19 Aralık 1969 Cuma, Isparta…
Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ve Türkiye İlkokul Öğretmenleri Sendikası (İLK-SEN) tarafından ortaklaşa düzenlenen 4 günlük Büyük Öğretmenler Boykotu dün saat 17:00’de başarıyla sona erdi.
Başarıyla sona erdi diyorum çünkü, Demirel Hükümeti boykotu engellemek için büyük bir çaba harcadı.
Boykot öncesinde, TRT aracılığıyla boykota katılacak öğretmenler tehdit edildiği gibi, boykotla ilgili haberlere yayın yasağı da konuldu.
Boykottan bir gün önce Demirel “öğretmen boykotu (…) bir takım çevrelerin ve bu arada iki sendikanın masum öğretmen camiasını senelerden beri politikaya ve anarşiye sürükleme gayretlerinden başka bir tezahür değildir” demişti.
Aynı gün TRT’ye çıkan Milli Eğitim Bakanı Orhan Oğuz boykot karşıtı bir konuşma yaparak; eylemi kırmak için, derse girmeyen öğretmenin yerine son sınıf öğrencilerinin ve emekli öğretmenlerin derse sokulmasını istedi.
İçişleri bakanı Haldun Menteşeoğlu da koroya katıldı ve “Sokağa dökülerek hükümeti korkutmak olmaz. Totaliter devletlerde bunu yapanları asarlar. Öyle zannediyorum ki, şu anda öğretmenlerimiz eğitim idealinden yoksundurlar. Boykota giderlerse sert tedbirler alacağız” dedi.
Boykotun ilk günü Milli Eğitim Bakanı Orhan Oğuz, TBMM’de yaptığı konuşmada asıl meselenin öğretmen hakları olmadığını, “düzen değişikliği ve bu arzunun biçare bir tezahürü” olduğunu belirtti.
Bakana göre, meclis, yaptığı kanunlara aykırı hareketi asla tasvip etmeyecektir. “Bu meselede politikacıların hep beraber karşı çıkma zarureti vardır. Bu sayede ülkede kanun hakimiyetini, hukuk hakimiyetini tesis edebileceğiz.” Dedi.
Ankara Valisi, İLKSEN başkanını görevden aldı. TÖS ve İLKSEN idarecileri hakkında ”İstanbul, Ankara ve diğer iller savcıları harekete geçmiş bulunmaktadır” diyen Ankara Valisi,
Boş kalan öğretmen kürsüleri öğretmen okulu son sınıf öğrencileri ve “bulunabilecek ehil kimseler”ce doldurulacaktır. Dedi.
Başbakan Demirel boykotun ilk günü Milliyet Gazetesi’nde Abdi İpekçi’yle özel bir röportaj yaparak,
-Bu boykot değildir. Kanunsuz grev(dir). Gayri meşru kanunsuz grevdir. Bu hareket, başka kaynaklardan tertip olarak itilmiştir orta yer.
Boykot sırasında siyasi iktidara yakın Milliyetçi Öğretmenler Birliği ve Milliyetçi Öğretmenler Sendikası (MÖS) gibi kuruluşlar boykotu engellemeye çalıştılar.
Boş kalan sınıfların kendi üyelerince doldurulacağı söylemlerini yayarak halkı kışkırttılar.
TÖS ve İLK-SEN’ in ”halkın örf ve âdetlerine, milli iradeye ihanet” ettiğini, demokrasiyi yıkmaya çalıştığını, halkın bu eyleme izin vermemesi gerektiğini vurgulayan bildiri ve broşür dağıttılar.
Bu da yetmedi. Gölhisar, Balıkesir, Elmadağ, Boyabat, Sincanlı, Aydın, Mucur gibi il ve ilçelerde AP’li militanlar “Komünistleri istemiyoruz!” nidalarıyla boykotçu öğretmenlere saldırdılar, onları zorla derse sokmak istediler.
AP’li, Adalet Partili belediyeler hoparlörlerle halkı bu saldırılara katılmaya çağırdılar.
Komünizmle mücadele geleneği kendisini bu boykot sırasında da kendini gösterdi.
Demirel başkanlığındaki siyasal iktidarın ve Demirel’in kendisinin TRT’ye boykot haberleri konusunda yayın yasağı getirmek dahil eyleme karşı gösterdiği tepki çok büyük oldu. İki sendikanın Danıştay’a başvurması sonrasında TRT yayın yasağı kaldırıldı. Boykot haberinin yayınlanmasının ardından çeşitli kuruluşlar yaptıkları açıklamalarla bu eylemi desteklediler. Ancak açıklama yapanlar boykota herhangi bir eylemle destek vermedi.
Özellikle hukukçuların, üniversite öğretim üyelerinin ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün boykot lehindeki açıklamaları, öğretmenlerin boykota katılımını artırdı.
Okul müdürlerinin, adli ve idari yetkililerin boykotçu öğretmenlere karşı tavrını olumlu doğrultuda etkiledi.