İstanbul’da çok sevdiğimiz mekânlardan biri olan İstinye Koyu ile ilgili izlenimlerimi 2011 yılında yazmıştım. Henüz İstanbul Boğazı ve bağlı olarak İstinye Koyu ‘’Tekne Parklar’’a kavuşmamıştı.
Bugün, 2 Eylül 2016 Cuma günü, hem fotoğraflarımı güncellemek hem de çok sevdiğim bu güzel koy ve çevresini gezmek istedim. İstinye Koyu, kuğuları andıran üzerinde tekneler, masmavi ve tertemiz deniziyle bir harikaydı. Sonbaharın ilk günlerinden biri olan bugün de limonata tadındaydı. Keyifli bir ziyaret oldu.
İSPARK, teknelerin düzensiz park edilmesine çözüm olarak Tekne Parkları bulmuş ve uygulamış. Modern, çevreci ve estetik bir çözüm getiren Tekne Parkları ilk olarak İstinye ve Tarabya’da hizmete açmış.
Kuruluşu ve işletmesi İSPARK tarafından yapılan toplam 388 Tekne ve yat kapasiteli İstinye ve Tarabya Tekne Parkları, Kıyıdaki beton kütle kaldırılarak yerine çevre dostu, Portatif, İstenildiğinde taşınabilen ve kıyıdan açıkta, yüzer iskeleler şeklinde tasarlanmış ve uygulanmış.
Evliya çelebi ünlü seyahatnamesinde İstinye ile ilgili şöyle yazar : “Bin parça gemi alır büyük limanı vardır. Han ve Medrese yoktur. Bağ ve bahçesi çoktur. Ahalisinin fukaraları bahçevan ve balıkçıdır. Kasaba, körfez dâhilinde olduğundan havası o kadar iyi değildir. Liman burnunda bir misafirhanesi vardır. Limanı rüzgârdan emindir. ” Evliya Çelebi ”havası o kadar iyi değildir” dese de, bugün harika bir hava var burada.1912 yılında, koyda, tersane kurulmuş ve 79 yıl hizmet verdikten sonra 1991 yılında kaldırılmış.