Marmaris’ten Rodos’a keyifli bir yolculuk
Kudüs’teki Hastane Şövalyeleri’nden Rodos Şövalyelerine evrilen tarikatın 1309 yılında üs olarak seçtiği Rodos ve yönetimi altında olan 12 Ada’nın yanı sıra inşa ettikleri muhteşem kalesi ve Orta Çağ’dan kalma mahallesi ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Rodos Adası hep ilgimi çekmişti.
UNESKO Dünya Mirası Listesi’nde olmasının yanı sıra 400 yıl süre ile Osmanlı yönetiminde kalmış olması, 1912 yılında Lozan Üşi’de yapılan anlaşma ile İtalyanlara, 1944 yılında da Nazi Almanya’sının savaşı kaybetmesi üzerine İngiltere tarafından Yunanistan’a hediye edilişi ilgimi çeken temel nedenlerden biriydi.
RCI kanalıyla, Hotel Sun Beach Resort Complex Rhodes Grece tatil köyünde bulunan 4 yıldızlı otelde açık mutfağı bulunan dubleks bir oda bir haftalığına bize tahsis edildi. Ben bu tür tahsislerle bize ayrılan mekanlara bir haftalık evimiz diyorum. Rodos’taki bir haftalık evimiz aylar öncesinden ayrılmış olduğundan, biz de haftalar öncesinden ulaşım sorununu çözdük.
Ağustos 2015 Cumartesi akşamı saat 9,30 da Ankara’dan bindiğimiz otobüs ile 31 Ağustos 2015 Pazar günü saat 07,30 da Marmaris’e, saat 08,00 de de limanda Yeşil Marmaris Turizm’in önündeydik. Biletlerimizi alıp Check-in işlemlerini yaptıktan sonra, yurtdışı çıkış işlemleri için pasaport kuyruğuna girdik.
Oldukça erkenci olduğumuz için, fazla sıra beklemeden çıkış işlemleri tamamlandı ve bizi Rodos’a götürecek olan katamaran tipi deniz ulaşım aracında yerimizi aldık. Aracımız tam zamanında, saat 09,00’da hareket etti. Yaklaşık bir buçuk saatlik bir yolculuktan sonra Rodos limanları ve şövalyeleri ile ünlü Rodos Kalesi görüş alanımıza girdi. Daha ilk bakışta Rodos’un “Eski Şehir” ve “Yeni Şehir” olmak üzere ikiye ayrıldığını görüyoruz.
Katamarandan adaya baktığımda, görüş alanımda, eski ve yeni olmak üzere, iki şehir gördüm. Önceden hazırladığım notlara göre, Eski Şehir ya da Old City Rhodos, Ortaçağ’a ait 6 kapıdan girişi olan bir kalenin içine kurulmuştu.
Kumtaşından yapılmış 4 kilometre uzunluğundaki ve yaklaşık 12 metre yüksekliğindeki kale duvarları, etkileyici yüksekliği ve sağlam yapısıyla, yüz yıllarca bir çok saldırıya direnmiş olacak ki hala karşımızda bütün haşmetiyle duruyordu.
Rodos Kalesi’nin beni, neredeyse 2000 yıllık bir zaman yolculuğuna götüreceğini düşünerek heyecanlanıyorum. Old City Rhodos olarak bilinen kale içinde Yunanistan bayrağının solunda ünlü saat kulesi ile Kanuni Sultan Süleyman Camisi kendini gösteriyordu.
Katamarandan adaya baktığımda, görüş alanımda, eski ve yeni olmak üzere, iki şehir gördüm. Önceden hazırladığım notlara göre, Eski Şehir ya da Old City Rhodos, Ortaçağ’a ait 6 kapıdan girişi olan bir kalenin içine kurulmuştu.
Kumtaşından yapılmış 4 kilometre uzunluğundaki ve yaklaşık 12 metre yüksekliğindeki kale duvarları, etkileyici yüksekliği ve sağlam yapısıyla, yüz yıllarca bir çok saldırıya direnmiş olacak ki hala karşımızda bütün haşmetiyle duruyordu.
Rodos Kalesi’nin beni, neredeyse 2000 yıllık bir zaman yolculuğuna götüreceğini düşünerek heyecanlanıyorum. Old City Rhodos olarak bilinen kale içinde Yunanistan bayrağının solunda ünlü saat kulesi ile Kanuni Sultan Süleyman Camisi kendini gösteriyordu.
Marmaris’ten gelen feribot ve turist gemilerinin yanaştığı Rodos Limanı’nın doğusunda Mandraki Limanı, batısında ise Commercial Harbour olarak bilinen liman yer alıyordu.
Katamarandan indikten kısa bir süre sonra, yeşil pasaportlu olduğumuzdan, giriş işlemleri tamamlandı. Saat 16,00’ya kadar zamanımız olduğu gibi karnımız da aç idi. En azından bir sabah kahvaltısı yapmalıydık.
Kesemize uygun bir yer arayarak yürümeye başladık. Türkçe konuşan fötr şapkalı bir adam yanımıza yaklaşarak, papağanların bulunduğu gölgelik bir kahvaltı yerine yönlendirildi. Hesaplı olduğunu zannettiğimiz bu yerde tek kişilik bir kahvaltıda omlet istedik. Peynir, zeytin ve kızarmış ekmeğin yanında toplam üç bardak da çay içtik.
Hesap geldiğinde şaşkınlıktan ağzımız açık kaldı. Bir bardak çay için 3,5 Euro üzerinden toplam 30 Euro ödemiştik tek kişilik kahvaltıya. Şaşkınlık ve itirazımıza verilen yanıt ise, kahvaltı yapılan bölgenin Rodos’un en pahalı bölgesi olduğu biçimindeydi.
Rodos’a gelmeden önce yaptığımız görüşmelerde otel transfer ücretinin 36 Euro, taksi ücretlerinin 20 Euro olduğunu öğrenmiştik. Bir üçüncü alternatif de toplu taşım araçlarından yararlanmaktı…Rodos’ta toplu taşım araçları iki hat üzerinde çalışıyorlardı. Mandraki limanı karşısından hareket eden toplu taşım araçlarından bazıları adanın batı yakasında konuşlanmış olan konut ve tatil yörelerine gidiyordu.
Doğu yakasında çalışanlar ise Lindos’a kadar yolcu taşıma işlemini gerçekleştiriyorlardı. Günler öncesinden bu bilgileri öğrenmiş, Google haritalarda sokak görünümüne girerek, Sun Beach Hotel Resort ile Rodos Şehir merkezi arasında gezinti yapmıştım.
Oldukça pahalı bulduğumuzdan, otel transferi ve taksi ulaşımından vazgeçmiş, toplu taşımı kullanmaya karar vermiştik Rodos’a gelmeden önce. Mandraki Limanı karşısında bulunan Rhodes New Market’in arkasındaki sokaktan kalkan toplu taşım araçlarına doğru yürümeye başladık