Antalya’da güzel bir gün
29 Haziran 2011 Çarşamba, Antalya…
Kemer Çamyuva Simena Villalarında tatilimizi geçirmekteyiz. İstanbul’dan gelen konuklarımız Yakup Bey ile eşi Luiza Hanım ile kızımız Ceren’in de isteği üzerine, Antalya Kaleiçi’ni ziyaret etmeye karar verdik.
Havaların oldukça sıcak ve nemli olması nedeniyle 29 Haziran Çarşamba günü öğleden sonra, saat 16.00 da gitmeye karar verdik. Arabamızla 45 dakikalık bir yolculuktan sonra Antalya’ya ulaşmıştık.
Yıllar önce gelip, konakladığımız ve çok memnun kaldığımız DSİ nin Eğitim ve Dinlenme tesislerine girerek, arabamızı park ettik. Antalya Konyaaltı Caddesinde, falezler üzerinde, denize göre, bir kartal yuvasını andıran devlet Su İşleri Eğitim ve Dinlenme tesisleri, konumu ve peyzaj düzenlemesi ile muhteşem olmuş. Antalya körfezine hâkim bir konumu olan tesisin birçok oturma ve dinlenme alanı var.
Diğer devlet kurumlarında olduğu gibi, kamuda çalışanlara ve kamudan emekli olanlara açık hale getirilmiş. Eşim kamudan emekli olduğu için, bu özellikteki kurumlara girebiliyor, çay kahve, meşrubat içebiliyor, yemek yiyebiliyor ve konaklayabiliyoruz.
DSİ Eğitim ve Dinlenme Tesislerinde nakit para geçerli olmuyor. Muhasebeden, nakit ödeyerek aldığınız fişleri kullanıyorsunuz. Artan fişiniz olursa, iade ederek parasını geri alabiliyorsunuz. Burada bir süre dinlendikten sonra Kaleiçi’ne gitmeye karar verdik. Çay, kahve ve dondurma ısmarladık.
Gerek Luiza Hanım, gerek ise eşi Yakup bey muhteşem insanlar. İnsanları seviyorlar. Çevreleriyle ilgililer ve çalışkan insanlar. Bir yıl gibi kısa bir sürede kaynaştık ve aile dostu olduk. Birlikte olmaktan ve birlikte bazı etkinliklere katılmaktan hoşlanıyoruz. Birbirine yük olmayan ve iyi anlaşan iki aile durumunda olunca, tatilin keyfi de bir başka oluyor.
Yakup Bey de fotoğraf çekmeye meraklı. Çektiği fotoğrafları filim haline getirip, uygun müziklerle de donatınca harika sonuçlar ortaya çıkıyor. İnsanların güzel hobilerinin olması, mutlu olmalarını da sağlıyor.
DSİ Eğitim ve Dinlenme tesislerinde konaklamak isteyenler, yeterince genç değiller ise deniz sefasını unutsunlar diyorum. Falezler üzerinde, denize göre kartal yuvası gibi olan tesisten denize inebilmek için, oldukça dik onlarca basamak inmek zorundasınız.
Hele hele, yükseklik korkusu olanların hiç niyetlenmemeleri gerekiyor. Ancak, manzara muhteşem. Gündüzün mavisi, yeşili ve yalnız DSİ’ye özgü bir Antalya manzarası karşınızda durur. Seyrine doyum olmayan bir manzara bulursunuz. Günlerce aç kaldıktan sonra, mükellef bir sofra ile karşılaşan insanlar gibi seyreder de seyredersiniz denizi biranızı yudumlarken.
Çay ve meşrubatlarımızı içip, nefeslendikten sonra, Yakup bey ile ben fotoğraflarımızı da çektik. Artan fişlerimizin parasını da aldıktan sonra, arabamızı tesiste bırakarak, Konyaaltı Caddesine çıktık. Amacımız Kaleiçi Marinaya gitmek. Tesisin kapısında görevli olan güvenlik görevlisinden yardım istedik. Raylı sistemle ulaşabileceğimizi, 100 metre ileride tramvay durağı bulunduğunu anlattıktan sonra, durağı işaret etti.
Durağa doğru yola çıktık. Kızımız Ceren, beş kişilik bir grubun, tramvay yerine taksi ile Kaleiçi marinaya gitmenin hem ekonomik, hem de daha konforlu olacağını söylemesi üzerine taksiye bindik. Taksi bizi on dakikada Kaleiçi Marinaya götürmüştü. Antalya Kaleiçi’nde Attleis Antik Kenti kuruluşundan önce, Yat Limanında Korykos adı ile bilinen bir korsan limanı bulunduğu antik kaynaklardan bilinmektedir.
”Kaya Kovuğu” anlamında gelen Korykos, falezlerin hem doğal yapısı hem de sığınma limanı oluşu bakımından önem taşımaktadır. Liman ve gerisinde gelişen Antik Attaleia kenti milattan önce 2. yüzyıldan itibaren kesintisiz iskân görmüş ve günümüze kadar yaşayabilmiştir. Taksinin inebileceği yere kadar indik. Oldukça eğimli, Arnavut kaldırımı tarzında döşenmiş ve virajlı yolu indikten sonra, hemen fotoğraf makineme sarılarak, eşim ve konuklarımızı fotoğraf karelerime aldım.
1972 yılında Antalya iç limanı ve Kaleiçi semti, özgün dokusu nedeniyle ”Gayrimenkul Eski Eserler ve anıtlar Yüksek Kurulu” tarafından ”SİT bölgesi” olarak koruma altına alınmış. Turizm Bakanlığı’na ”Antalya Kaleiçi Kompleksi” restorasyon çalışmasından dolayı, 28 Nisan 1984 de, Uluslararası Turizm Yazarları Birliği tarafından Altın Elma Turizm Oskarı ödülü verilmiştir.
Günümüzde Kaleiçi otelleri, pansiyonları, restoranları ve barları ile eğlence merkezi haline gelmiştir. Kaleiçi yat limanı ve surlar içinde kalan daracık sokaklı Kaleiçi evleri, yerli ve yabancı turistlerin en çok ilgisini çeken yerler olarak karşımıza çıkıyor.
Yorumlar kapalı.