İvriz’de 1959-1960 Eğitim ve Öğretim yılına başlarken

21 Eylül 1959 Pazartesi, İvriz İlköğretmen Okulu…

Saat 06’da kalk zilinin çalmasıyla birlikte nöbetçi öğretmen de elindeki anahtarlarla demir ranzalara vurarak yatakhanemize girmişti. Uykunun o en tatlı yerinde istemeyerek yataktan doğrulup, gözlerimizi ovuşturarak kalkmıştık. Bu kez yadırgamamıştık kalk zilini ve anahtar seslerini. Çabucak giyinip, elimizi yüzümüzü yıkamış, yataklarımızı düzeltip etüt için sınıflarımızda yerimizi almıştık.

Henüz dersler başlamadığı için, bu günkü ilk etüt saatinde herkes yaz anılarını özetlemeye çalışmıştı. En yakın arkadaşım ki her şeyimi paylaştığım dostum olmuştu, Emin Özgan ile sohbeti koyulaştırmıştım. Önce Emin anlatmıştı. Bitirdiğinde ‘’Eee Akıncı, anlat bakalım sen de ne var ne yok?’’ Demişti. Ben de kardeşim Mustafa ve Konya yolculuğumla ilgili olarak sohbete başlamıştım.

İvriz’e dönüşüm bir hayli uzun ve maceralı oldu. Demiştim. Öyleydi çünkü Kardeşim Mustafa Konya Maarif Koleji’nin açtığı sınavı kazanarak leyli meccani öğrencisi olmuştu. Babam Mersin’de çalışmakta olduğundan kardeşimin kaydını yaptırmak bana düşmüştü. 18 Eylül 1959 Cuma sabahı annemin ellerini öperek hayır duasını aldıktan sonra Misli ’den ayrılmıştık. Yaklaşık 6 km uzaklıktaki Hüyük İstasyonundan bindiğimiz trenle, Ulukışla’da aktarma yaparak, akşamüzeri Konya’ya ulaşmıştık. Cumartesi günü kardeşimin kaydını yaptırdıktan sonra trenle Ereğli’ye, oradan da okuluma gelmiştim.

Emin kardeşimin Konya Maarif Kolejine parasız yatılı öğrenci olarak gitmesine çok sevinmişti. Etüt bitiş zilinin çalmasıyla birlikte sabah kahvaltısı için yemekhaneye koşmuştuk. Yemekhanede tam bir bayram havası vardı. Bütün arkadaşlar tekrar İvriz’de buluşmanın mutluluğunu yaşıyor ve bunu şölen havasında kutluyordu. Köy Enstitüleri ve ardılları olan İlköğretmen Okulları bize okul ve eğitimin kurtuluş olduğunu öğretmişti. Tatiller yerine okullarımızda bulunmak ve üretmek mutluluktu…

Sabah kahvaltımızdan sonra Bayrak Töreni alanında toplanmıştık. Başta nöbetçi öğretmenlerimiz ve nöbetçi öğrenciler olmak üzere, bütün okul öğretmenleri yerini aldıktan sonra Okul Müdürümüz Kamil Açan ve yardımcıları da yerlerini aldılar. Kamil Açan tören alanını alıcı gözle süzdükten sonra, işaretiyle birlikte, okul bandosunu eşliğinde İstiklal Marşı söylenmişti. Arkasından ‘’Günaydın Arkadaşlar.’’ Diyen okul müdürümüz aramıza yeni katılan birinci sınıf arkadaşlarımıza ‘’Hoş Geldiniz.’’ Demişti. Okulun kurallarını, eğitim ve öğretimin temel amacın anlattıktan sonra, eski öğrencilere, bizlere dönerek ‘’Kardeşlerinize sahip çıkın ve her konuda onlara yardımcı olacağınız gibi örnek de olun.’’ Demişti.

Bayrak töreninden sonra efsane öğretmenimiz Mehmet Karaman  ‘’Milli oyunlarımızla açılışı taçlandıralım arkadaşlar.’’ Demişti. Benim de akordeon çaldığım okul bandosunu yöneten Kemal Çuhalılar’ın işaretiyle ve Davulcu Rahmi Ayaz’ın tokmağını davula vurmasıyla birlikte oyunlar başlamıştı. 19 Mayıs 1959 yılı Gençlik ve Spor bayramında Ereğli stadyumunda görsel bir şölen sunan arkadaşlarımız bu kez bizlere aynı duyguyu tattırmışlardı.

Oyunlardan sonra büyük bir mutluluk ve coşku ile sınıflarımıza giderek ders yılına başlangıç yapmış, dersimize yeni gelen öğretmenlerimizle de tanışmıştık. 1959-19660 Eğitim ve Öğretim yılına başlarken İvrizli olmanın mutluluğunu yaşamıştık kısaca…

Share Button