Monet ’in Bahçesi ve Nilüferler
10 Ekim 2013 İstanbul…
9 Ekim 2012 – 6 Ocak 2013 tarihleri arasında 10. yılını kutlayan İstanbul Sakıp Sabancı Müzesi yine ilklerden birini gerçekleştirdi. ”Monet İstanbul’da” adlı sergisiyle Monet’ in Bahçesi ve Nilüferlerini ziyaretçileriyle buluşturdu. Fransız Ressam Claude Monet’iin hayranlık yaratan tablolarını, Marmottan Monet Müzesi işbirliğiyle sanatseverlerin beğenisine sundu.
Sergiyi görme şansını yakaladığım için mutlu insanlardan biri oldum. 1964 yıllarına, Ankara Fen Fakültesi bahçesindeki nilüferlere ve dönem arkadaşlarıma, Çapa Öğretmen Okulu Müzik seminerinde iken resim derslerimize giren Selahattin Taran’a yolculuk yaptım. Bizi Monet’ in Nilüferleri ve diğer resimleriyle ilk tanıştıran kişiydi Selahattin Taran.
Sakıp Sabancı Müzesi’nin sergi salonuna girer girmez konuklarını, sanatsal ürünlerinin yoğunlaştığı Giverny Bahçesi, bahçesindeki evi, resimlerinde önemli bir yer tutan Japon Köprüsü, özenle oluşturduğu göleti ve göletteki değişik renklerdeki çiçeklerini gösteren bir gösteri karşılıyor.
Çiçek ve doğa temalı tabloların yer aldığı sergi; “Belki de ressam olmayı çiçeklere borçluyum.” sözlerinin sahibi Monet’ in olgunluk dönemindeki sanatsal üretiminin ana temasını oluşturan Giverny Bahçesi’ne yoğunlaşıyor.
Fotoğraf çekilmesine izin verilmediği sergide, anlayıp dinleyinceye kadar Giverny Bahçesi ile ilgili bazı fotoğrafları çekme fırsatı buldum. Güvenlik görevlilerinin uyarıları üzerine de fotoğraf makinemi çantama yerleştirdim.
Giverny denince ilk akla gelen Monet oluyor. 1840’ta Paris’te dünyaya gelen Clude Monet, 1853 yılında ikinci eşi Alice ve 8 çocuğu ile Giverny’e yerleşmiş. Önce kiralayıp, zamanla satın aldığı bu bahçe tam 43 yıl boyunca eserlerine ilham kaynağı olmuş. Günümüzde ise Giverny ve Monet özdeşleşmiş durumda. Öyle ki Giverny sakin bir köy iken tüm sanatseverlerin önemli duraklarından biri olmuş.
İnanılmaz bir özenin gösterildiği Monet ‘in bahçesinde çiçekler renklerine göre sıralanmış. Aynı ve benzerleri olan renkler yanyana ekilmiş, yetiştirilmiş. Empresyonist Okulunu kuran Monet, bahçesindeki çiçeklerden esinlenerek, önce ot yığınlarını sonra da zambakların resimlerini yapmış.
Empresyonist, yani izlenimcilik terimi Monet’ in Gün Doğumu adlı eserinden gelmektedir. Monet, resimlerinde fırça darbeleriyle oluşturduğu değişik renklerde noktalarla istediği izlenimi uyandıracak renk ve ışık etkilerini yaratmayı başarmıştı.
Monet’ in adını verdiği İzlenimcilik, Fransa’da 19. yüzyılın sonunda ortaya çıkan bir resim akımıydı. İzlenimcilik modern resim sanatındaki ilk büyük devrimci hareketti. İzlenimci ressamlar, yaklaşık 200 yıldır resim sanatını yönlendiren kurallara ve kısıtlamalara karşı çıktılar. Eskiden daha çok konusunu dinden ya da tarihten alan resimler yapılıyordu. İzlenimciler din ve tarih dışındaki çeşitli konulara el attılar. Canlı renkler kullanarak yaptıkları resimlerde taptaze duygular ve pırıldayan bir dünya sergilediler.
İzlenimciler, bir görünümü ya da bir düşüncenin yarattığı izlenimleri anlatan resimlerdi. İzlenimci ressamlar o andaki gerçekliği yakalamaya çalışıyordu. Bunda renk ve ışığın önemi büyüktü. O dönemin bilimsel bulguları, rengin nesneye ait bir şey olmadığını, ancak ondan yansıyan ışığın bir özelliği olduğunu ortaya çıkarmış, bu da renge bağımsızlık kazandırmıştı.
Kısa fırça darbeleriyle yapılan bu resimlerde bazen mozaiği andıran bir görünüm ortaya çıkıyordu. İzlenimcilerin çoğu aynı konunun çeşitli koşullar altındaki durumunu işleyerek “resim dizileri” hazırladı. Sözgelimi kavak ağaçlarının ya da nilüferlerin gündoğumundun, günbatımına kadar, saatten saate değişen farklı ışık koşullarındaki durumunu, renklerin, biçimlerin ve gölgelerin sürekli değişimini tuvale geçirdiler.
İzlenimciler nesnelerin, doğa içindeki konumlarına, çevrelerindeki başka nesnelere, hava koşullarına ve günün değişik saatlerindeki durumlarına göre değişen görünüşlerini canlandırmaya çalıştılar. Stüdyo yerine açık havada çalışarak su, hava, insanlar, yapıları Güneş ışığının etkisi altında nasıl görünüyorsa, öyle tuvale geçirdiler.
Günümüzde, yaklaşık olarak yılda beş yüz bin gezginciyi ağırlayan Monet’ in bahçesi iki bölümden oluşmaktadır. Çiçek Bahçesi ve Japon bahçelerinden esinlenerek oluşturulan Su Bahçesi. Su Bahçesi yapay bir gölden yararlanılarak oluşturulmuş. Nilüferleriyle ünlü bu bahçeden esinlenerek yaptığı ünlü eserlerinden ”Nilüferler” adlı tablosu 43 milyon dolara, ”Nilüfer Havuzu” adlı tablosu da 80 milyon dolara satılmıştı sonraki yıllarda.
Yorumlar kapalı.