31 temmuz 1970 Cuma, Isparta…

1969-70 Eğitim ve Öğretim Yılının sona ermesiyle birlikte istifa eden okul müdürünün yerine henüz atanan olmadığı için müdür vekilliğini yürütüyorum. İlk bir hafta on beş gün oldukça zorlanmama rağmen deneyimli atölye öğretmen arkadaşlarımın bazılarının yardımıyla zorlukları aşmaya başladım.

Lise mezunlarına yönelik Teknisyen okulu sınavlarını gerçekleştirip sonuçlandırdık. 30 öğrencinin alınacağı sınava 150 kişi girdi. Sınavda görevlendirdiğim arkadaşlar, sınav kağıtlarını değerlendirip, puanlanmış olarak teslim ettiler.

Tam kazananları asıl ve yedekler olarak yapılan sıralamayı gözden geçiriyordum ki telefon çaldı. Ahizeyi aldığımda öğrenci işlerindeki Hülya Hanım,

-Akıncı öğretmenim. Milli Eğitim Müdürü Sadık Güneş arıyor. Bağlayayım mı?

-Elbette, lütfen bağlayın.

-Bir dakika efendim…

Birkaç dakika sonra telefon tekrar çaldı. Ahizeyi aldım,

-Akıncı öğretmenim, Sadık Güneş telefonda.

-Buyurun Sadık Bey, nasıl yardımcı olabilirim?

-Mehmet Bey, yakınlarımdan birinin oğlu Necati Korumaz Teknisyen okulu sınavlarına katılmıştı. Onun yerleştirilmiş olması gerekiyor. Bir bakar mısınız?

-Birkaç dakika bekleteceğim Müdür bey. Listeler önümde.

-Bekliyorum Mehmet Bey…

Müdür Bey’in sözünü ettiği öğrenci ne asıllarda ne de yedek listede vardı. Neredeyse öğrencilerin tamamını gözden geçirmek zorunda kaldım. Tam son öğrencilere geliyordum ki Necati Korkmaz’ın yüz üzerinden 3 aldığını gördüm. Tekrar telefona uzanarak,

-Beklettiğim için özür dilerim Müdür Bey. Sözünü ettiğiniz öğrenci 100 üzerinden 3 almış. Yüz üzerinden 83 almış bazı öğrenciler yedekte bekliyorlar.

-Her şeyin bir oluru vardır Mehmet bey…

Dedikten sonra Milli Eğitim Müdürü Sadık Güneş telefonu kapattı.

Sadık Güneş’in ricaları emirdir demişlerdi. Demişlerdi demesine ama, böyle bir rica ne ahlaka, ne vicdana ne de yasalara uygundu.

Yasalar ve kurallara uygun olanı yaptım. Rica ettiği öğrenci ne asıllara ne de yedeklere alınmadı.

Büyük Öğretmenler Boykotuna katılmış olmamdan sonra ricası da yerine getirilmemiş  olması nedeniyle, Isparta Milli Eğitim Müdürü Sadık Güneş ile hiç yıldızım barışmayacaktı. Isparta okullarında ricaları emir yerine geçen Sadık Güneş, Süleyman Demirel’in bacanağı olup, kraldan çok kralcı olmasıyla bilinirdi.

Benimle apansız olarak uğraşacak ve önümüzdeki günlerde de acısını çıkaracaktı.

Ne var ki, zaten yeni kurulan Teknisyen Okulları’nda telef edilmek üzere gönderilmiş bizlerin yerine gönderilecek öğretmen bulmakta zorlanıyorlardı.

Liseyi bitireli yıllar olmuş, evlenmiş ve çoluk çocuk sahibi olmuş, sigara içme alışkanlıklarının yanı sıra yaşça benden büyük olan bu öğrencileri disipline etmek neredeyse olanaksızdı.

Bu öğrencilerle hiçbir öğretmen çalışmak istemiyordu. Hele Isparta’da hiç çalışmak istemiyorlardı…

Share Button