Mersin Şehir Mezarlığı çocukluğumdan beri ilgimi çeken bir mekândır. Türkü, kürdü, Rum’u, Müslümanı, Hristiyan’ı, velhasıl her dinden ve her mezhepten insanların defnedildiği bir mekândır Mersin Şehir Mezarlığı.  Kültür Bakanlığı tarafından “Taşınmaz Kültür Varlığı” olarak tescil edilmiş ve korumaya alınmıştır. 1992 yılında kaybettiğimiz babam Ahmet Akıncı ile 2014 yılında kaybettiğimiz annem Emine Akıncı’nın mezarları da burada bulunmaktadır.

Mersin’de 1830 lı yıllarda başlayan kentleşme süreciyle birlikte nüfus artmaya başlamış ve 1880 li yıllara gelindiğinde ivme kazanmıştır. Kentte yaşayanların ana unsurunu Müslümanların oluşturduğu dönemlerde, pek çok yer mezarlık olarak kullanılmıştır.

Mersin’deki mezarlıklar için ana bölge, eskiden hal olarak kullanılan, bugün ise Akdeniz Belediyesinin hizmet binasının yapıldığı anakent binasının kuzeyindeki alandı. 1930 yılından sonra şehir mezarlığı Mahmudiye Mahallesine, bugünkü Endüstri Meslek Lisesinin bulunduğu yere taşındı.

Buradaki mezarlığa komşu ve duvarla ayrılmış olan mezarlık Alevilere ayrılmıştı. 1936 yılında bugünkü Şehir Mezarlığı hizmete girmesine rağmen, defin işlemleri eski mezarlıkta devam etti. Liman ve Tren Yolunun yapılması ile hareketlenen kente, gayrimüslimlerin yerleşimi hızlandı. Ölümünde hayat sürecinin bir sonucu olması gerçeği, gayrimüslimlerin mezarlıklarını ortaya çıkardı.

Çakmak Caddesinde Beşyol kavşağının hemen ilerisinde, yolun batısında Katolik Cemaatine ait bir mezarlık mevcuttu. 1874 yılında Katolikler tarafından satın alınan kilise ve çevresindeki arazinin,  2471 metrekaresi Katolik mezarlığı olarak kullanıldı. Bu mezarlıkla kilise arasındaki yol (çakmak caddesi), o dönem açıldı ve bu yola Kapusien adı verildi.

Bu mezarlık 1936 yılına kadar cemaat tarafından kullanılmıştır. Hastane Caddesinde Kuru Çeşme’nin doğusunda ise Ortodoks Hristiyan cemaatine ait bir mezarlık mevcuttu. 1935 yılında Belediye Başkanı Mithat Toroğlu bugünkü Şehir Mezarlığının yerini kamulaştırdı. Mezarlığın, şehir halkının bütününün, Müslüman ve gayrimüslim ayırımı yapılmaksızın kullanılması için, Belediye Başkanı Mithat Toroğlu zamanın müftüsünden fetva aldı.

Yeni Mezarlık için 400 dönüm arazi üzerinde gerekli düzenlemeler ve çalışmalar yapıldıktan sonra, 1936 yılında Şehir Mezarlığı hizmete girmiş oldu. Şehir mezarlığı hizmete açılınca eski mezarlıkların kullanılması yasaklandı; isteyenlerin eski mezarlarını buraya nakledebilecekleri bildirildi.

Önceleri ortadaki yolun doğusunda ki alan Müslümanlara, batısında ki alan ise, diğer din mensuplarına ayrıldı. Kent nüfusunun hızla artması ve gayrimüslim nüfusunun azalması sonucu, zamanla bu ayırım ortadan kalkarak tüm dinlerin mensupları için kullanılan,  karma bir mezarlık haline geldi. Mersin Şehir Mezarlığı, 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından “Taşınmaz Kültür Varlığı” olarak tescil edildi ve korumaya alındı.

 

 

 

Share Button