Porsuk Çayı Köprüleri Eskişehir
12 Mart 1971 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetleri dönemin cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a bir muhtıra vererek hükümeti istifaya zorlamışlar ve Nihat Erim Hükümeti işbaşına gelmişti.İsrail Başkonsolosunun kaçırılıp, öldürülmesinden sonra, yurt çapında cadı avına çıkılmıştı. Bu avdan ben de nasibimi almış ve diğer yedi arkadaşımla birlikte tutuklanarak Isparta Kapalı Cezaevine gönderilmiştik. Cezaevinde öldürülme riski üzerine, el altından Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı’na başvurarak, Isparta’dan alınmamızı istemiştik.
Kapalı Cezaevi araçlarıyla Eskişehir Askeri Cezaevi’ne götürülürken Köprübaşı’ndan geçmiştik.Bir gün cezaevinden çıkarsam, Eskişehir’de, Porsuk Çayı kıyısındaki Köprübaşı’nda oturup demli bir çay ya da soğuk bir bira içme sözü vermiştim kendime. Kısmet, 2010 yılının 19 Mayıs günüymüş. Ankara-Eskişehir hattında çalışan hızlı trenin Eskişehir’i yakınlaştırdığını öğrenmiştik. Eşimle birlikte Ankara’dan saat 8.00 de bindiğimiz hızlı trenle Eskişehir’e hareket ettik.
Ortalama bir buçuk saatlik yolculuktan sonra, 9.30 da Eskişehir de, 9.45 te de Eskişehir Porsuk Çayı kıyısında bulmuştuk kendimizi. Aman Allahım, O da ne?… Gözlerime inanamadığım bir manzara ve çevre düzenlemesiyle karşılaşmıştım. Tasarımları bizzat Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılmış köprülerden birinden, kenti ikiye ayıran Porsuk Çayına bakıyoruz. Çayın iki yakasına sıralanmış pastel renkli evlerin görüntüleri suda yansıyarak, su ve ışığın birleşmesiyle masalımsı bir hava yaratıyor.
Bu haliyle, Rüyalar ve Âşıklar Kenti Venedik akla geliyor. Hepsi birbirinden güzel renklere boyanmış binalar; suların içinde, yüz yıllardır solmayan nadide çiçeklere benziyor. Eskişehir’de, kirliliği ve çevresinin bakımsızlığı nedeniyle yıllarca kentte yaşayanlardan ilgi görmeyen Porsuk Çayı, Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı temizlik, çevre düzenlemesi ve üzerindeki köprülerin yenilenmesiyle yeniden hayata dönmüş.
Çay kıyısındaki park içerisine yapay plaj oluşturan belediye, son olarak da denizi olmayan kentte kurduğu tersanede Amsterdam tipi motorlu tekneler ve Venedik tipi gondollar üretmeye başlamış. Kentlerin içinden geçen nehirlerin, kentlere masalımsı bir hava kattığının bir kez daha farkına varıyorum ve içimden Yılmaz Büyükerşen’e binlerce kez teşekkür ediyorum. Ankara ve Ankara Çayı aklıma gelince, gerçekten çok üzülüyorum.
Ankara’da, 1960 lı yıllarda, Ankara’ya ayrı bir güzellik katan çayların ve nehirlerin üzerlerinin betonla kapatılarak yok edilmesi aklıma geliyor. Ankara’nın içinden geçen Ankara Çayı da Porsuk Çayı gibi düzenlenebilir ve Ankara’ya bambaşka bir hava katabilirdi. Geçmiş yıllarda; BBC Televizyonu’nun çeşitli ülkeler arasında seçilen 12 şehrin ve başarılı yöneticisinin anlatıldığı ’12 Şehir ve Kahramanı’ adlı belgesel yapılmış.
Programında Eskişehir’e ve Yılmaz Büyükerşen’e yer verilmiş. Eskişehir’i, kaybolmaya yüz tutan kültür ve tabiat varlıklarını yeniden hayata kavuşturan önemli bir değişim ve dönüşüm kenti olarak gösteren program bugün BBC World News Televizyonu’nda yayınlanmış. Eskişehirliler için gurur verici bir haber olmalı diye düşünüyorum. “BBC bu konuda, dünya ülkelerindeki çeşitli şehirleri arasındaki büyük değişim ve dönüşüm projelerini incelemiş.
Elemelerden sonra, önce 20 ülke seçilmiş, sonra 12’ye indirilmiş. Yılmaz Büyükerşen’in o dönemde yaptığı açıklama şöyle. ”Biz ilk 20’nin ve 12’nin içerisinde yer aldık. Gruplandırma yapmışlar programda. Biz, Çin ve Hindistan’da seçilen restorasyon yenileme, özellikle kültür ve tabiat varlıklarının dönüşümüyle şehirde büyük bir transformasyon yaratan şehirler arasında yer aldık. Çin ve Hindistan’daki dönüşümler arasında bizim aramızda bir fark var.
Gerek Çin ve gerekse Hindistan’daki projeler çeşitli finans kuruluşları tarafından desteklendi. Ama biz kendi kıt imkânlarımızla dönüşümü sağlamak için malzemeler ürettik.” Paris ve Viyana gibi içinden çok büyük nehirlerin geçtiği kentlerde de yapay plajların oluşturulduğunu kaydeden Yılmaz Büyükerşen, buralardaki plajların suyunda yüzülmediğini sadece güneşlenilebildiğini söyledi.
Eskişehir’deki yapay plajda yüzülebileceğini de anlatan Yılmaz Büyükerşen şöyle konuştu: “Bizler çocukluğumuzda yüzmeyi Porsuk Çayı’nda öğrenmiştik. O zamanlar Porsuk Çayı’nda 1970’lerde başlayan kirlenme yoktu. Porsuk’ta balık tutardık. Başkan olarak seçildikten sonra, Porsuk’un tekrar eski günlerine döndürülerek, yaz tatillerinde deniz kenarlarına gidemeyen ailelerin çocuklarının, bizlerin 40 yıl önce yaptığı gibi Eskişehir’de ve daha güvenlikli koşullarda yüzme öğrenmelerini istedim.
Porsuk Çayı’na da kısa sürede hayat verdik. Kentin en önemli değerlerinden olana Porsuk, hak ettiği görünümü kazandı. Porsuk’un 10 yıl önceki kötü görünümünü vatandaşlara unutturduğumuz için övünüyorum. Eskişehir’in adeta gerdanlığı Porsuk Çayı’na elmas bir taş ekleyeceğiz. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Porsuk Çayı’nda gösteri amaçlı dragon yarışları düzenledi.
”Şehr-i Aşk Eskişehir’ sloganıyla yola çıkan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, kentin aşkla ve sevgiyle özdeşlemesini hedefliyor. Yunus Emre’nin şehri Eskişehir’in, aşk ve sevgi şehri olduğunu vurgulamak amacıyla Büyükşehir Belediyesi tarafından Porsuk Çayı üzerinde bir ada oluşturuldu. ‘Şehr-i Aşk’ konseptiyle aynı ismi taşıyan adanın, Eskişehir’in birbirini seven herkesin ziyaret edeceği bir çekim noktası haline gelmesi amaçlanıyor.
Yorumlar kapalı.