Saklı Limandan Hikayeler : Yenikapı’nın Batıkları” sergisi
İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından Vehbi Koç Vakfı ve Koç Üniversitesi’nin değerli katkıları ile hazırlanan “Saklı Limandan Hikayeler : Yenikapı’nın Batıkları” sergisi 25 Haziran 2013 tarihinde ziyarete açıldı. Sergi, Yenikapı’dan çıkan buluntular ve bilimsel araştırmalar ışığında, hem kentin ilk sakinlerinden bugüne uzanan kültür katmanlarından kesitler sunuyor, hem de kargoları ile bulunan dört batık üzerinden Doğu Roma’nın ticaret, denizcilik, gemi inşa teknolojisi ve günlük hayatına dair çok boyutlu bir bakış sağlıyor. Ziyaretçi deneyimi ve etkileşiminin ön planda tutulduğu serginin tasarımı PATTU Mimarlığa ait olduğunu öğreniyorum.
Sergiye özel üretilmiş canlandırmalar, etkileşimli vitrinler ve videolar ziyaretçileri Konstantinopolis’in geçmişine eğlenceli bir yolculuğa davet ediyor. Bu davete ben de katıldım. Sergi 25 Aralık 2013 tarihinde sona eriyor. Bu tarihe kadar serginin mutlaka ziyaret edilmesini, İstanbul’un geçmişine ait eğlenceli davete katılmanızı öneriyorum. İnternet ve sergideki bilgilendirme panolarından edindiğim bilgileri okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
2004 yılında İstanbul Arkeoloji Müzeleri, kentin en önemli projelerinden biri olan Marmaray Metro projeleri kapsamında, Yenikapı’da büyük bir kurtarma kazısına başladı. İstanbul tarihinde ilk kez Bizans limanlarından birinde arkeolojik kazılar yapılıyordu. Kazılar başladığında kentin içine doğru uzanan Lykos/Bayrampaşa Deresi’nin ağzına kurulmuş bir antik limanın arkeologlara neler sunacağı bilinmiyordu. Toplam 58 000 m2’nin üzerindeki kazı alanında ilk olarak Osmanlı izlerine rastlandı.
Ardından, günümüz deniz seviyesinden sadece bir metre aşağıda Kostantinopolis’in en önemli ve Antik dünyanın bilinen en büyük limanlarından birine, Theodosius Limanı’na ulaşıldı. Halen devam eden kazılarda kent yaşamına dair ipuçları sunan sayısız küçük buluntu ortaya çıktı. Ayrıca ahşaplara ve halat parçalarına, 2005 yılında da beklenmedik bir buluntuya, gemi batığına rastlandı. Araştırma alanı genişletilirken, 5. ve 11. yüzyıllar arasında tarihlenen toplam 37 gemi gün ışığına çıkarıldı.
Buluntular arasında çok iyi korunmuş büyük ve küçük ticari gemiler ile bugüne kadar ilk kez Orta ve Geç Bizans dönemine küçük kadırgalar yer alıyor. Yenikapı batıkları, bugün ele geçmiş en büyük tekne koleksiyonunu oluşturuyor.Deniz seviyesinin 6,3 metre altında ise arkeologları yeni bir sürpriz bekliyordu. İstanbul’un en eski yerleşik topluluğu, neolitik yerleşim, sürprizi oluşturuyordu. İnsanlık tarihinde, besin üretimi yanında ilk yerleşik toplumların kurulması ile başlayan dönem Neolitik Çağ adıyla anılmaktaydı.
Neolitik Çağ’da mülkiyet düşüncesinin geliştiği görülüyor. Pişmiş toprak ve taştan yapılmış olan geometrik bezekli damga mühürler bu görüşü kanıtlamaktadır. Mülkiyet düşüncesiyle birlikte özel teşebbüsün ve kentleşmenin de ortaya çıkması doğal bir sonuçtur.Günümüzden 8 000 yıl öncesine tarihlenen bu neolitik/tarım yerleşimi, İstanbul’un tarih yazımını değiştirecek nitelikteydi. Bunun birkaç metre altında ise binlerce yıl burada yaşamış ilk İstanbulluların ayak izlerine ulaşıldı. Kesintisiz devam eden kazıların 10. yılına girerken, artık bu kente/İstanbul’a ait birçok bilgiye sahip olduk.
Yenikapı’dan çıkan buluntular ve bilimsel araştırmalar ışığında oluşturulan ”Saklı Limandan Hikayeler” sergisi, hem kentin ilk tarihlerinden bugüne uzanan bir kesit sunuyor, hem de kargoları ile bulunan dört batık üzerinden Koatantinopolis’in ticaret, denizcilik, gemi yapım teknolojisi ve günlük hayatıyla ilgili olarak çok boyutlu bir bakışa sahip olmamızı sağlıyor.”Saklı Limandan Hikayeler: Yenikapı’nın Batıkları” sergisi halen gün ışığına çıkartılmakta olan arkeolojik buluntuların ziyaretçilerle buluşmasını sağlamak ve İstanbul’un tarihini daha iyi anlatabilmeyi amaçlamaktadır.