27 Mart 1971 Cumartesi, Isparta…

Dün TRT 13;00 haberlerinden, CHP’den istifa etmiş olan Nihat Erim tarafından, bağımsız başbakan olarak, teknokrat hükümetinin kurulduğunu öğrendik.

Nihat Erim, 19 Mart 1971 tarihinde Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından partiler üstü hükümet kurmakla görevlendirilmişti. CHP’den istifa ettirilerek bağımsızlaştırılan Erim, hemen hükümet kurma çalışmalarına başlamıştı.

Erim’in, bu çalışmalarında tam anlamıyla özgür hareket edemediği ortaya çıktı. Hükümetini kurarken ve kurduktan sonra genel olarak üçlü dengeyi, Cumhurbaşkanı, TBMM ve Parti Yöneticilerinden oluşan üçlü dengenin yanı sıra silahlı kuvvetleri de gözetmeye çalışmıştı.

Çatısı oluşturulan teknokrat hükümeti kamuoyuna açıklanmadan önce, basına verilen bir demeçle, bu hükümet “beyin takımı” olarak sunulmuştu.

Erim, 25 kişiden oluşan beyin takımını 26 Mart 1971 tarihinde Sunay’ın onayından sonra kamuoyuna açıkladı. Listeye göre 11 bakan parlamento içinden, 14 bakan da kabine dışındaki teknisyenlerden seçilmişti.

12 Mart Muhtırası’ndan 14 gün sonra, muhtırayı veren askerlerin istediği hükümet kurulmuştu kurulmasına ama, bir taraftan hız kesmeden süren olaylar diğer taraftan askerlerin baskıları Nihat Erim kabinesini zora sokacaktı. Görünen köy kılavuz istemiyordu.

Muhtıra sürecinde CHP Genel Başkanı İnönü, yeni hükümetin Nihat Erim tarafından kurulacağının belli olmasıyla birlikte 12 Mart’ı destekler bir tavır sergiledi.

CHP Genel Sekreteri Ecevit ise “darbenin kendisine karşı yapıldığını” ileri sürecek kadar karşıt bir tutum sergileme yolunu tuttu. Muhtıranın Yunanistan’daki cuntanın daha ince bir şekli olduğunu söyleyerek, partideki genel sekreterlik görevinden istifa etti.

Türkiye İşçi Partisi Başkanı Behice Boran, muhtırayla aynı gün basına verdiği demeçte; muhtıradan çok, muhtıraya sebebiyet verdiğine inandığı AP iktidarını suçlayan bir dil kullandı.

Türkiye solunda cuntacılığa karşı en açık karşı duruşu Türkiye İşçi Partisi sergiledi.

Erim Hükümeti kurulmadan sadece 6 gün önce, 20 Mart 1971’de Batman’da üç bin köylü kent meydanında biraraya gelerek “açız” diye haykırdılar. Jandarmanın zor kullanmasına karşın dağılmayarak sopa ve taşlarla karşılık verdiler.

21 Mart’ta Konya’da Eğitim Enstitüsünde faşist komandolar devrimci öğrencilere saldırarak altısını bıçakla yaraladılar. 24 Mart’ta İstanbul’da 1 000 tekstil işçisi Enboy fabrikasında direnişe geçtikten sonra haklarını savunmayan Teksif merkezi ve şubelerini işgal ettiler.

25 Mart’ta Samsun’un Alaçam ilçesinde tütün üreticilerinin Tekel’in tütün satmasını engelleyerek gerçekleştirdikleri direnişte dört öğretmen ve dört üretici tutuklandı.

İstanbul’da Vezneciler’de faşistlerin üniversiteyi işgal girişimini önleyen devrimci öğrencilerle faşistler arasında çıkan çatışmadan sonra Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ni basan polislerle silahlı çatışma çıktı ve bir öğrenci iki polis yaralandı.

Nihat Erim Teknokrat Kabinesi olayları engelletebilecek miydi? Bana göre olanaksız görünüyordu.

Çoğunluğu elinde bulunduran Adalet Partisi’nin sivil dönemde yapamadığı Anayasal değişiklikleri bu dönemde, Sıkıyönetim kararı aldırarak, uygulamaya koyma fırsatı doğmuştu.

Share Button