29 Mayıs 1970 Cuma, Isparta…
27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet Bayramı kutlamalarının ardından bütün okullarda eğitim ve öğretim fiilen sona erdi. Yazılı ve sözlü sınavlar bitmiş ve karne notları idareye verilmiş olduğundan, bazı sınıflarda fıkralar anlatılırken bazı sınıflarda da saz çalınarak yaz tatiline giriliyordu.
Ben farklı bir uygulama yaptım. Girdiğim bütün sınıflardaki öğrencilerime yetecek kadar 1961 Anayasa kitapçığı alarak dağıttım.
-Çocuklar, bilgi güçtür. 1961 Anayasası’nın bizlere tanıdığı hakları bilmek olaylar karşısında bizi güçlü kılar. Tastamam uygulanıp uygulanmadığını görmemiz gerekiyor. Bu nedenle, her birinize 1961 Anayasası kitapçığı aldım. Lütfen bu kitapçığı özenli bir biçimde gözden geçirin. Benim karnelerinizle ilgili yarım kalmış bir çalışmam var. İkinci saat birlikte tartışacağız.
Dedikten sonra odama döndüm. Okul Müdürü düzenlenen karne notlarını düzenleme görevini bana vermişti. Öğrencilerim 1961 Anayasası kitapçığını gözden geçirirlerken ben de ilk dersimin süresini notları gözden geçirerek değerlendirdim.
İkinci derse girdiğimde öğrencilerim hala kitapçığı gözden geçiriyorlardı. Ara vermelerini işaret ettikten sonra,
-Çocuklar…Şimdi, özellikle temel hak ve özgürlüklerle ilgili maddeleri sırasıyla gözden geçirerek, tastamam uygulanıp, uygulanmadıklarına bakalım…
-Üzerinde konuşmak isteyen var mı?
Sınıfa göz gezdiriyorum. Ramazan parmak kaldırmış, söz vermemi bekliyordu.
-Neler söyleyeceksin Ramazan? Seni dinliyoruz.
-Kitapçığın Temel Hak ve Özgürlükler bölümünün yanı sıra Bireysel Hak ve Özgürlükler bölümünü dikkatlice gözden geçirdim. Ardından da Büyük Öğretmenler Boykotuna Isparta’da neden sadece 3 kişinin katılabildiğini sorguladım.
-Doğru bir yaklaşım Ramazan. Şimdi hep birlikte bu maddeyi bir kez daha birlikte gözden geçirelim…
1961 Anayasası, bireysel hak ve özgürlük bağlamında 1921 ve 1924 Anayasalarına oranla daha düzenleyici bir yapıdaydı. Temel hak ve özgürlükler ayrıntılı olarak düzenlenmiş, temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına yönelik sınırlar konulmuş, anayasa devlete pek çok sosyal ödevler yüklemişti.
Bireysel hak ve özgürlüklerin “Kişi dokunulmazlığı, vicdan, düşünme, söz, yayım, yolculuk, bağıt, çalışma, mülk edinme, malını ve hakkını kullanma, toplanma, dernek kurma, ortaklık kurma hakları ve hürriyetleri Türklerin tabii haklarındandır.” şeklinde tek bir madde altında düzenlendiği 1924 Anayasasının aksine 1961 Anayasasında bireysel hak ve özgürlükler “Temel Haklar ve Ödevler” ana başlığı altında çok daha detaylı olarak yer almıştır.
1961 Anayasasının 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal devlet olduğu belirtilmişti.
Bu madde sosyal devlet olmanın bir gerekliliği olarak temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasında devlete de bir takım sorumluluklar yüklemekteydi.
Nitekim temel hak ve hürriyetlerin anayasal güvence altına alındığı 10. maddede yer alan “Devlet, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, fert huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşamayacak surette sınırlayan siyasi, iktisadi ve sosyal bütün engelleri kaldırır; insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlar,” ifadesi ile devlete bu hakların korunması ve geliştirilmesi hususunda sorumluluk yüklenmekteydi.
1961 Anayasası’nın önemli gördüğüm maddeleri okunarak üzerinde konuşuldu ve tartışıldı. Birçok maddenin tastamam uygulanmadığı sonucuna varıldı.
Varıldı varılmasına da sonraki günlerde bu çalışma olumsuz bir bonus olarak bana geri dönecekti…