İstanbul derya içerisinde derya…Bütün semtlerini, müzelerini, kasır ve köşklerini, korularını ve caddelerini ayrı ayrı gezmek istiyorum. Özellikle İstanbul Boğazı ve çevresinin panoramik fotoğraflarını çekmek en büyük arzularımdan biri. Bu kez, Rumelihisarı kulelerinin üst yamacında yer alan Hisarüstü’ne gitmem gerekiyor. 7 Haziran 2013 Salı sabahı saat 06.30 da kalkıp, sıkı bir kahvaltı yaptıktan sonra, 07.10′ daki Göktürk-Mecidiyeköy otobüsüne binerek yollara düşüyorum.
Daha önceleri Rumelihisarı Müzesini gezip, kulelerinden İstanbul Boğazının panoramik fotoğraflarını çekmiştim. Rumelihisarı semtindeki Hisarüstü Doğa Parkından Boğaziçi’nin panoramik fotoğraflarını çekeceğimi öğrenmiştim. Boğaziçi’nin en iyi seyir tepelerinden biridir denmişti…
Yine meraklı bir arkadaşımdan ”Doğa Tepe”den çekilecek Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve İstanbul Boğazının panoramik fotoğraflarının daha muhteşem olacağını öğrenmiştim.
Mecidiyeköy’den Hisarüstü’ne giden belediye otobüslerinden 59R ye binerek, Hisarüstü Hareket Amirliğinde inmiştim. Bu kez Levent Metro istadyonundan Boğaziçi hattına bindim. Metro ile ulaşım harika olmuş. Doğa Tepe Parkı, İETT hareket amirliğinin yanındaydı. Parktan, İstanbul Boğazını gören önemli noktaları belirledikten sonra, fotoğraflarımı çekmeye başladım.
Gündüzün mavisi, yeşili ve yalnız Doğatepe’ye özgü bir İstanbul manzarası karşımda duruyordu. Seyrine doyum olmayan bir manzara bulmuştum. Günlerce aç kaldıktan sonra, mükellef bir sofra ile karşılaşan insanlara benzemiştim. Doymak bilmiyordum bir türlü. Çektikçe çekiyordum. 50 ye yakın fotoğraf çekmiştim. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Anadolu ayağının sağ tarafında, Boğaziçi’nde en çok fotoğrafı çekilen Hekimbaşı Yalısı bulunmaktadır. Gözlerimizi sağa doğru çevirecek olursak, Göksu Nehri’nin Boğaziçi’ne ulaştığı yerde Sabancı Öğretmenevi’nin yanı sıra Küçüksu Kasrı’nı da görme olanağını buluruz.
Yorulduğumu hissettiğim bir anda, kartal yuvasını andıran ”Doğatepe Cafe&Restaurant Tesisleri”nin farkına vardım. Tesislere girerek, yemek yemeyeceğimi, soğuk bir kola içmek istediğimi söyledim. Buyur ettiler. Kolamı içtikten sonra, Cafeden de bir hayli fotoğraf çektim. 4 Ekim 2016’ki bu ziyaretimde sosyal tesisler yıkılmıştı. Molozlar duruyordu. Sanki güzelliği yok olmuş gibiydi. Bazen doğayı koruyalım derken, bozuyoruz.
Rumeli Hisarüstü semtinde, Nispetiye Caddesi Doğatepe Parkından İstanbul Boğazına bakma fırsatını yakalayabilirseniz, kendinizi şanslı saymalısınız. Saymalısınız, çünkü karşınızda Boğaziçi’nin muhteşem görüntüsüne eşlik eden Fatih Korusu ile Mihrabat Korusu da yer alır. Biraz daha sola doğru bakarsanız Kanlıca kıyıları ve yalıları görüş ufkunuza girer.
Gidip, görmelisiniz diyorum.