Estergon Kalesi İzlenimleri

7 Mart 2019, Budapeşte Macaristan…

13. yüzyıl başına tarihlenen Estergon Kalesi, Macaristan tarihinde inşa edilmiş ilk önemli yapılardan birisidir. Macaristan ve Osmanlı tarihinde büyük bir önem taşıyan kale, 1241’deki Moğol istilasına kadar Macar Krallığı’nın idari ve dini merkezi olmuştur.

Osmanlı Devleti, Avusturyalıların yönetimindeki kaleyi ilk kez 1543’te  zapt etti.  1543 yılında elimize geçen Estergon Kalesi Sancakbeyliği haline getirilerek Budin Beylerbeyliği ‘ne bağlanmıştı. Ancak kale bundan yaklaşık elli yıl sonra Alman Leh Çek ve İtalyanlardan oluşan 80 bin kişilik bir haçlı ordusu tarafından kuşatıldı. Yalnızca beş bin Türk askeri bulunduğu kale 2 Eylül 1595 günü yaşanan bir trajedi ile teslim olmak zorunda kalmıştı.

Bu teslimiyet sonraki yıllarda kahramanlık türkülerine konu olmuştu.

Estergon kalesi subaşı durak
Kemirir gönlümü bir sinsi firak
Gönül yar peşinde yar ondan ırak

Akma Tuna akma ben bir dertliyim
Yar peşinde koşan kara bahtlıyım

1605 yılında Osmanlılar tarafından yeniden zapt edilen kale, 1683’te kesin olarak Osmanlı yönetiminden çıkmıştı.

Tarih kokan ve kahramanlık türkülerine konu olan Estergon Kalesi’ni görmeliydik…

Tarih kokan mimari yapıları barındıran Budin Kalesiyle, köprüleriyle, ticari merkezi Peşte bölgesiyle ve iki yakayı birleştiren Tuna Nehri ile Budapeşte’yi sevdik. Meydanlarını, caddelerini, tarihi eserlerini, hepsinden önemlisi ruhunu yakalayabilmek için saatlerce yürüdük. Arada bir Newyork Cafe gibi mekânlarda mola verdik.

Çarşamba günü gerçekleştirdiğimiz Viyana turu yaklaşık 250 Euro’ya mal olmuştu. Estergon’a düzenlenecek rehberli bir turun da en az 100 Euro civarında olacağını görünce, kendimiz gitmeye karar verdik. Otelimiz resepsiyonundaki görevlinin trenle yapılacak yolculuğun konforlu olacağını söylemesi üzerine yeni bir rota belirledik.

Budapeşte yatay büyümüş bir başkent, mesafeler uzun. Ne var ki otobüsleri, sarı ve kırmızı tramvayları, çok güçlü bir Metro ağı ve banliyö trenleriyle uzakları yakın etmişler.

Otelimizden 1200 metre yürüyerek 63 numaralı otobüsle ara aktarma terminallerinden birine ulaştıktan sonra, 56 numaralı sarı tramvayla ana terminal Szell Kalman’a ulaştık. 6 numaralı bir başka tramvayla da Peşte bölgesindeki Nugati Tren Garına ulaştık.

Tren garında, Estergon’a iki kişilik gidiş dönüş bilet ücreti olarak 8 Euro ödedik. Yaklaşık bir saatlik yolculuktan sonra Estergon tren garına ulaşmıştık. Gar meydanında bekleyen bir toplu taşım aracına binerek Estergon Kalesi yolculuğumuzu başlattık.

Estergon’daki ulaşım ağı zayıf. Tramvay ve Metro ağı yoktu. Sokaklar sıkıştırılmış toprakla kaplanmıştı. Bindiğimiz otobüs oldukça eskiydi. Bütün şehri panorama dolaştırdıktan sonra Estergon Bazilikası girişinde bizi bıraktı. Bu şehir içi turunda Estergon geri kalmış bir kasaba olarak göründü bana. Eşim daha önce Estergon’u görmüş ve beni uyarmıştı. Bazilika ve Kale dışında görülecek kayda değer bir şey yok diye. Oysa Estergon Macaristan’ın ilk başkenti olma özelliğini de taşıyordu.

Bazilika Macaristan’ın en büyük, dünyanınsa 18. Büyük bazilikası olma özelliği taşıyor. Tuna Nehrinden 20 metre yüksekte kurulmuş. Tuna Nehri ile şehre hâkim bir konumda. Kale kapalı olduğu için gezemedik. Bazilikayı gedik. Bazı bölümlerinde yenileme çalışmaları vardı. Dışarıdan ve içeriden fotoğraflama olanağı buldum.

Share Button