Biyolojik olarak emeklilik ya da yaşlanma gibi bir şey yoktur, yalnızca gelişme ve bozulma vardır. Diyor ‘’Gittikçe gençleşin’’ kitabının yazarı Dr. Henry S. Lodge. Bedeniniz, daha doğrusu bedeninizi yöneten Fiziksel beyniniz sizden aldığı mesajlara göre, gelişme ve bozulma arasında tercih yapar.
Öncelikle bilmemiz gereken, bedenimizin bir araba ya da diğer yapılardan biri gibi bir ‘’nesne’’ değildir. Bedenimizi oluşturan kemikler, kemikleri saran etler, yağlar, sinirler ve daha pek çok parça zamanla bozulmaya uğrar. Sürekli olarak yenilenmeleri gerekir.
Kalçalarımızdaki kas hücreleri her dört ayda bir bütünüyle yenilendiğinden, yılda üç kez yepyeni kaslarımız olur. Kan hücrelerimiz her üç ayda bir, trombositlerimiz her on günde bir, kemiklerimiz her iki yılda bir, tat alma hücrelerimiz her gün yenilenmektedir. Bedenimizdeki bu süreç sürekli tekrarlanmaktadır.
Şimdi sormamız gereken, bedenimizi oluşturan sistem ve parçaların ömrü neden bu kadar kısa sürelidir? Günümüz biyologları bedenimizdeki hücrelerin çoğunun kısa ömürlü olacak şekilde evirildiklerine inanmaktadır. Kısa ömürlüdürler çünkü hücrelerin yeni koşullara uyum sağlayabilmeleri, kansere yakalanma risklerinin azaltılması sağlanmaktadır. Yaşlı hücrelerin kansere yakalanma riskleri daha fazladır.
Görüldüğü gibi bedenimizin büyük bir bölümü her an yenilenmektedir. Yenilerine yer açmak için, gayet iyi durumdaki parçalarımızı çöpe atmaktayız bilerek ve isteyerek. Dalağımızın ana görevi kan hücrelerimizi yok etmektir. Böylelikle kan hücrelerimiz her üç ayda bir yenilenme olanağı bulmaktadır. Kemiklerimizi eritme görevi olan milyarlarca hücremiz vardır. Bitkilerde olduğu gibi, budama gelişmeyi sağlamaktadır.
Eğer çöpe atılanlar yenilenen hücrelerden fazla ise bozulma vardır. Yok, eğer yenilenen hücrelerimiz çöpe atılanlardan fazla ise gelişme ve gençleşme vardır. İşte tam bu noktada egzersiz, aerobik ve sabah yürüyüşleri devreye girer. Sürekli yapılan egzersizler bedenimize gelişme sinyalleri gönderir. Yenilenen hücrelerin çöpe atılanlardan daha fazla olması bu sinyallerle gerçekleşir. Açıkçası bedensel bozulma yaşlanmanın sonucu değildir. Hareketsizlik bozulmaya neden olur.