25 Mart 1962 Pazar, öğleden sonra…

Dün öğleden sonra zamanda yaklaşık 1600 yıl geriye giderek, üç yıl eğitim görme olanağını yakaladığım İstanbul’u Doğu Romalı bir vatandaşın gözünden görmeye çalıştım.

Doğu Romalı birisi için dünyanın ‘’sıfır noktası’’ Divanyolu Caddesi ile Yerebatan Sarnıcı Caddelerinin kesişim noktasında ‘’Milyon Taşı’’ olarak bulunuyordu. Hemen solunda araba yarışlarıyla gladyatör dövüşlerinin gerçekleştiği 100 000 kişi kapasiteli Hipodrom ile sağında dünyanın en büyük ve en muhteşem bazilikası Ayasofya bulunmaktaydı.

Bizans’ı Konstantinopolis’e çevirerek yeryüzünün en kudretli imparatorluğunun başkenti haline getiren Konstantin, o kudrete yaraşır bir saraya ihtiyaç duymuştu. Hipodromun güneyinde, Marmara Denizi kıyılarında, bir ucu Sarayburnu’nda olan Büyük Saray yaptırılmış ve 800 yıl imparatorluğun konutu olmuştu.

‘’Sıfır Noktası’’ ile başlayan Divanyolu nerdeyse İstanbul’la yaşıt bir caddeydi. Boydan boya bütün Suriçi İstanbul ‘unu kat ederek, iki farklı kanattan sur kapılarına ulaşıyordu. Günümüzde ise Divan Yolu derken daha çok Ayasofya açıklarından başlayarak Çemberlitaş’ta son bulan cadde kastedilmektedir. Çemberlitaş’tan Beyazıt’a kadar Yeniçeriler, oradan Aksaray’a kadar da Ordu Caddesi olarak devam eder.

Şehrin ilk tasarlandığı Doğu Roma döneminden bu yana var olan caddenin o zamanki resmi adı imparatorluk yolu anlamında “Regia” idi. Ancak halk “merkez yol, ana yol” anlamındaki “Mese” ya da “Mesa” yı daha çok tercih ediyordu.

O zamanın Konstantinopolis’inde Regia revaklı gösterişli bir yoldu. Bu yüzden “Regia Stoası” diye anıldığı da olurdu.

Stoalar ya da revaklar Roma ve onun ardılı erken Bizans döneminin şehircilik anlayışında önemli bir mimari unsurlardı.

İmparatorluk Yolu şehrin ve imparatorluğun yönetim mekanizmalarının bir arada bulunduğu Ayasofya Meydanı yakınlarından başlıyordu.

Bünyesindeki tüm unsurlarla beraber 25 metre genişliğinde olan, taş döşeli, yaya ve araba yolu olarak kullanılan bu arkaik caddenin yolculuğu Çemberlitaş’taki Konstantin Forumu’nu, Laleli ve Beyazıt’taki Boğa Forumu’nu sağında bırakarak devam ediyordu.

İmparatorluk Yolu Laleli’den sonra Y şeklinde ikiye ayrılarak, kuzeye doğru Edirnekapı’ya, güneyden ise Altın Kapı’ ya ulaşırdı.

Divanyolu adının kaynağı da Topkapı Sarayı’nda Kubbealtı’nda toplanan Divan-ı Hümayun’ du. Divan dağıldıktan sonra divanın üyeleri paşalar, vezirler arabalarına yahut atlarına binerek genelde Aksaray, Beyazıt ve Fatih istikametinde bulunan konaklarına bu yol üzerinden giderlerdi. Bu nedenle yolun Sultanahmet- Beyazıt arasındaki kısmına Divanyolu denmişti.

Share Button