24 Mart 1962 Cumartesi, Tarihi Yarımada…
İlkokuldan itibaren tüm öğrenciliğim süresince, eğitim gördüğüm şehirlerle bütünleşmeye ve kültür varlıklarını tanımaya çalıştım. Üç yıl eğitim görme ayrıcalığına eriştiğim İstanbul derya içinde derya olup, dünyanın en büyük kültür hazinelerinden biriydi. Bu hazinlerden yararlandım.
Bugün öğle yemeğinden sonra Millet Caddesi üzerindeki kültür varlıklarımızdan bazılarını anımsama ve tanıma fırsatı yakaladım. Aksaray’daki Avrat Pazarından cariye olarak alındığı rivayet edilen Hürrem Sultan’ın Haseki Külliyesi içinde yer alan Haseki Hastanesi civarında dolaştım. Avrat Pazarı Arkadius Sütununun süslediği Arkadius Forumu’ndaydı.
Ardından Bayezit Meydanına kadar uzanan Ordu Caddesi’ne girdim. Ordu Caddesi’ni takip eden Yeniçeriler ve Divanyolu Caddeleri beni Milyon taşına götürdü.
Günümüzdeki Divanyolu Caddesi Roma’nın yeni başkenti Konstantinopolis’i eskisine, yani İstanbul’u Roma’ya bağlayan yol Via Egnetia’nın küçük ama gösterişli bir başlangıç kısmına karşılık gelmekteydi.
Egnatya Yolu ya da Via Egnatia M.Ö. 2. Yüzyılda Roma Cumhuriyeti tarafından inşa edilen 1120 km uzunluğundaki yoldu. Arnavutluk’un Dıraç ilinden başlayarak Selanik’e kadar uzanan Egnatia, Trakya Bölgesi’nden geçerek Yedikule surlarındaki Altın Kapı’da İstanbul’a ulaşıyordu.
Diğer önemli Roma yolları gibi, 6 metre genişliğindeki Egnatya yolu, Yedikule’deki Altın Kapı’dan geçerek, Mese-Orta Yol olarak adlandırılan, İmparatorluk Yolu ile Milyon anıtında son buluyordu.
Kendini evrenin merkezi kabul eden imparatorlukların en ihtişamlısı belki de Roma idi ki, başkenti taşırken de bu ağırlık merkezini yanlarında götürmüşlerdi.
Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis’teki Milyon Taşı ise Egnatya yolunun başlangıç noktası olmuştu. Tam olarak çıkış noktası ise Divanyolu ve Yerebatan Sarnıcı Caddelerinin kesişim noktasında dört yüzlü bir kapı olan ”Sıfır” noktasıydı.
Doğu Roma tarafından bu taşın yeri, dünyanın ortası sayılmıştı. Bütün mesafeleri buradan başlayarak ölçerlerdi.
Bugün zamanda yolculuk yaparak, Yeni Roma İmparatorluğu’nun kuruluş yıllarına kadar gitmiştim. Sultanahmet’e ulaştığımda, Divanyolu Caddesi’nin bitiminde Yerebatan Sarnıcı Caddesi’ne girişi sağlayan köşede öylece duruyordu Milyon Taşı.
Tarihle içiçe yaşamak harika bir duyguydu. Tarih derslerini seviyordum.