Türk Rivireası’nın Başkenti Antalya
Ülkemizin turizm başkenti olan Antalya; eşsiz denizi, çam ormanları, sayısız tarihi alanı ve güneşli iklimi ile yaz tatillerinin vazgeçilmez turizm başkentlerinden biri.
Dört mevsim ziyaret edebileceğiniz şehir her sene milyonlarca yerli ve yabancı turist ağırlamakta. Antalya tarih boyunca Likya’dan Bizans’a, Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yaptı.
Bu tarihi zenginliğini kentin dört bir yanında görebilir, tatilinizden yeni bilgiler edinerek dönebilirsiniz.
Tarihiyle ve doğal güzellikleriyle olduğu kadar eğlenceli gece hayatı ve kültür-sanat etkinlikleriyle de sevilen şehrin en bilinen ilçeleri Kemer, Alanya, Kumluca, Manavgat ve Kaş.
Doğuda Antalya’dan başlayan ve batıda Muğla’yı da içine alarak İzmir ilinin orta kesimine uzanan bir bölgedir Türk Rivierası.
İçinde bulunduğu bölge, sahip olduğu arkeolojik ve doğal güzellikler sayesinde “Türk Rivierası” adını almıştır.
Antalya bu adı hak ediyor ki her yıl milyonlarca yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.
29 Haziran 2011 Çarşamba, Antalya…
Türk Rivierasının başkenti Antalya ile ilk buluşmam 1970 yıllarına kadar gider. Isparta Sanat Enstitüsü ve Teknisyen Okulu Matematik-Fizik Öğretmeni olarak çalıştığım yıllardı. Sonraki yıllarda Altın Portakal Filim festivali olarak anılacak etkinlikler için gitmiştim Antalya’ya. Neredeyse 40 yıldır tanışız Antalya ile…
Bergama Kralı II. Aktalos öncü kuvvetlerine “Gidin bana Yeryüzünün Cennetini bulun” der… Öncü kuvvetler kralın bu emriyle yola çıkıp diyar diyar dolaşır ve sonunda Antalya’nın bulunduğu yere geldiklerinde, karşılarındaki eşsiz güzelliğe bakarak “Cenneti bulduk” derler. İşte o gün kurulan kent “Attalia”, bu gün karşımıza Yeryüzü Cenneti ANTALYA olarak çıkmaktadır.
Doğuda Antalya’dan başlayan ve batıda Muğla’yı da içine alarak İzmir ilinin orta kesimine uzanan bir bölgedir Türk Rivierası.
İçinde bulunduğu bölge, sahip olduğu arkeolojik ve doğal güzellikler sayesinde “Türk Rivierası” adını almıştır. Antalya bu adı hak ediyor ki her yıl milyonlarca yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Antalya, Türkiye’nin güney ucunda, büyük bir bölümü falez ya da yalıyarı olarak adlandırılan traverten bir kaya parçasının üzerine kurulmuş bir şehirdir.
Falez ya da Yalıyar kavramına gelince; Dalgalar aşındırma yaparken önce çarptıkları kıyı boyunca bir çentik açar. Buna dalga oyuğu denir. Dalga oyukları derinleştikçe üzerindeki kütleler kopar ve düşer. Böylece kıyı boyunca diklikler oluşur. Bu dikliklere falez ya da yalıyar adı verilir. Türkiye’de, Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında güzel falez örnekleri görülmektedir.
Antalya kıyı falezleri, doğuda Karpuzkaldıran, batıda ise Konyaaltı plajı arasında yer alır ve uzunluğu yaklaşık 13 km dir. Konyaaltı Plajı’nın gerisinde falezler batıya doğru devam etmektedir, ancak günümüzde kumsalın gerisinde kalmıştır. Aynı şekilde doğuda da Lara plajı ve Yamansaz sulak alanının gerisinde falezler devam etmektedir.
Antalya kıyı falezleri tufa türü kayaçlardan oluşmaktadır. Tufa, fiziko-kimyasal ve biyojenik yolla oluşmuş kalsiyum karbonat çökelidir. Traverten terimi de benzer bir terimdir.Ancak,son zamanlarda, Pamukkale’de olduğu gibi, yalnızca hidro-termal karbonat çökelleri için kullanılmaktadır. Tufa oluşum modellerinden biri olan çağlayan modeli bir yüksek enerji ortamıdır.
Falez üzerinden su burgaçlı olarak akar ve bu sırada falez üzerinde sucul bitkiler gelişir. Falezden sarkan yosunlar üzerinden su akarken, fiziko-kimyasal ve biyojenik mekanizmalarla yosunların üzeri kalsiyum karbonat ile kaplanır. Bu yolla perde şeklinde tufa kayacı oluşur.
Perde şeklindeki kaya oluşumlarının arkasında düşey kör mağaralar gelişir. Deniz, güneş, tarih ve doğanın bir uyum içinde bütünleştiği Antalya, Akdeniz’in en temiz kıyılarından birine sahiptir.Antalya, Anadolu’nun en bereketli coğrafyalarından birinde, antik Pamfilya, Pisidya ve Likya bölgelerinin kesiştiği bir noktada yer alır. Bereketli coğrafyalara ve birçok kültüre ev sahipliği yapan Kent, tarih boyunca içinde hep değişik kültürleri, değişik sanatları ve değişik mitolojileri yaşatmıştır.
Antalya, Türkiye’ nin önemli turizm merkezlerinden biridir. Turizm, il ve kent merkezi ekonomisini belirler. Antalya aynı zamanda, Türkiye’nin büyük ölçekli göç alan illerinden biridir. Toroslar’ın güneylerinden kaynaklanan çok sayıda irili ufaklı akarsu, geçtikleri yerlerde ve denize dökülürken şelaleler oluşturur.Palmiyelerle sıralanmış bulvarları, uluslararası ödül sahibi marinası, geleneksel mimarisi ile Kaleiçi ve modern mekanları ile Türkiye’nin en önemli Turizm Merkezlerinden biri olan Antalya, Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali ile haklı olarak ün ve önem kazanmıştır.
Ayrıca, Uluslararası Plaj Voleybolu, Triathlon, Golf Müsabakaları, Okçuluk, Tenis, Kayak yarışmaları vb. etkinliklere, 1995 yılında açılan Antalya Kültür Merkezi ile de plastik sanatlar, müzik, tiyatro, sergi gibi birçok kültürel ve sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.Antalya ve çevresinde birçok antik şehir yer alır. Antalya yolu üzerindeki Aspendos, Perge ve Side bunlardan bazılarıdır. Bu tarihi yerlerden başka Antalya sahil ve plajlarıyla da bilinir. Konyaaltı, Karpuz kaldıran ve Lara Plajı en güzel örneklerdir.Antalya ayrıca şelaleler şehri olarak da ün yapmıştır. Düden, Manavgat ve Kurşunlu Şelaleleri, yerli ve yabancı binlerce turistin uğrak yerleri arasında yer alır. Yayla ve kış sporlarının yapıldığı Beydağları ve Saklıkent ise şehrin birer doğal güzellikleridir.
Antalya’da Türkiye’nin 3 Doğal Şelalesi bulunmaktadır bunlar: Düden Şelalesi, Kurşunlu Şelalesi ve Manavgat Şelalesidir. Falezlerden burgaçlar halinde akan suları da birer şelale olarak tanımlayabiliriz.Nitekim, gezi teknelerinde de şelale olarak tanıtılmaktadır. Antalya’da büyük miktarda Sur, kilise, cami, medrese, mescit, han ve hamam vardır.
Kaleiçi surlarının çepeçevre sarıp kucakladığı yat limanı şehrin en eski yerleşim birimidir. Antalya’nın simgesi olan Kaleiçi’nde Yivli Minare, Kesik Minare ve tarihi evleri bulunur. Antalya Kaleiçi’nde en güzel örneklerini görebileceğiniz geleneksel Türk mimarisinin göze çarpan ilk özellikleri tabiatla uyum içinde olmalarıdır. Bu mekânların tamamını yürüme mesafesindedir. Antalya Büyükşehir Belediyesinin, Kaleiçi Yat Limanı’nı sahip olduğu tarihsel ve doğal değerlerini bozmadan, eski cazibesine kavuşturacak bir proje hazırladığını öğreniyoruz bu arada. Düzenlenen projede, Yat Limanı’na iniş ve çıkışı kolaylaştıracak bir adet panoramik asansör ile yüzer ahşap yürüyüş yolları ile seyir terasları yer alıyormuş. Proje ile tarihi Balık Hali de yeniden canlandırılacak ve balıkçıların yüzünü güldürecekmiş. Haydi hayırlısı diyelim…
Yorumlar kapalı.