Kadıköy İstanbul

Kadıköy İstanbul

Günlerden 16 Kasım 2011 Çarşamba…

İstanbul Göktürk’teyim…

Hava yağmurlu ve sisli, başımızı dışarı çıkaramıyoruz. 

Programıma aldığım yerleri gezemiyorum diye canım sıkılıyor. Saat 10.00 civarında üstteki komşumuz Yakup Bey kapımı çalarak ”Şişhane’ye gidiyorum, gelmek ister misin? ” dedi.

Teklifini hemen kabul ettim. Çoktandır Kadıköy’e gitmek, Haydarpaşa Garı’nı denizden görmek  istiyordum.

Bu teklif benim için itici güç oldu. Çabucak ve sıkı bir şekilde giyindim ve kendimi arkadaşımın arabasına attım.

Şişhane Beyoğlu İstanbul

Şişhane Beyoğlu İstanbul

24 Eylül 2011 Cumartesi günü kayınbiraderim Lütfi ve eşi ile gerçekleştirdiğimiz gezimizde, Moda Burnundan Haydarpaşa Koyu’na kadar gelmiş, İnciburnu Mendireğinin ucundaki deniz fenerine kadar gitmiştim.

Zamanım olmadığı için koyun çevresini dolaşamadığım gibi, çevredeki önemli yapıların fotoğraflarını da çekme olanağı bulamamıştım.

Bugün, yağmur hızını arttırmaz ise Eminönü iskelesinden hareketle,  Kadıköy’e geçmek istiyorum.

Kahve Molası-Pera Müzesi Şişhane

Kahve Molası-Pera Müzesi Şişhane

Yakup Bey’le yarım saatlik bir yolculuktan sonra önce Şişhane’ye sonra da Pera Müzesinin bulunduğu Tepebaşı’na geliyoruz.

Burada Yakup Bey’den ayrılıyorum kendisine teşekkür ederek.

Bir süre Pera Müzesi’ne bakıyorum.

Tepebaşı’ndaki Pera Sanat Müzesi 2005 yılında, Suna ve İnan Kıraç vakfı tarafından kurulmuş.

Binası eski Bristol Oteli olup, 1893 yılında Mimar Achille Manoussos tarafından yapılmış.

Pera Müzesi-Yeni Cami ve İstanbul Limanı (Jean-Baptiste Hilair)

Pera Müzesi-Yeni Cami ve İstanbul Limanı (Jean-Baptiste Hilair)

Vakıf tarafından satın alınıp müzeye dönüştürülmek üzere, Mimar Sinan Genim’in projesi hayata geçirilmiş.

Geçen yıl gezme fırsatını bulduğum Pera Sanat Müzesi beş katlı bir binadan oluşuyor.

Müzenin ilk iki katında, müzenin kendi kalıcı koleksiyonları sergileniyor.

Bu koleksiyonların ilki ”Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu” diğeri ”Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu”dur.

Kaplumbağa Terbiyecisi-Osman Hamdi Bey-Pera Müzesi

Kaplumbağa Terbiyecisi-Osman Hamdi Bey-Pera Müzesi

Üç yüzden fazla eseri içeren Oryantalist Resim Koleksiyonu’nda ise on yedinci yüzyıldan on dokuzuncu yüzyıla kadar geçen dönemde Osmanlı kültüründen etkilenmiş Avrupalı oryantalist ressamların yapıtları yer alıyor.

Bu koleksiyonda Türk ressam Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi isimli tablosu da yer alıyor. 

Tepebaşı’ndan, Haliç’i geçmek üzere, Atatürk Köprüsüne yöneliyorum.

Eminönü ve Galata Köprüsü

Galata Köprüsü ve Eminönü

Galata Köprüsü ve Eminönü

Hafif yağmurlu ve oldukça serin olan bu havada, oltalarını kapan bütün amatör balıkçılar oltalarını Haliç’e sallamışlar.

Kovalarına bakıyorum, neredeyse balıklarla dolmuş. Verimli bir başlangıç yaptıkları belli oluyor.

Atatürk Köprüsü’nde oyalanmadan, Haliç’i geçiyorum.

Ragıp Gümüşpala Caddesini izleyerek, Eminönü Meydanı’na ulaşıyorum.

Balık- ekmek satan kıyı teknelerinin yanları kalabalık, mis gibi kızarmış balık kokuları burnuma geliyor. 

Dönüşte balık-ekmek yemeyi aklıma koyarak, şehir hatlarına ait Kadıköy vapur iskelesine yetişiyorum.

Saat 10.50 de iskeleden kalkan şehir hatları vapuru Kadıköy’e doğru yol almaya başlıyor.

Tarihi Yarımada İstanbul

Tarihi Yarımada İstanbul

Sağ tarafımızda bütün haşmetiyle Tarihi Yarımada yer alıyor. Topkapı Sarayı bütün görkemiyle ben buradayım diyor.

Şehir hatları vapurundanSarayın Sofa-i Hümayun bölümündeki  İftariye Köşkü görülüyor.

Kıyıdan uzaklaştıkça Ayasofya Müzesi, Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı ve sarayın sahil surları görülüyor.  

Kız Kulesi İstanbul

Kız Kulesi İstanbul

Eminönü’nden uzaklaşıp, Kadıköy İskelesine yaklaşırken sol tarafta Kız Kulesi beliriyor.

Hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan Kız Kulesi İstanbul Boğazı’nın değerli bir incisi olarak bütün turistik  fotoğraflarda yer alır.

İstanbul Boğazı’nın Marmara Denizi ‘ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş.

Üsküdar’ın sembolü haline gelen Kız kulesi, Üsküdar’da, Bizans devrinden kalan tek eserdir.

M.Ö. 24 yıllarına kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahip olan kule, Karadeniz’in Marmara ile birleştiği yerde küçük bir ada üzerinde kurulmuştur.

Geçtiğimiz yıllarda gezme fırsatını yakaladığım Kız Kulesi cafe ve restaurant olarak hizmet sunuyor.

Kız Kulesi İstanbul

Kız Kulesi İstanbul

Kulede iseniz kendinizi en az 2 000 yıllık gizemli bir tarihle iç içe, Asya ve Avrupa kıtalarının kesiştiği bir noktada, Boğaz’ın tam ortasında buluyorsunuz.

Gözlerinizi hangi yöne çevirseniz, İstanbul’un bir başka yüzünü görüyorsunuz.

Etrafınızda; Sultan Ahmet ve Ayasofya, Galata Kulesi, Çırağan Sarayı, Ortaköy ve Üsküdar Sahilleri…

Uzansanız dokunacak kadar yakın, eşsiz güzellikteki mekânlarla beraber olma olanağını yakalamış oluyorsunuz.

Haydarpaşa Koyu

Kadıköy Haydarpaşa Garı İstanbul

Kadıköy Haydarpaşa Garı İstanbul

Nihayet sislerin içinden Haydarpaşa Garı ortaya çıkıyor.

Güneşsiz ve sisli havada masalımsı bir görüntüsü var.

Masalımsı bir görüntüsü olan Haydarpaşa garı, köyden kente göçün sembolü olarak hafızalara kazınmıştır.

Otomobil ve otobanların henüz hayatımıza girmediği günlerde, gurbetçilerin İstanbul’a varış Haydarpaşa Garıydı.

Garda sıralanmış peronlar yıllarca; coşkulu ve sevinçli kavuşmalara tanıklık ettiği gibi, bazılarının hayallerinin yıkılmasına ve sessiz ayrılıklara da tanıklık etmiştir.

Haydarpaşa Garı Kadıköy İstanbul

Haydarpaşa Garı Kadıköy İstanbul

Haydarpaşa Garı ile ilk tanışmam 1961 yılının Eylül ayında olmuştu.

Konya Ereğlisi’ndeki İvriz İlköğretmen Okulundan İstanbul Çapa İlköğretmen Okuluna sınavlar için gelmiştim. Elimdeki tahta bavulla kara trenden inmiş, gardan dışarı çıkmış ve merdivenlerinde Marmara Denizi’ne dakikalarca bakmıştım.

Şehir hatları vapuru ve tramvaylarla ulaştığım Çapa İlköğretmen Okulu’ndaki sınavları kazanmış ve İstanbul’da iki yıl kalmıştım.

Kadıköy İskelesi İstanbul

Kadıköy İskelesi İstanbul

Haydarpaşa Garı 1906 yılında, İstanbul-Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak düşünülmüş ve yapımına başlanmış.

1908 yılında da tamamlanıp hizmete girmiştir.

Bir söylenceye göre, binanın bulunduğu yere, III. Selim’in paşalarından olan Haydar Paşa’nın adı verilmiştir. 

Sisler arkasından çıkan Haydarpaşa Garı’nın fotoğraflarını çektikten sonra sağ tarafa, Moda Burnu tarafına dönüyorum. 

İnciburnu mendireği ve kocaman sarı bir balon, Türk Balon da sisler arasından görüş alanımıza giriyor.

Dünyadaki 22 balondan biri olan Türk Balon çelik halatlarla yere bağlanmış ve çevresinde oldukça görkemli bir koruma platformu yaptırılmış.

Balon, yerden 200 metre yükselebiliyormuş.

Fransız-Alman ortak yapımı olan balonun sepeti 30 yolcu ve bir de pilot olmak üzere 31 kişi alıyormuş.

Kadıköy İskele Meydanı

Kadıköy İskelesi İstanbul

Kadıköy İskelesi İstanbul

Kadıköy İskelesi’ne yanaşan vapurdan iniyor ve Kadıköy Meydanı’na çıkıyorum.

Meydandaki kafelerin fotoğraflarını çektikten sonra, etrafı gözden geçirerek, gezinti rotamı belirlemeye çalışıyorum.

Kadıköy Haydarpaşa Rıhtım Caddesi’nden sağa, Albay Faik Sözdener Caddesi’ne doğru yürümeye başlıyorum. İlk gözüme çarpan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tiyatrosu oluyor.

Tiyatronun caddeye bakan tarafında Haldun Taner sahnesine rastlıyorum.

Kadıköy Moda İskelesi İstanbul

Kadıköy Moda İskelesi İstanbul

Panolarında da Kadıköy’ün eski belediye başkanı Osman Hamdi Bey yazısı dikkatimi çekiyor.

Vitrindeki panoda ”Gönlümdeki Osman Hamdi Bey”in sahnelendiğini görünce seviniyorum. Kalamış Parkı’nda gördüğüm Osman Hamdi Bey’in heykeli öksüz çocuk gibiydi.

Kadıköy’ün ilk belediye başkanına vefasızlık olarak görmüş ve üzülmüştüm.

Osman Hamdi Bey ve Haldun Taner’i yan yana görünce içimde bir sevinç dalgası yükseliyor. Sanatçı ve bilim adamlarımıza gösterilen saygı hoşuma gidiyor.

Kadıköy Moda Kıyıları İstanbul

Kadıköy Moda Kıyıları İstanbul

Türkiye’de epik tiyatro türü ve kabare tiyatrosunun öncüsüdür.

Haldun Taner’in eserlerinde gözlemin, mizahın ve yerginin önemli yeri vardır.

Büyük şehrin düzensiz ve çelişkilerle dolu yapısını, görgüsüzlük ve bilgisizliğini yansıtan öyküleriyle tanınmıştır.

Tiyatro çevresinde dolaştıktan sonra tekrar iskele meydanına gelerek, çayhanelerden birine oturup, simit ve çay söylüyorum.

Çayhaneyi işleten beyefendiye ‘’Kadıköy Meydanı geniş ve ferah, beğendim’’ diyorum.

‘’Ağabey’’ diyor. ‘’Önümüzdeki günlerde, Sultanahmet’teki düzenleme burada da yapılacak. Asıl o zaman görmelisiniz.’’ Diyor.

İstanbul Kadıköy Meydanı, Kadıköy-Kartal Metrosu’nun işletmeye açılmasıyla birlikte yayalaştırılacak.

Rıhtım Caddesi, Haldun Taner Tiyatrosu’ndan itibaren araç trafiğine kapatılacak ve Kadıköy İstasyonu’nun bulunduğu bölge yayaların kullanımında olacakmış.

Kadıköy Moda Kıyıları İstanbul

Kadıköy Moda Kıyıları İstanbul

Otobüs ve dolmuş durakları olarak kullanılan alanların da yayalaştırma bölgesine katılması ile İstanbul 60.000 metrekare büyüklüğünde yayalaştırılmış yeni bir meydana kavuşacakmış.

Kadıköy İskelesi ile Moda Burnu arasında özlem (nostalji) turları yapan kırmızı tramvayı soruyorum.

Rıhtım caddesinin karşısına geçmemi ve duraklardan birinde beklememi öneriyor.

Öneriyi benimsiyor ve söylenen duraklardan birine giderek beklemeye başlıyorum.

Çok geçmeden kırmızı tramvay treni kendini gösteriyor ve biniyorum.

Kadıköy İstanbul

Kadıköy İstanbul

Söğütlü Çeşme caddesinde ilerlemeye başlayan özlem vagonu General Asım Gündüz caddesine giriyor.

Cadde dediğime bakmayın. Sağlı sollu park eden araçlar nedeniyle, cadde sokağa dönüşmüş.

İkinci sıra park eden araçlar nedeniyle beklemek zorunda kaldığımız yerler oldu.

Şair Nefi Sokak’a girilince hareketimiz iyice yavaşladı.

Cadde ve sokaklar çok dar ve görüş alanı olmadığından fotoğraf çekemiyorum.

Canım sıkılıyor ama yapacak bir şey de yok. Cem Sokak ve Rıza Paşa Sokaklar izlenerek Mühürdar caddesine çıkılıyor.

Kadıköy İstanbul

Kadıköy İstanbul

İEET Kadıköy İşletme Şefliğinin bulunduğu Albay Faik Sözdener Caddesi’ne giriliyor ve iskele meydanında tur tamamlanıyor.

Türkiye’de ilk tramvay seferleri 1869’da başlamış. O zamanlar atların çektiği bu imtiyaz sadece Galata-Tophane-Beşiktaş arasına aitti.

Hatlarında atlarında sayıları giderek arttı. Daha sonraları Kadıköy’de üç hat olarak kurulan tramvay ulaşım yolları her nedense yok edilmiş ve nostaljik hat adı altında sembolik olarak tekrar konulmuş. 

Yaklaşık yarım saat süren Kadıköy Meydanı-Moda-Kadıköy Meydanı turunda, nostaljik tramvay uygulamasının ulaşımı zorladığı kanısına ulaştım.

“Nostalji tramvayı” adı altında sefere koyulan bu tramvayın eski Moda tramvayıyla ilgisi olmadığını söylediler.

Üstelik eski tramvay yolunu da izlemiyor. Yolculuğum süresince fotoğrafını çekecek ilginç bir yapıya rastlamadığım gibi, Moda Burnu’ndaki Marmara Denizi’ni de göremedim.

Kadıköy Moda Kıyıları İstanbul

Kadıköy Moda Kıyıları İstanbul

Söylencye göre; Doğu Almanya’da kullanılmış, daha sonra hurdaya çıkarılmış.

Hurdaya çıkarılmış bu tramvayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi nostalji tramvayı kılığına sokarak ve 5 milyon dolara yakın bir yatırımla Moda’ya yerleştirmiş.

Yine söylenenlere göre; bu tramvay hem ulaşıma bir katkı yapmıyor, hem de Moda’nın tek çıkış yolunu işgal ederek eskiden olmayan bir “ulaşım sorunu” yaratıyormuş. 

Kadıköy İskelesi’nin yakın çevresine yaptığım geziyi sonlandırmak zorunda kalıyorum.

Hava oldukça serin, sisli ve ortalıkta güneş yok.

Çektiğim fotoğraflardan yeterince verim alabileceğimi de sanmıyorum.

Tekrar şehir hatları vapuruna biniyorum ve Eminönü’ne hareket ediyorum.

Şehir hatları vapurundaki bazı yolcuların attıkları simit kırıntılarını havada kapan martılar peşimizden ayrılmadılar ve güzel bir görüntü oluşturdular.

Share Button