Mersin Atatürk Parkı

Mersin Atatürk Parkı

Mersin; uzun kumsalları, gizemli koyları ve ardında yükselen Toros dağları ile Dünya Turizminin parlayan yıldızlarından biridir. Ovalarında portakal çiçeği kokan Mersin, Türkiye’nin yedinci büyük kentidir. Türkiye’nin en iyi limon ve portakal bahçelerinin bulunduğu, Toros Dağlarının alçak eteklerini üzüm bağlarının sardığı bu dört bin yıllık güneş kenti Mersin ve Mersinlilerin hava koridorları olan Atatürk  Parkını tanıtmak istiyorum. 2000 yılından itibaren; İsmet İnönü Bulvarı ile Akdeniz kıyısı arasında kalan bölüm, Mersin Büyükşehir belediyesince, yeniden yapılandırıldı.

Kongre ve Sergi Sarayı

Kongre ve Sergi Sarayı

Avrupa Birliği fonlarından da yararlanılarak, Liman ile Amatör Balıkçılar derneği arasındaki alan, özel bir çevre düzenlemesiyle Atatürk Parkı adı altında Mersinlilerin hizmetine sunuldu. Gıpta edilecek, muhteşem bir çevre düzenlemesi yapılan Atatürk Parkı içinde; 2000 kişilik açık hava tiyatrosu ile Refah Şehitleri Anıtı düzenlendi. 2008 yılında da Kongre ve Sergi Sarayının kongre hizmete girdiğini görüyoruz. Parkta, muhteşem bir çevre düzenlemesiyle birlikte; kafeler, çay bahçeleri, açık ve kapalı oturma alanlarıyla, restoranlar da yerini aldı.

Mersin Atatürk Parkı

Mersin Atatürk Parkı

Atatürk Parkında, 2002 den sonra, Taş heykellerin yer almaya başladığı görülür. Atatürk parkı, adeta, bir açık hava müzesine dönüştü. Ancak; parka gezintiye gelenler, çocuklar, satıcılar ve âşıklar tarafından; ay çekirdeği, kabak çekirdeği, fındık, fıstık ve diğer yiyeceklerin kabuklarının çöp kutularına atılmadığı ve göz zevkimizi bozan bir çevre kirlenmesine neden olduğunu görüyoruz. Sanıyorum, parktaki görevliler, bu sonuçla başa çıkamayacakları duygusuna kapılarak, sonucu oluruna bırakmışlar. Oysa, oluruna bırakmak yerine, bozulanı tekrar tekrar onarmak gerekir. Üzüntü verici bir durum. Zamanla çevre bilincinin gelişmesini dilemekten başka çözüm yok.

Mersin Amatör Balıkçılar Derneği ve Marinası

Atatürk Parkının güney batısında konuşlanan Mersin Amatör Balıkçılar Derneği 1984 yılında kurulmuş. Mersin’de; amatör balıkçılığın sevdirilmesi, geliştirilmesi, tekne ve yatvari araçlarını bağlayacak bir marinanın sağlanması, dernek üyesi ve yakınlarının hoşça vakit geçirecek bir lokale kavuşmaları amacıyla, 1984 yılından beri Çamlıbel Marinada varlığını sürdürmektedir. Derneğe ait marinadaki bağlama yerlerinde 350 tekne barınmaktadır. Ayrıca, yemekli ve eğlenceli geziler düzenleyen küçük tur vapurlarının yanında, balık ekmek satan ve yemekli hizmet veren gemiler de yer almaktadır. Bağlama yerlerinde.650 üyesi bulunan Amatör Balıkçılar Derneğinin lokali, 140 m2 lik alan üzerine kurulmuş. Üyelerinin ve yakınlarının oturup; sohbet edebileceği, çay içebileceği, bazen sabah kahvaltılarını yapabileceği, teknelerini görebileceği kapalı ve açık alanları vardır.

Amatör Balıkçılar Derneği

Amatör Balıkçılar Derneği

Benim gibi, tekne sahibi ve üye olmadığı halde, lokalin açık alanında vakit geçiren çok sayıda insan vardır. Lokal; oldukça nazik, konuksever, işini bilen ve seven kişiler tarafından işletiliyor. Simit, poğaça, meşrubat ve çay servisi yapılan lokalde fiyatlar oldukça ucuz. Eşdeğer bir başka mekanda 3 TL ye içebileceğiniz bir çay, burada 0,75 TL ye, yani dörtte bir fiyata içilebiliyor. Üstelik, çay demini almadan servis edilmiyor. İsteseniz de bayat ve kaynamış çay içemezsiniz. Bütün bu olumlu katkıları sunan Amatör Balıkçılar Derneğinin önemli bazı problemleri var. Dernekler Masası dernek lokalinin bulunduğu binanın dışında çay içilmesine, yemek yenilmesine müsaade etmiyor. Bütün mesele iki kişinin oraya gelip oturup çay içmesi. İki çay içmekle ticaret hane olmaz. Bizim dışımızda bir sürü derneğin lokali var. Onların etrafları her türlü açık ama bizimkinin kapatılmasını istiyorlar. Biz buna karşıyız. Biz yıllardır oradayız” diyorlar.

Kongre ve Sergi Sarayı

Mersin

Atatürk Parkının liman bölgesinde, Valilik binasının karşısında, 60 dönümlük arazideki yapay bir göl üzerine oturtulan Kongre ve Sergi Sarayının yapımına 2007 yılında başlanmış ve 1,5 yıl sonra, 2008 yılının Haziran ayında Türk Müziği Festivali ile açılışı yapılmış. Kongre Merkezi bünyesinde 1 000 kişilik salonunun yanı sıra iki adet küçük salonu, geniş bir otoparkı ve yapay gölet çevresinde çay bahçeleri bulunmaktadır. Göletlerinde ördek ve kuğuların yüzdüğü Kongre ve sergi sarayı, üç adet ahşap iskele ile deniz kenarındaki yürüme yoluna bağlanmaktadır. Mersin’deki Kongre Turizmine büyük hizmeti olacağına inanılan Kongre Merkezi Uluslararası Mersin Müzik festivallerine de ev sahipliği yapmaktadır. Mersin Büyükşehir Tiyatrosunun etkinliklerine ev sahipliği yaptığı gibi, Devlet Tiyatroları ile özel tiyatroların turnelerine de ev sahipliği yaparak, Mersinli tiyatroseverlerin gönlünü fethetmektedir. Uluslararası Müzik festivallerine de ev sahipliği yapan Mersin Kongre ve Sergi sarayı, Mersinlilerin sanatsal etkinliklerine de kapılarını açtığı gibi, Büyükşehir Belediyesince düzenlenen kurslar yardımıyla, yeni sanatçıların yetişmesine de katkıda bulunmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı öncesi yıllarda yurt savunmasını güçlendirmek için İngiltere’ye ısmarlanmış olup, yapımları savaş içinde biten denizaltı gemilerimizi bir an evvel yurda getirmek, ayrıca hava kuvvetlerimizin pilot eğitimlerini sağlamak üzere 150 denizci ve 21 havacı, savaşın en şiddetli günlerine tesadüf eden 1941 yılının 23 Haziran akşamı Refah Şilebi’yle Mersin’den İskenderiye’ye hareket ederler. Mersin’den hareketinden beş saat sonra da, gece 22.30 sıralarında hüviyeti meçhul bir denizaltıdan atılan bir torpido Refah Şilebi’nin omurgasını kırar ve gemiyi ikiye böler. Ancak gemi dört saatlik bir süre sonunda batar, son parçası gece saat 02.30 sıralarında Mersin’den 40 mil kadar açıkta Akdeniz’in lacivert sularına gömülür. Gemi telsizlerinin çalışamaması, gemide yetersiz sayıda kurtarma vasıtası olması nedeniyle Refah’ın kendi personeli de dahil, denize dökülen 199 kişiden maalesef 15 deniz subayı, 68 deniz astsubayı, 43 deniz eri, 25 şilep personeli ve 16 hava asteğmeninden oluşan toplam 167 kişi, denizde saatlerce süren bir mücadele sonunda hayatlarını kaybederek şehitlik mertebesine yükselirler. Bu faciadan kurtulabilenler sadece 32 kişi olur.

Ordumuzun en seçme kahraman şehitlerinin anısına faciadan 31 yıl sonra, dönemin Mersin Belediye Başkanı Muhittin Uyar ve İçel Valisi Bayram Turan Çetin’in önderliklerinde yüce milletimizin değerli katkılarıyla oluşan fonlarla “Refah Şehitleri Anıtı Projesi”nin uygulaması yapılır ve Refah’ın şehadetinin 31’inci yılında anıt tamamlanarak 23 Haziran 1972 günü de açılışı yapılır. Bu anıtın bir eşi de, Mersin’den binlerce kilometre uzakta Japonya’nın Oşima Adası Kaşinozaki kayalıkları üzerinde aynı ihtişamla durmaktadır. Oradaki anıtta da, gene vazife uğruna hayatlarını kaybetmiş ve şehitlik mertebesine erişmiş 540 deniz subayı, astsubayı ve eratı ebedîyete intikal etmiştir.

Hüseyin Gezer Taş Heykelleri

2002 Yılından bu yana düzenlenen Uluslararası Hüseyin Gezer Taş Heykel Sempozyumları nedeniyle; yabancı ve yerli heykeltıraşlar, sempozyumdan bir ay önce gelerek,1-30 Kasım tarihleri arasında, Amatör balıkçılar derneği barınağında, kendilerine verilen devasa boyutlardaki taşları yontarak ortaya çıkardıkları taş heykelleri yarışmaya sokarlar.30 Kasım 2010 günü saat 15.00 de düzenlenen kapanış töreninde, Sempozyumun yürütme kurulu başkanı, Mersin Üniversitesi Rektör yardımcısı ve Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanılığı da açılışlara katılarak Mersinlileri özendirmektedir. Dönemin Dekanı Mersin’in bir açık hava müzesine dönüşmesi için çalıştıklarını ve hayal ettiklerini söylemektedir.

Mersin sempozyum kapsamında bugüne kadar 140 adet büyük boyutlu taş heykele kavuşmuş olup, her geçen gün bu sayı artmaktadır.. Mersin Üniversitesi ve Belediye işbirliği ile düzenlenen sempozyumlarla,  sanatçılara Türkiyeyi ve Türk insanını tanıtma çabası içinde olduklarını da ifade eden yetkililer, “Bunun yanı sıra sanat eğitimi alan öğrencilerimiz bir ay boyunca sanatçılara asistanlık yaparak bilgi ve becerilerini geliştiriyorlar. İleriye yönelik, sanatçıları ve kendilerini tanıma olanağı ediniyorlar.” diye konuştu. Sanatçılarımız burada, bir ay boyunca sadece heykel yontmadılar. Ayrıca Silifke’den Antakya’ya kadar olan bölge içinde tarihi, arkeolojik ve turistik mekânları görme ve tanıma fırsatı edindiler. Bunun yanı sıra yemeklerimizi tattılar, müziğimizi dinlediler. Bu da bana göre Türkiye’nin uluslararası düzeyde tanıtımı için önemli bir fırsattı.

Mersin Kültür Merkezi

ii

Türkiye’nin en büyük Halkevi olma özelliğini gösteren Mersin Kültür merkezi Binası, Şubat 1944-Kasım 1946 yılları arasında Mersin Valiliği tarafından halkevi binası olarak yaptırılmıştır. Atatürk Parkına komşu olan Kültür merkezi, çok amaçlı bir yapı olarak tasarlanmış ve döner sahne teknolojisi kullanılmıştır. Kültür Merkezi binası, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nca yürütülen ’50. Yılda 50 Eser’ projesi kapsamında seçilerek, Cumhuriyet döneminin öne çıkan 50 inşaat mühendisliği eseri içinde yer almıştır.

mersin-ii-kultur-festivali-24

Share Button
4036 cevaplar

Yorumlar kapalı.