Acılı, renkli ve devletimiz tarafından terbiye edilmeye, devlet kurallarına uyumlu hale getirilmeye çalışıldığı ve oldukça büyük değişikliklere neden olan hayat hikayemin bu bölümü, Milli Eğitim Bakanlığı’nca önce görevlendirildiğim bir süre sonra da görülen lüzum üzerine görevimin sonlandırıldığı Isparta Dönemi olmuştur.
Isparta Dönemini üç bölümde özetlemek mümkün…
Mezuniyet ve 68 kuşağı üzerine bir özeleştiri ile başlayan birinci bölüm, 1 kasım 1969 ile 23 Mayıs 1971 Cumartesi günü tutuklanarak Isparta Kapalı Cezaevi’ne girinceye kadar geçen süreyi kapsar.
23 Mayıs 1971 Cumartesi günü tutuklanmamız ile başlayan ikinci bölümde; Isparta Kapalı Cezaevi, Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Cezaevi, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Mamak Askeri Cezaevi ve tekrar Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Cezaevi günlerini kapsar.
Tutuksuz yargılanmak üzere Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Cezaevi’nden tahliye edildiğimiz 25 Şubat 1972 ile başlayan üçüncü bölümde; tekrar Isparta Sanat Enstitüsü ve Teknisyen Okulu’ndaki görevime geri dönüşü, 3 Temmuz 1972 Pazartesi günü maaşımı alıp Eskişehir’de sürmekte olan duruşmaya gitme hazırlığında iken alel acele yapılan bir arama ile tekrar tutuklanarak Isparta Kapalı Cezaevi’ne ikinci kez girişi, Eylül 1972’de delil yetersizliğinden tutukluluğumun sonlandırılması ve tekrar göreve dönüşü ve 1973 yıl Şubat ayının ilk hafta sonunda ”görülen lüzum üzerine” bakanlık emrine alınarak açlığa mahkum edildiğim olayları kapsamaktadır.