Klazomenai Antik Kenti Urla İzmir
24 Temmuz 2014 Perşembe, Urla İzmir…
Her kıvrımında ayrı bir ahenk barındırır Çeşme Yarımadası. Urla doğumlu 20. yüzyılın önemli Yunan şairlerinden Yorgo Seferis ve Necati Cumalı’nın sesi de orada yankılanır, rüzgarla dans eden yel değirmenlerinin neşesi de. Sakız ağaçlarının mis kokusu da büyüler ziyaretçilerini, güneşle yıkanan altın kumlu sahiller de…
İzmir’in en batısında yer alan Çeşme Yarımadası; coğrafi olarak Karaburun, Çeşme, Seferihisar, Urla ve Güzelbahçe ilçelerinden oluşuyor. 171 bin hektar alanıyla Türkiye’nin en büyük yarımadası olarak biliniyor. Batıda ve kuzeyde Ege Denizi, doğuda İzmir Körfezi ile Menderes, Balçova ve Narlıdere; güneyde ise Kuşadası Körfezi ile çevrili. İzmir Körfezi’nin güney kıyılarının büyük bölümü Yarımada’da yer alıyor. Batıda Çeşme’nin Sakız Adası’na, kuzeyde ise Karaburun’un Midilli Adası’na yakınlığı, bölgenin kıtalar arası konumu hakkında bilgi veriyor. Karaburun’un en uç noktasındaki Sarpıncık Feneri ile Ege Denizi’nin kapıları Akdeniz’e açılıyor.
İonia medeniyeti döneminden, Çeşme Yarımadası’nda üç önemli Antik Kent günümüze kadar varlığını korumuş. Bunlar Ildırı’daki Erythrai Antik Kenti, Urla’daki Klazomenai Antik Kenti ve Seferihisar’daki Teos Antik Kenti’dir. Ildırı’daki Erythrai Antik Kent buluntularını gezmiş ve yazmıştım. Diğer iki Antik Kenti nasıl gezebilirim diye düşünürken, Seferihisar’da yazlığı bulunan 45 yıllık dostum ve arkadaşım Şahap Cesur, ısrarla beni konuk etmek istediğini söyledi. Dostum Şahap Cesur’un davetine çok mutlu oldum ve beni Çeşme’den almasını rica ettim. Sağolsun şahap beni Çeşme otobüs terminalinden özel arabasıyla aldı. Çeşme’den Seferihisar’a giderken, yolumuz üzerindeki Urla’ya da uğramamızın yazılarım için yararlı olacağını söyledim.,
Klazomenai Antik Kenti buluntularını görmek istiyordum. İsteğim olumlu karşılandı ve Çeşme İzmir Otoyoluna girdik. Yöreyi tanıyan arkadaşımın önerisiyle, Urla’nın en güzel sahil köylerinden biri olan Gülbahçe’ye uğradık önce. Urla’nın en güzel sahil köylerinden biri olan Güzelbahçe, Urla’nın bir mahallesi olarak karşımıza çıktı. İzmir İleri teknoloji Enstitüsü Kampüsü Güzelbahçe Mahallesi sınırları içerisindedir. Bu durum Güzelbahçe’ye bir üniversite yerleşkesi görünümü kazandırmaktadır. Gülbahçe kıyılarında konuşlanmış olan turistik yerler Avrupa kentlerini aratmayacak donanıma sahip görünüyor.
Güzelbahçe sahilini gezerken “Ben Urla ve mahallelerim… Gülbahçem…İzmir’in engin ve dingin bölgeleri olup; sakin, sade, özlemli birer kaçış noktası… Seferihisar, Karaburun en yakın iki dostum. Çeşme hiç büyümeyen, haylaz oğlum… O’nun o haylazlığı, telaşı, kalabalığı başımı döndürür. Gençlik işte… Çeşme’nin gençliğiyle, benim olgunluğumu karşılaştırırlar… Bir teraziye koyup tartarlar… Kırılmam, üzülmem, sadece tebessüm ederim.” sözleriyle Urla ve güzel mahallesi Gülbahçe’yi en iyi biçimde anlatan rahmetli Tanju Okan’ın Ege’ye bakan bir heykeline rastlıyoruz. Urlalılar Tanju Okan’ı unutmamışlar, yaşatmışlar.
Tanju Okan Heykeli ve Gülbahçe’yi geride bırakarak, yarımadada bulunan üç antik kentten ikincisini bulmak üzere Urla tarafına dümen kırıyoruz. Klazomenai antik kentinin kalıntıları Urla’nın İskele mahallesinde bulunmaktadır. Şu anda kazılar halen devam etmektedir. Bir kısmı Karantina Adası üzerinde bulunmaktadır. Çıkarılan önemli kalıntılardan birisi de o devirlerde kullanılan bir zeytinyağı fabrikasıdır. Ağaçlı bir yol olan Mithat Paşa Caddesinin İskele tarafında, batısında bulunmaktadır.
Klazomenai/Kilizman kentinin kalıntılarının, günümüzde, Urla ilçesinin İskele Mahallesi’nde, denize komşu tarlalarda ve kıyıya yakın Karantina Adası üzerinde bulunmakta olduğunu internetten öğrenmiştim. Yine, edindiğim bilgilere göre kazılar; Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yaşar Ersoy’un başkanlığında sürdürülüyor. Hitit, Ege, Ankara, Mersin, Dokuz Eylül ve Orta Doğu Teknik üniversitelerindeki 20 akademisyen ile bölgedeki işçilerden seçilen 30 kişi ile oluşan 50 kişilik kazı ekibiyle yürütülüyor çalışmalar. İonia Medeniyeti’nin bölgedeki kalıntılarının aranmasına devam ediliyor. Klazomenai Antik Kenti’nin merkez yerleşimi konusunda yapılan çalışmalar kapsamında bu yıl ilk kez, günümüzde de Karantina Adası olarak adlandırılan 30 hektarlık yarım adada kazılara başlanmış durumda.
Biz önce, Urla’daki Mithatpaşa Caddesi üzerinden İskele Mahallesi’ne gittik. Denize komşu olan Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi üzerindeki 2134. sokakta bir kazı alanına rastladık. Kazı alanındaki görevlilerden bazılarının verdiği bilgilere göre, İskele Mahallesi’nin Antik Çağda bir yarımada oluşturduğuna dair bulgular ortaya çıkmaktadır. Kazı alanından bazı fotoğraflar çektikten sonra, tekrar Mithatpaşa Caddesi’nin başlangıç noktasına geri döndük. Caddenin batısında, kamulaştırılmış bir tarlada kazı yapılıyordu. Kazıda görevli bir öğrenci yaptıkları çalışmanın önemini vurguladıktan sonra kazıların, Ege Üniversitesi adına, 1981 yılından beri yürütülmekte olduğunu ve bulguların, Klazomenai Antik Kenti tarihinin M.Ö. 4 000 yıllarına uzandığını söyledi.
Nüfus olarak nispeten küçük bir yerleşim merkezi olmakla birlikte Klazomenai, çoğu kuruluşunun ilk dönemi olan M.Ö. 7. yüzyıldan kalma ve günümüzde kentin adıyla anılan Terrakotta lahitleri ve yine kentin adı ile anılan siyah figürlü, yaban keçisi stilindeki, yerli seramikleri ile ün kazanmış. Önemli bir seramik üretim merkezi olduğu kabul edilmektedir. Diğer taraftan, kamulaştırılmış kazı alanının biraz daha doğusunda kalan Zeytinyağı işliğinden söz eden öğrenci arkadaşımız, görmemizin yararlı olacağını söyledi. Arkasından da kısaca bilgilendirdi. Klazomenai ayrıca zeytinyağı ticaretinde isim yapmıştır. Kalıntıları arasında yer alan ve M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen zeytinyağı işliği tanımlanabilen en eski zeytinyağı üretim tesisidir. Bu tesis, Antikçağ’da özellikle zeytinyağı üretimiyle önemli bir ticaret merkezi olduğunu göstermektedir. Bu tesiste, 2004-2005 yılında Ege Üniversitesi koordinasyonunda, restorasyon ve yeniden inşa çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Sahada aynı tarihlerden kalma ve zeytinyağı işliği ile bağlantılı bir demirci işliği de bulunmaktadır. Mayıs 2007 yılında da, deniz yatağının altında, M.S. 7. yüzyıl sonuna tarihlenen çıpa ve diğer buluntular ortaya çıkarılmış. Zeytinyağı İşliğini görmek üzere kazı alanından ayrılıyoruz.
Kaynaklar:
1) http://tr.wikipedia.org/wiki/Klazomenai
2) www.izmirkulturturizm.gov.tr/TR,77421/klazomenai-urla.htm