11 Aralık 1970, Isparta…

Oldukça çalışkan, çözüm odaklı ve tuttuğunu koparan bir yöneticiydi Isparta Sanat Enstitüsü ve Teknisyen Okulu Müdür Sezai Yalınes.

30 Kasım Pazartesi yaptığımız konuşmalardan sonra, Sanat Enstitüsü öğrencilerine öğle aralarında ”bir tas çorba” verebilir miyiz? Sorusunu öncelikli iş edindi kendisine ve çözüm üretti.

Isparta kasaba ve köylerinden gelerek kiraladıkları evlerdeki ağır yaşam koşullarında da boğuşmak zorunda kalan fukara öğrencilerimize, döner sermaye kanalıyla, 4 Aralık Cuma günü öğle arasında, ilk kez  birer tas sıcak çorba içirmeye başladık…

Öğrencilerimizin mutluluğu gözlerinden akıyordu…

Sadece öğrencilerimizin mi gözlerinden mutluluk akıyordu?

Okul Müdürü Sezai Bey ile benim de gözlerimden mutluluk akıyordu.

Öğrencilerini büyük bir sevecenlik ve mutlulukla seyretmekte olan Sezai Bey’e yaklaşarak,

-Öncelikle kutlarım Müdür Bey. Ayrıca teşekkür ederim bir tas çorba olayında çözüm ürettiğiniz için.

-Rica ederim Akıncı Öğretmenim. Asıl teşekkür etmesi gereken benim. İyi ki bu konuda beni uyardınız ve yönlendirdiniz.

-Ben sadece evlerine konuk olduğumuz öğrencilerimizin sosyal ve ekonomik durumlarını size aktarmıştım. Beni ciddiye almayabilirdiniz.

-Akıllı bir yönetici sizi ciddiye almak zorundadır. Bilirsiniz, ”aç ayı oynamaz” diye bir deyim vardır. Aç gelen öğrencilerimiz, döner sermaye için yaptıkları çalışmalarda yeterli üretim yapamazlardı, yapamıyorlardı da. Göreceksiniz, kendilerine sunulan ”bir tas çorba” atölyedeki üretimlerini arttıracak ve çorba nedeniyle döner sermayeden ayrılan paranın birkaç katı geri dönecektir.

*****

Gerçekten de, Sezai Bey’in dediği gibi oldu. Öğrencilerimiz sosyal ve fen derslerinde başarılarını arttırdıkları gibi atölyelerde de döner sermaye için hazırlanan üretimlerini arttırdılar.

Kendilerine sağlanan bir tas çorba ücretinin birkaç katının geri dönüşümünü sağladılar…

İstenildiğinde neler yapılabileceğine küçük bir örnekti ”bir tas çorba”.

Isınma sorununa çare bulabilir miyiz? Diye düşünmeye başlamıştım…

Share Button