Mersin Uluslararası Hüseyin Gezer Taş Heykel Sempozyumu
İlkokul üçüncü ve dördüncü sınıfları Mersin Kuvayi Milliye İlkokulunda okumamın yanı sıra, 91 yaşında vefat edinceye kadar, annemi de görmek amacıyla ortalama ayda bir Mersin ziyaretlerim oldu. Sabah kahvaltılarından sonra da alışkanlık haline getirdiğim sabah yürüyüşlerine çıkardım. Mola için Atatürk Parkının batı ucundaki Amatör Balıkçılar Derneği’nin Lokalinin çay bahçesine uğrar, demli çayını içerken görsel bir şölene dönüşen marinasını seyrederdim. Mersin’de en sevdiğim mekanlardan biridir Amatör Balıkçılar Derneği çay bahçesi ve önündeki marinası. Yüzlerce tekne ve kotranın bağlı bulunduğu Mersin Marinasına karşı oturularak içilen demli çaylar, bütün yorgunluklarımı alır ve sıkıntılarımı giderir. Yanındaki çıtır simitle birlikte içilen tavşan kanı demli çay içildikten sonra da, fotoğraf makinesini açar ve ilginç gördüğüm yerlerin fotoğraflarını çekerim. Lokalin işletmesini üstlenenler son derece kibar insanlar. Çaylar demini almadan servis yapmazlar. Üstelik, 125 kuruş gibi, son derece mütevazi bir ücretle sunarlar size.
Mersin Atatürk Parkında, neredeyse 8 yıldır, kıyı boyunca yerleştirilmiş onlarca taş heykel (yontu) yer almaktadır. Atatürk Parkı açık hava heykel müzesine dönüşmüş neredeyse. Geçmiş yıllarda, kıyı boyunca sıralanan bu heykellerin fotoğraflarını çekerek, albümler oluşturmuştum. Ancak, kimler tarafından ve kimlerin katkılarıyla oluşturuldukları hakkında herhangi bir fikrim yoktu. Heykeller konusunda dikkatimden kaçmayan nokta ise, heykellerin korunması için gerekli özenin gösterilmemiş olmasıydı. Bu konuda, parkta görebildiğim güvenlik görevlileri ile konuşup uyarmaya çalıştım.Taş heykellerin büyük bir bölümü, kendini bilmez bazı kişilerce, sprey boyalarla boyanmış, yazılar yazılmış, ilanı aşk panoları haline getirilmiş. Bazı heykeller de kırılmıştı.Güvenlik görevlileri ellerinden geleni yaptıklarını söylediler ve her heykelin başına bir nöbetçi koyamayız dediler. Vatandaşların duyarlı olmaları gerekiyor.
Canım çok sıkıldığı için, zarar gören ve boyanan heykellerin resimlerini çekmemeye çalıştım. İbretlik olsun diye bir iki örnek de almadan edemedim. Güzel sanatlara karşı olan ilginin bu denli olumsuz olması üzücü bir durum. 1 Aralık Çarşamba günü, sabahleyin, balıkçı barınağında marinaya karşı çay içmek için indiğimde; Atatürk Parkına, barınağa yakın bir bölgede yeni heykellerin yerleştirilmiş olduğunu görünce, çayımı içer içmez, fotoğraf makinemi de ayarlayarak kıyı boyunca yürüdüm. Heykellerle birlikte, özel güvenlik görevlileri de alanda yer almışlardı.
Onları görünce de sevindim heykeller koruma altına alınıyor diye. Yanlarına yaklaşarak, olan biteni öğrenmeye çalıştım. Salı günü öğleden sonra, Büyükşehir Belediyesi Başkanının yardımcısının da katıldığı bir tören düzenlendiğini söylediler. Etkinlikle ilgili yeterli bilgileri olmadığı gibi, etkinliği anlatacak herhangi bir tanıtıcı broşür de yoktu. Evde, akşam yemeğinden sonra, gazeteleri gözden geçirirken”Mersin Üniversitesi ile Büyükşehir işbirliğinde bu yıl sekizincisi düzenlenen Uluslararası Hüseyin Gezer Taş Heykel Sempozyumu (Bilgi Şöleni) kente yeni heykeller kazandırdı” haberiyle karşılaştım. Ayrıntılı bilgi yine yoktu.Ertesi gün, 2 aralık perşembe günü Büyükşehir Belediyesine uğramaya karar vererek, gazeteleri okuduktan sonra ertesi günü bekledim.
Perşembe günü, sabah kahvaltısından sonra, Büyükşehir Belediyesi genel sekreterliğine uğrayarak, heykeller ve sempozyum (bilgi şöleni) ile ilgili bilgi istedim. Genel sekreterlik, konuyla ilgili yazılı bilgi bulunmadığını, Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar fakültesi dekanı Berika İpekbayrak’dan bilgi edinebileceğimi belirterek, İpekbayrak’ın telefon numarasını tutuşturdu elime. Hayal kırıklığına uğramıştım belediyenin bu tutumundan ötürü.Gerçi, Atatürk Parkının bakımı ve heykelerin korunması konusunda yeterli duyarlılığı göstermediklerini biliyordum ama, yine de beklentim başka türlüydü. Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Berika İpekbayrak’a da ulaşma olanağını bulamayınca, sınırsız bilgi erişimini sağlayan internetten yardım almak zorunda kaldım. Öncelikle, Mersin Atatürk Parkını, parkın açık hava taş heykel müzesine dönüşmesini sağlayan, sempozyuma ya da bilgi şölenine adını veren Hüseyin Gezer’i tanımaya çalıştım. Uluslararası bir taş yontucusu olduğu için göğsüm kabardı. sizlere de tanıtmaya çalışayım dedim.
Hüseyin Gezer Kimdir?
1920 yılında Mersin,Mut ilçesinin Kıravga Köyü’nde doğdu. İlkokulu Mut’ta, ortaokulu Silifke’de okuduktan sonra, 1940 yılında, Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu’nu bitirdi. 1 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra, askerlik hizmetini tamamladı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in emriyle, mecburi hizmeti ertelendi. 1944 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Helkel Bölümü’ne girmesi sağlandı. Belling’in öğrencisi oldu ve 1948’de okulu bitirdi.Burslu olarak Paris’e gitti ve burada Julian Akademisi’nde Prof. Gimond’un atölyesinde çalıştı. Yurda dönünce, Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’ne asistan olarak girdi. Modülaj öğretmenliği, atölye öğretmenliği, müdür yardımcılığı, müdürlük (daha sonra başkanlık), ayrıca 1969-1976 yılları arasında Resim ve Heykel Müzesi müdürlüğü yaptı. Okulla ilgili kanun uyarınca “profesör” unvanını aldı. Başlıca eserleri şunlardır: Türbanlı Kadın, Çıplak Kadın, Çocuk ve Ana, Efe’nin Aşkı, Köprülü Mehmet Paşa büstü, Atlılar, Yahya Kemal Başı, Atatürk Başı büstü, Atlılar, Yahya Kemal Başı, Atatürk Başı (İstanbul Belediye Sarayı girişi). Geyve, Karabük, Akhisar, Balıkesir, Antalya, Polatlı, Atatürk anıtları,Mut Karacaoğlan Heykeli, Polis Şehitleri Anıtı (Ankara), 50. Yıl Atatürk büstleri (Yarışma 2 birincilik ödülü).
2013 yılında vefat eden Hüseyin Gezer’i ve kısa yaşam öyküsünü öğrendikten sonra, sıra bilgi şöleni (sempozyum) ile ilgili bilgi sahibi olmaya gelmişti. İnternetten, Berika İpekbayrak ile Büyükşehir Belediyesi Başkan Yardımcı Erol Ertan’ın kapanış konuşmalarından, şölenin 2002 den beri yapıldığını, bu yıl sekizincisinin düzenlendiğini öğrendim. Ayrıca, sempozyum nedeniyle, yabancı katılımcılara ayıp olmasın diye, bisiklet taş yontusu ve diğer bazıları, sprey boyalar ve diğer kirlilikten kurtarmak için zımparalanmıştı.Yerel basında çıkan yazılardan derlediklerimi sunuyorum şimdi de.Mersin Atatürk Parkı Balıkçı Barınağı’nda yapılan sempozyumun kapanış töreni Mersin Büyükşehir Belediyesi halk oyunları ekibinin folklor gösterileri ile başladı.
Törene, Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Erol Ertan, Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Gürol Emekdaş, rektör yardımcımız ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Berika İpekbayrak, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Serdal Kuyucuoğlu gibi isimler katıldı. Mersin’in bir açık hava müzesine dönüşmesini hayal ettiğini söyleyen Prof. Berika İpekbayrak ise, Mersin’in sempozyum kapsamında bugüne kadar 140 adet büyük boyutlu taş heykele kavuştuğunu belirtti. Mersin Üniversitesi ve Belediye işbirliği içinde olduklarını ve oldukça verimli sonuçlar aldıklarını söyledi. Düzenlenen sempozyumlarla, sanatçılara Türkiye’yi ve Türk insanını tanıtma çabası içinde olduklarını da ifade eden Prof. İpekbayrak, “Bunun yanı sıra sanat eğitimi alan öğrencilerimiz bir ay boyunca sanatçılara asistanlık yaparak bilgi ve becerilerini geliştiriyorlar. İleriye yönelik, sanatçıları ve kendilerini tanıma olanağı ediniyorlar” diye konuştu: Prof. İpekbayrak sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanatçılarımız burada, bir ay boyunca sadece heykel yontmadılar. Ayrıca Silifke’den Antakya’ya kadar olan bölge içinde tarihi, arkeolojik ve turistik mekanları görme ve tanıma fırsatı edindiler. Bunun yanı sıra yemeklerimizi tattılar, müziğimizi dinlediler. Bu da bana göre Türkiye’nin uluslararası düzeyde tanıtımı için önemli bir fırsattı.
Daha sonra söz alan Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Erol Ertan, bu yıl sempozyuma Fransa, Çin, Danimarka, Rusya, Tayvan, Almanya ve Türkiye’den 10 heykeltıraşın katıldığını, ilk zamanlarda bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmedikleri söyledi. Sempozyumun, gerek yurt içi gerekse yurt dışından büyük ilgi gördüğünü, kentin tanıtımına da katkı sunduğunu ifade ederek, “Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan’ın sanata ve sanatçıya verdiği değerin bir göstergesi olarak destek verdiği bu sempozyuma, önümüzdeki süreçte de katkı vermeye devam edeceğiz” dedi. Konuşmaların ardından sempozyuma katılan 3 Türk sanatçı ile 7 yabancı sanatçıya plaketleri takdim edildi. Kapanışta bir konuşma yapan Erol Ertan, sekiz yıl önce ilkini gerçekleştirdikleri sempozyuma başladıklarında bu kadar süreceğini hayal edemediğini vurgulayarak, gün geçtikçe yurt içinden ve yurt dışından isteklerin arttığını, ilginin odak noktaya geldiğini dile getirdi. Büyükşehir Belediyesi olarak sadece fiziki şartların yerine getirilmesi için uğraş verdiklerinin altını çizen Ertan şunları söyledi: “Sempozyum bir ay gibi bir sürede yapılıyor ancak, yıl içinde sanatçı seçiminden, organizasyonun hazırlanmasına, sempozyumun (bilgi şöleni) kusursuz devam etmesinden heykel yapımına kadar Prof. Berika İpekbayrak’ın büyük bir emeği söz konusu. Kendisine ve emeği geçen tüm Mersin Üniversitesi camiasına ayrıca Büyükşehir Belediyesi’nin değerli mensuplarına teşekkür ediyor, bundan sonraki senelerde de buluşmayı ümit ediyorum.” Sempozyumdan iki gün sonra, heykellerin bulunduğu alandaki güvenlik görevlileri yok olmuş ve heykeller yine kendi kaderlerine bırakılmıştı. Sanıyorum, Mersin Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, önümüzdeki yıl yapılacak olan sempozyuma kadar, taş heykellerle birlikte Atatürk Parkını da unutacaktır. Zaten,belediye başkan vekili Erol Ertan da, ”bundan sonraki senelerde de buluşmayı ümit ediyorum.” Diyor
Yorumlar kapalı.