
Evrimsel Hümanizm, insanlığın evrimsel süreçte daha ileri bir noktaya ulaşmasını hedefleyen bir düşünce akımı olarak ortaya çıkmıştı. Charles Darwin’in doğal seçilim teorisinden etkilenmiş olan bu akım insanlığın gelişimini biyolojik ve kültürel evrimle ilişkilendirmişti.
Hitler gibi Hitler’in tezlerini destekleyen Evrimsel Hümanistler de Darwin’in Doğal Seçilim yasasını kendilerine dayanak almışlardı. Türkiye’de bu kervana, belli oranda katılanlar arasında Türk Ocakları, Ülkü Ocakları, Türk Talebe Birliği ve ardılları olan dernek ve kuruluşlar oldu.
Nazilerin temel hedefi insanlığın bozulmasını önlemek ve üstün insana doğru evrimleşmesini desteklemekti.
Darwin’in ”Güçlü olan yaşar ve daha da güçlenir.” ünlü sözü düşünce akımı ya da Nazizm’in dayanak noktası olmuştu.
Nazizm’i örnek alan Evrimsel hümanistlere göre, tüm insan deneyimlerinin eşit olduğunu iddia edenler ya korkak ya da aptaldırlar.
Bu yüzden, insanlığın en ileri biçimi Aryan ırkının korunması ve bozulmuş Homosapiens’ler olan Yahudi, Çingene, eşcinsel ve zihinsel engellilerin yok edilmeleri gerekmekteydi.
NAZİZM, Evrimsel Hümanizmi, ırkçı teorileriyle evlendirerek yeni bir DİN yaratmıştı.
Oysa İslam de diğer Dinlerin temelinde insanları eşit kabul eden bir inanç sistemi yatar. Kur’an-ı Kerim’de, insanların farklı milletler ve kabileler olarak yaratılmasının, birbirlerini tanımaları için olduğu belirtilir.
20 Nisan 1889 yılında Avusturya’da doğan Adolf Hitler, bilinenin aksine kendisi Alman olmayıp, bir Avurtuyalı’dır. Gönüllü olarak katıldığı Birinci Dünya savaşında, rütbesiz bir asker olarak, dört yıl savaştı.
Hitler, başta büyük bir heves içinde olan askerlerin cepheye vardıktan hemen sonra nasıl korktuklarını gözlemişti. Savaşmak zorunda olan her askerin amansız bir içsel çatışma yaşadığını, yenik düşmemek adına nasıl bütün sinirlerinin gerildiğini anlamıştı.
Kendi savaşını 1916 kışında kazandığını söyler. ‘’Sonunda’’ diye yazmıştı ‘’Kavgam’’ adlı kitabında. ”’İradem karşı konulmaz bir efendiydi, sakin ve kararlıydım. Artık kader bana hangi oyunu oynarsa oynasın, sinirlenmeden, aklım yerinde ayakta kalabilirdim.’’
Savaş deneyimi Hitler’e dünyanın başka bir yüzünü, Doğal seçilimin acımasız kanunlarla yönetilen vahşi orman tarafını göstermişti. Bu gerçeği göremeyenler hayatta kalamıyordu. Başarılı olmak için acımasız orman kanunlarını kabul etmek ve uygulamak gerekiyordu.
Almanların aldığı büyük yenilginin ardından arkadaşlarıyla bir araya gelerek Alman İşçi Partisi’ni kurdu ve başına geçti. Bir süre sonra partinin ismini değiştirerek Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi adını verdi.
Üyelerine ise kısaca Nazi denildi. Lider olarak kendisine Führer lakabını verdi. 1930 Eylül ayında yapılan seçimlerde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi seçimleri kazanarak iş başına geldi. 1932 yılında Şansölye seçildi. Daha sonra siyasi rakiplerini hızla ortadan kaldırarak ülkenin tek adamı oldu.
Evrimsel Hümanizmin en büyük destekçisi Hitler, 1 Eylül 1945’te Almanya’nın Polonya topraklarına girmesiyle, kendince dünyayı yeniden tasarımlamak istedi. Neredeyse Avrupa’nın tamamını işgal etmişken,1941 yılının ikinci yarısında Rusya ve ABD savaşa dâhil oldular.
Nisan 1945’te Alman kuvvetleri ile Müttefikler arasındaki Berlin Sokak muharebelerinin nihayete ulaşmak üzere olduğu sırada, 30 Nisan 1945 günü Hitler intihar etmesiyle, evrimsel hümanizm de tarih oldu.
Kaynaklar:
1) Yuval Noah Harari (Sapiens)
2) https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/97934/evrimsel-humanizm-ve-holokost
3) https://evrimbilimblog.wordpress.com/2013/07/31/evrimsel-humanizm-nedir/