15 Temmuz 1953 Çarşamba Misli(Konaklı)…
Henüz traktörün İç Anadolu’ya girmediği 1950’li dönemlerde tarımsal ekonominin temel üretim aracı bir çift öküzle çekilen kara sabandı.
Kuru tarımın yapıldığı iklim kuşaklarında ki Misli Ovası da buna dâhildi. temel üretim aracı bir çift öküz olduğundan, Ekmek Teknesi olarak bildiğimiz bir çift öküzümüz ve elden düşme bir arabamız olmuştu. Ne var ki, hasat sonu beklediğimiz gibi olmamış, ektiğimiz kadarını alabilmiştik.
Geçen yıl elimizde ne varsa, çiftçilik yapabilmek için düzdüğümüz iki öküz, elden düşme bir araba, tarım aletleri için harcanmış ve hiç paramız kalmamıştı.
Hasat sonu öderiz diye de köyün tek bakkalından, adımıza açılan bir defter üzerinden, alış veriş yapmış ve oldukça borçlanmıştık. Üstelik bakkala olan borcumuzu ödeyemediğimizden, mahcup olduğumuz gibi, bundan sonra veresiye alış veriş de yapamazdık.
Babam çok üzgündü. Adeta çökmüştü ailesinin geçimini sağlayamadığı için. Misli’ de çiftçilik yapmaktan vazgeçen babam, bir hafta on gün iş aradı Niğde ve yakın çevresinde. Niğde ve çevresinde iş yoktu. Bir yıl önce geldiğimiz Adana’nın kazası Osmaniye’de iş ve aş bulabileceği kanaatine ulaşınca, Osmaniye’ye gitmeye karar vermişti geçen hafta cuma günü.
O akşam hiçbirimizin boğazından lokmalar geçmedi. Uzun bir sessizlikten sonra, üzerine titrediğimiz bir çift öküzümüzle elden düşme arabamızın ve una dönüştürülmeyen buğdayın satılması kararına varıldı.
Ekmek teknemizin üzerine titreyen babam, kardeşimle bana hissettirmemeye çalışsa da, için için ağlamıştı.
11 Temmuz 1953 Cumartesi gününe kadar satış işlemleri gerçekleşmiş, bakkala olan borcumuz ödenmiş, babam anama da 400 Lira para bırakmıştı yıl içindeki giderlerimiz için. Ayrıca, kış boyunca yetecek kadar mercimek ve gaz lambasında kullanılacak olan gazyağı aldıktan sonra, 12 Temmuz Pazar günü trenle Osmaniye’ye gitti.
Yaşlı gözlerle arkasından baka kalmıştık…