Çapa Öğretmen Okulunda 1961-62 ikinci yarıyılı
Çapa Öğretmen Okulu’na gelinceye kadar Maraş Elbistan köyleri, Çukurova pamuk tarlaları, Ceyhan, Osmaniye, Tarsus, Mersin, Niğde Bor, Niğde Misli Köyü ve Bulgaristan Karagözler Köyü bilgi dağarcığımda yer aldığından coğrafya ön plana çıkmış durumda.
İstanbul Zeytinburnu Gecekonduları
Zeytinburnu bölgesinin kendine özgü en önemli özelliği içerisinde önemli ölçüde Balkan kökenli Türk göçmenleri barındırmasıydı. Balkan göçmenlerinin en önemli özelliklerinden biri gecekondularını avlu içine yapmış olmalarıydı. Bir süre sonra da avlu içinde yemiş ağaçları ve değişik isim ve renkteki çiçeklerin yer alırdı.
Üç Tekerlikli Bisiklet
Işıklar kapandı, gelecek filmler özeti verildikten sonra Üç Tekerlekli Bisiklet Filmi başlamıştı. Filmin geçtiği mekân, 1960’lı yılların hızla göç alıp plansız şekilde büyüyen İstanbul’du. 1950’li yıllarla başlayan kırdan kente göç etkisini en çok İstanbul’da göstermişti. Bu göç kervanına katılan ailelerden biri de Zeytinburnu gecekondularından birinde yaşayan Dayım Mustafa Uslu, kız kardeşleri, halam ve eniştemdi.
İstanbul Çapa Öğretmen Okulu’nda ilk yarıyıl tatilim
Okul kütüphanesine indim. Son derece sessiz olan bu mekânda kafanızı ve gönlünüzü dinlendirmenin yanı sıra, tarihin derinliklerinde yolculuk yapmanızı sağlayan bir havası da vardı.
Anılarım defterimi açıp tarih attıktan sonra giriş bölümüne ‘’Harikasın Akıncı. Hayallerinin peşinde koştun ve Bulgaristan’ın Karagözler Köyü’nden İstanbul Çapa Öğretmen Okulu’na gelebildin. İstanbul’da 3 yıl okuma şansını yarattın.’’ Diye yazdım.
1961 yılında Taksim Cumhuriyet Anıtı
Anıtın bir yüzü Cumhuriyet Türkiye’sini, karşıt yüzü de Kurtuluş Savaşını simgelemektedir. Cumhuriyet Türkiye’sinin simgelendiği yüzünde; Mustafa Kemal Atatürk ile sağında İsmet İnönü, solunda Fevzi Çakmak yer alırken, arkalarında yurttaşlar ve iki Rus generali yer almaktadır. Kurtuluş Savaşının betimlendiği yüzünde ise Mustafa Kemal Atatürk ile, Kurtuluş Savaşını birlikte yürüttüğü yurttaşlar, kadınlarımız ve kağnıları ilgi çekmektedir. Anıtın yan yüzlerinde ise birer asker ve taşıdıkları bayrak ve sancaklar bulunmaktadır.
Edirne’de Osmanlının ilk Sarayı-Eski Saray
Edirne, Osmanlı Devleti tarafından alınmadan önce, Bizans İmparatorluğu’na bağlı küçük bir kent idi. ‘’Kaleiçi’’ denilen bir bölgeden ibaret olan Edirne, Balkanlara ulaşabilmek ve egemenlik kurabilmek için stratejik öneme sahipti. Murad Hüdavendigar olarak bilinen Osmanlının üçüncü padişahı I. Murad Edirne’nin askeri önemini kavramıştı.
1361 yılında Edirne’yi fethederek, Osmanlının İkinci Başkenti yapmıştı. Eski Saray olarak bilinen Saray-ı Atik, 1365 yılında I. Murad tarafından kale dışında yaptırılmıştı. I. Murad’dan sonra tahta geçen I. Beyazıt ya da Yıldırım Beyazıt daha çok Osmanlının birinci başkenti olan Bursa’da bulunmuştu.
Fatih Kanunnamesi ve kardeş katli
Tarihte birçok iktidar sahibinin kardeşleri ve yakınlarını öldürtmesine referans verilir ve eleştirilirken Osmanlı Hanedanı öne çıkarılır. Oysa kardeş katli sadece Osmanlı Hanedanına has bir uygulama değildi. Başta İngiltere olmak üzere Avrupa krallıklarının büyük bir bölümünde uygulanıyordu. Mutlak güç sahibi olabilmek ve kalabilmek için her yola başvurulduğu dönemler olmuştu.
Osmanlının İkinci Başkenti Edirne
Mimar Sinan’ın 80 yaşında yarattığı ve ”ustalık eserim” diye nitelendirdiği yapıt olan Selimiye Camisi, Osmanlı-Türk Mimari tarihinin olduğu kadar, dünya mimarlık tarihinin de başyapıtları arasında gösterilmektedir. Selimiye Camii beş yüz yıla yaklaşan geçmişiyle zamana meydan okuyan olağanüstü bir ibadet yeri olarak karşımıza çıkıyor. Dimdik ayakta duran heybetiyle insanı kendine hayran bırakıyor. Teknik özelliklerindeki üstünlük ve ayrıcalıklarla Osmanlı mimarisini göklere çıkarıyor.
Fiziksel Beynimiz ve Evrim
Üç buçuk milyar yıl önce tek hücreli amiplerle başlayan hikâyemiz, bundan 500 milyon yıl önce ilk omurgasız atalarımız olan sümüklü böcekler, solucanlar ve denizanası ile devam etti. Bugün bedenimizde aktif olan sinirsel hormonlarla beyin kimyasallarının çoğunu geliştirmişlerdi. Sinirsel hormonlarla beyin kimyasalları, evrim basamağını tırmanırken önümüze altın tepsiyle sunuldu, biz de alıverdik.
Solucanlardan ilk beyne, Fiziksel Beyin’e geçmek birkaç milyon aldı. Sonunda balıklar bunu başardı. Sahip olduğumuz Fiziksel Beyin, temel hatlarıyla somon balığında da var. Daha doğrusu somon balığındaki beyin bizde de var. Ne de olsa bizler somon balığından sonra evrildik.
Koronolu günler ve Gelibolu Belgeseli
Önce Anzak kuvvetleri karaya çıkarıldı. Top ve makineli tüfek mermileri arasında Türk siperlerine ulaşanlar oldu. Tüneller ve daracık siperlerde yapılan karşılıklı süngü muharebelerinde binlerce asker öldü ve tepeler oluşturdu. Anzakların ikinci ve üçüncü denemeleri de başarısız oldu ama ölenlerin oluşturduğu tepeler zamanında tahliye edilemediğinden, ölenler şişti ve çürümeye başladı. Akıl almaz bir koku bütün siperleri doldurdu. Zamanla milyonlarca sinekten oluşan ordu kanlı ishale neden olan dizanteri salgınına neden oldu.