Kemer’de Saklı Cennet Ulupınar Şelale

                                             23 Eylül 2009 Çarşamba, Ulupınar…

Kemer Çamyuva’da güneşli ve güzel bir gün. Simena Villalarında konaklıyoruz. Konuklarımızdan manevi kızımız Rukiye ve aile dostlarımız Zehra-Çetin Yurtkuran ile çevre gezisi yapmak istiyoruz.

Tam da bu sırada Yurtkuran ailesinin çevre dostu ve çevre savaşçısı kızı Zeynep, annesi Zehra hanımı arıyor. Sohbet arasında çevre gezisinden söz edilince Zeynep Ulupınar Şelale’yi gidin görün diyor. Ve ekliyor…Antalya’nın Kemer İlçesinin doyumsuz doğal güzellikleri taçlandırmak istiyorsanız  Ulupınar Şelale Restorana gitmelisiniz. Kemer – Kumluca karayolu üzerinde,  Çıralı sapağına gelmeden 3 km. önde bulunan Ulupınar Mahallesindedir…Zeynep’in önerisiyle ”Ulupınar Şelale”ye gitmeye karar verdik. kemer’in bir mahallesi konumuna gelmiş olan Ulupınar’ın, Kemer Kumluca arasında, Kemer’e yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta olduğunu öğrenmiştik.

Özel arabamızla ver elini Ulupınar dedik. Yolculuk boyunca, sık ve gür; çınar, defne, kızıl çam, kadran ve ardıç ağaçları arasından kıvrılarak ilerleyen oldukça eğimli bir yolda , 45 dakika gittikten sonra, Ulupınar tabelasını görüp, sola saptık. Orman içinde, oldukça virajlı ve eğimli yolda ilerleyerek, kısa bir süre sonra da şelaleye geldik.

Muhteşem bir manzara ile karşılaşmıştık. Akarsular üzerine ahşap balkonlar oturtulmuştu.

Bizi karşılayan görevlilerden öğrendiğimize göre; yaz aylarında 45 dereceyi bulan hava sıcaklığından uzaklaşmak isteyen Antalyalılar için, doğal bir klima  ortamı sağlıyormuş Ulupınar şelale. İyi ki kazaklarımızı almıştık. Ortam, biraz fazla soğuk gibi gelmişti. kazaklarımızı giyerek soğuktan korunduk.  

Bölgede çok sayıda restoran olduğunu öğrendik. Şelale restoran ise, tam şelalenin başında yer alıyordu.Bu tesis, başlangıçta, alabalık çiftliği olarak kurulmuş. Buralara yolu düşen yerli ve yabancı turistlerin; alabalık çiftliğini oluşturan havuzlarda balık tutma arzuları ve havuzdan çıkarılan balıkların  ”Kiremitte alabalık” olarak yenmek istenmesiyle, ”Şelale restaurant” hayata geçirilmiş.

İyi ki geçirilmiş. Muhteşem ve doğal bir yer. Çevreye zarar vermeden yerleşimi gerçekleştirmişler.

Öğle yemeğini yiyerek gitmiştik. Karnımız tok  olduğundan, tadımlık olmak üzere, bir adet kiremitte alabalık ve demlikle çay söyledik. Akarsular üzerine oturtulmuş 50 ye yakın platformlardan birinde çaylarımızı yudumladıktan sonra gelen kiremitte balığı, tadımlık olacak şekilde, aramızda paylaştık. Çok lezzetli bulduk kiremitte alabalığı.

Ben, elimde fotoğraf makinesi, sürekli fotoğraf çekerken eşimle Yurtkuran ailesi restoran çalışanlarıyla sohbeti koyulaştırmışlardı.  

Şelale restorandaki 50 havuzda, yılda 300 000 alabalık üretildiğini öğrendik. Havuz başında ve şelale üzerindeki platformlarda, Her gün onlarca yerli ve yabancı turist gelerek, kiremitte alabalık yiyormuş. Alternatiflerin de olduğunu öğreniyoruz. Konuklarına sacda kavurma ve bıldırcın eti de sunuluyormuş.

Balık çiftliklerindeki restoranlarda oturulacak yerler ve masalar, gelen konukların rahat etmesi için tasarlanmış. Gün boyu, gelen konuklara alabalık servisi yapabiliyor. Akdeniz mutfağının tüm güzelliklerini bulabilmek mümkün. Balıkla arası hoş olmayanlar da üzülmesinler, doğu bölgelerimize özgü tatları, kebap çeşitleri, lahmacun çeşitlerini de bulabilmek mümkün elbette.

Ne yenirse yensin, yemeğin yanında farklı lezzetteki yoğurtlardan yapılmış üzeri köpük dolu buz gibi ayran ve yemeğin ardından Türk kahvesi mutlaka içilmeli.

Bir başka alternatif daha var bu balık çiftliklerinde, balık avlamayı sevenler arzu ettikleri takdirde bu olanağa  da sahipler. Çiftlikten kiralanacak bir olta ile gün boyu balık avlamak hatta avlanan balıkları pişirip yemek de mümkün. Bu da balık avlamayı hobi edinmiş yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Ulupınar ve oralara kurulmuş balık çiftlikleri sizlerde saklı bir cennet izlenimi bırakacaktır. Yolunuz düşerse gidin derim.

Share Button
2852 cevaplar

Yorumlar kapalı.