik çekişmeler nedeniyle zayıflayan Eski Hitit Krallığı İ. Ö. ikinci binin ikinci yarısında, yeniden kuvvetlenmiş ve bir imparatorluk haline gelmiştir. 

Mısır’la Babil’in yanında, Ön Asya’nın üçüncü büyük politik gücünü oluşturmuştur. Eski Hitit Krallığı olarak anılan dönemde sanat, başta Boğazköy olmak üzere; Anadolu geleneğine bağlı olarak Alacahöyük, Eskiyapar, İnandık, Maşathöyük gibi yerlerde yeşermiştir. Seramikte teknik ve form, Asur Ticaret Kolonileri Çanağında yaratılmış olan kurallara uygun olarak devam eder. Çok sevilen törensel içki kaplarının ya da ritonların, bu dönemde de, Boğazköy ve İnandık boğalarında olduğu gibi daha büyük boyda yapılarak kullanıldığı görülür. Koloni Çağından da tanıdığımız kabartmalı vazo yapma geleneği, Eski Hitit döneminde devam etmiştir.

Share Button
15 cevaplar

Yorumlar kapalı.