Sultanahmet Meydanı ve Ayasofya

Sultanahmet Meydanı ve Ayasofya

Ayasofya Müzesi, Hristiyanlar tarafından dünyanın sekizinci harikası olarak kabul edilmektedir.  Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından İstanbul’un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedralidir. 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından alındıktan sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. Günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. 

Bu muhteşem eseri bir kez daha ziyaret etmek istiyorum. Tramvaydan Sultanahmet Meydanında inerek Ayasofya Müzesine doğru yürüdüm. Aman Allahım!!!  O da ne?, Müze girişinde ucu bucağı olmayan bir ziyaretçi trafiği var. Bereket turlarla gelmiş olanların önceden biletleri alınmış da, sıraya girmeden içeri girdiler. Bilet kuyruğuna ben de girdim. Yaklaşık yarım saat sonra müzeye girebilmiştim.

İSTANBUL AYASOFYA 1 (9)

ayasofya-muzesi-2011-17Binanın adındaki “sofia” sözcüğü herhangi bir kimsenin adı olmayıp,Vikipedi’ye göre,  eski Yunanca’da “bilgelik” anlamındaki sophos sözcüğünden gelir. Dolayısıyla “Ayasofia” adı “kutsal bilgelik” ya da “ilahî bilgelik” anlamına gelmekte olup, Ortodoksluk Mezhebinde Tanrının üç niteliğinden biri sayılmaktadır.

Yapıldığı dönemin dünyasında hiçbir bazilika planlı yapı Ayasofya’nın kubbesinin boyutundaki bir kubbe ile örtülebilmiş ve böylesine büyük bir iç mekâna sahip değildi. Ayasofya’nın kubbesi Roma’daki Panteon’un kubbesinden küçük olmakla birlikte Ayasofya’da uygulanan yarım kubbe, kemer ve tonozlardan oluşan karmaşık ve yanıltıcı sistem, kubbenin çok daha geniş bir mekânı örtebilmesini sağlayarak, kubbeyi daha etkileyici ve görkemli kılmaktadır. 

İSTANBUL AYASOFYA 4 (1)ayasofya-muzesi-2011-31Taşıyıcı olarak beden duvarlarına oturtulmuş önceki yapıların kubbeleriyle kıyaslandığında, sadece dört taşıyıcı sütuna oturtulmuş bu denli büyük bir kubbe mimarlık tarihinde gerek teknik, gerekse estetik bakımdan bir devrim sayılmaktadır. Orta galeri ya da merkezi mekânın yarısını örten ana merkezi kubbe, doğu ve batısına eklenen yarım kubbelerle çok geniş bir dikdörtgen biçimli iç mekân yaratacak şekilde öylesine genişletilmiştir ki, zeminden bakıldığında, gökyüzüne asılı gibi duran, tüm iç mekâna hâkim bir kubbe olarak algılanır. Yerçekimine meydan okuyup, havada asılı gibi duran görkemli kubbeden gözümüzü ayırıp, diğer ayrıntılarla ilgilenmeye başlıyorum. İmparator Justinianus (527-565) tarafından, günümüze ulaşan Ayasofya`yı, çağın ünlü mimarlarından Miletos`lu İsidoros ve Tralles`i Anthemios`a yaptırmıştır. Ayasofya`da kullanılmak üzere, Anadolu`nun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler ve renkli taşlar  İstanbul`a getirilmiştir.

 ayasofya-muzesi-2011-61

Ayasofya`nın yapımına 23 Aralık 532`de başlanmış, 27 Aralık 537`de tamamlanmıştır. Mimari yönden incelendiğinde büyük bir orta mekân, iki yan mekân , koro için ayrılan yarım çember şeklindeki absit, iç ve dış nartekslerden meydana gelmiştir. İç mekân, 100 x 70 m. ölçüsünde olup, üzeri dört büyük ayağın taşıdığı 55 m. yüksekliğinde, 30,31 m. çapında kubbe ile örtülmüştür.

Ayasofya`nın mimarisinin yanı sıra mozaikleri de büyük önem taşımaktadır. En eski mozaikler iç narteks ve yan mekanlarda altın yaldızlı geometrik ve bitkisel motifli olan mozaiklerdir. Figürlü mozaikler IX.-XII. yüzyıllarda yapılmıştır. Bunlar İmparator kapısı üzerinde, absiste, çıkış kapısı üzerinde ve üst kat galeride görülmektedir.

Mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden ilk ve son benzersiz uygulama olarak görülen Ayasofya, Osmanlı camilerine, fikir bazında da olsa esin kaynağı olmuş, doğu-batı sentezinin bir ürünüdür. Bu eser dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer almaktadır.

ayasofya-muzesi-2011-74

Narteks kiliselerin vazgeçilmezi olup,hazırlık bölümü diyebileceğimiz küçük bir bölümdür. Kiliselerde, genellikle girişlerde yer alır. Bu bölümde ayine gelen kimseler kıyafetlerini düzenlerler ve ayin için hazırlıklarını bir kez daha gözden geçirirler.Bu bölümde fazla tasvirle karşılaşmamakla birlikte nadiren kutsal aile, havariler bulunmakla birlikte, daha çok kiliseyi  yaptıranla ilgili bir şeyler bulunur. Böylece kilise,ona hizmetlerinden dolayı kişiyi onure eder.

Bu nedenle, Ayasofya, tarihi geçmişinin yanı sıra, mimarisi, mozaikleri ve Türk çağı yapıları ile yüzyıllar boyunca tüm insanlığın ilgisini çekmiştir.

Fikir bazında da olsa, Osmanlı Camilerine esin kaynağı olan ve her yıl, binlerce yabancı ve yerli turistin ziyaret yeri olan Ayasofya’yı ayrı ve ayrıntılı bir yazı konusu yapacağım.

Share Button