5 Temmuz 1971 Pazartesi, Eskişehir Askeri Cezaevi…
Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Cezaevi’nde üçüncü günümüz…
Isparta kapalı Cezaevi’nden nakledildiğimiz Eskişehir Askeri Cezaevi koğuşuna girince birden aklıma İvriz Öğretmen Okulu yatakhaneleri geldi. Altlı üstlü ranzalara kurulmuş yataklar tam da İvriz’de yaptığımız gibiydi.
Askeri koğuş havadar ve tertemizdi. Jilet gibi düzgün ve tertemiz yataklar bizi bekliyordu. Koğuş dışındaki tuvaletler de öyleydi. Üstelik banyo yapma olanağı da vardı.
Koğuş temsilcisi tutuklular arasında görev bölümü yapmıştı. Bazıları yemek dağıtımı, bulaşıkların toplanması ve yıkanmasıyla, bazı tutuklular koğuş ve tuvaletlerin temizliği ile görevlendirilmişti. Bir an için kendimi İvriz’de hissetmiştim.
Bizden başka siyasi tutuklu yoktu cezaevinde. Tam da düşündüğümüz gibi bulduk burasını. Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı henüz istihbarat ya da kontrgerillanın emrine girmemişti.
Balyoz Harekatına mesafeli yaklaşan Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı tutuklamalar konusunda titiz davranmıştı. Silahlı eylemlere girmeyenlerle açıkça komünizm propagandası yapmamış olanları tutuklama gereğini duymamıştı.
Bizimle birlikte 24 kişi olmuştu koğuştaki tutuklu sayısı…
Tutuklulardan 5 kişilik bir grup Barış Manço grubu olarak adlandırılmıştı. Çıktıkları Anadolu turnesinin Kütahya ayağında, Barış Manço uzun saçları yüzünden tehdit edildiği gibi, tur otobüslerine de dinamitle saldırıya uğramıştı. Beş kişilik grup bu saldırı gerekçesiyle tutuklanmışlardı.
Cumartesi ve Pazar günü koğuştaki siyasi olmayan tutukluları tanımaya çalıştık. Siyasi tutuklular olduğumuz için, başlangıçta çekingen davrandılarsa da, tavır ve konuşmalarımızdan zararsız olduğumuza kara verdiler. Yine de mesafeli davranmayı sürdürdüler.
*****
Askeri Cezaevi saat 14:00…
Barış Manço grubu, bu sabah çıktıkları Askeri Mahkeme’nin görev sahasında olmadıkları gerekçesiyle tahliye edilmişlerdi. Çarçabuk tahliye işlemleri gerçekleşti ve kalanlara ”Allah Kurtarsın arkadaşlar” diyerek koğuştan gittiler. Aralarından biri de Cezaevi yönetimine karşı koğuş temsilcisiydi.
Barış Manço grubunun tahliye işlemlerinin tamamlanmasından sonra yeni bir koğuş temsilcisi seçme gereği doğdu. Halim selim davranış ve sakin konuşmalarımdan etkilenmiş olacaklar ki, eski tutuklulardan biri beni aday gösterdi. Alaattin arkadaşım onaylamasa da diğerlerinin tamamının oyu ile koğuş temsilcisi seçildim.
Herkes kendi dünyalarına döndükten sonra bu seçimden pek mutlu olmayan Alaattin beni koridora çıkardı. Bir süre düşündükten sonra,
-Akıncı!…Onaylamadığımı biliyorsun. Ben varken sana düşmez koğuş temsilciliği. Grubun lideri benim…Benim temsil etmem gerekir sizleri.
Alaattin arkadaşımım yüzüne hayretle baktıktan sonra,
-Ne yapacaktım Alaattin. Aday gösterildim. Senin dışında herkes bana oy verdi. Ret mi etmeliydim?
-Aynen öyle yapacaksın Akıncı. Şimdi koğuşa girip, koğuş temsilciliğini kıvıramayacağını söyleyerek istifa edeceksin…
*****
Isparta Ali İhsan Kalmaz Lisesi Felsefe Öğretmeni Alaattin Şahintürk, TÖS Isparta Şubesi yönetim Kurulu’nda, birlikte çalıştığımız bir yıllık sürede edindiğim izlenimlere göre düşünsel yönden güçlü bir insan değildi.
Her zaman keskin bir devrimci olarak kendini tanıtan Alaattin arkadaşımız beni yumuşak devrimci olarak, hatta oportünist olarak tanımlamaktaydı her yerde. Gerçi üniversite öğrenimim sırasında da aynı damgayı yemiştim Devrimciliği kimseye kaptırmayan arkadaşlarımdan.
Alaattin arkadaşımın hiç dayanamadığı şeylerden biri kendisine yöneltilen her türlü eleştiriyi kendisini zayıf düşürülmek amacıyla yapıldığı biçiminde algılamasıydı. Hatalarını kabul ettirmek neredeyse olanaksızdı. Herkesin hata yapabileceğini, yanlış yargılara ulaşabileceğini kabul etmiyor ya da farkına varmıyordu.
Kendilerini eleştirenleri, kendisine önem vermeyen birisi olarak algıladığından, her yerde küçük düşürmeye çalışırdı. Bana oportünist demesinin nedenlerinden bir buydu.
İnsanlar gelişmek ve ilerlemek için hata yapmak durumundadır oysa. Güçlü insan bu gerçeklerin farkında olduğu için hata yapmaktan korkmaz. Kendi hatalarını söyleyeni sever, hata yapanı hoş görür. Hatayı gelişmenin şartı olarak kabul eder ve yaptığı hatadan ders alması için karşısındakine fırsat verir.
Yeterince güçlü olmadığının farkına vardığım Alaattin arkadaşım gruba sorunlar yaratabilir diye düşündüm. Gözlemeli ve egosunu tatmin etmek için grubun başkanlığını yüklemiştik.
*****
Alaattin Şahintürk arkadaşım laf anlayacak gibi değildi. Oysa 8 kişilik grubumuzun birbirine sıkıca kenetlenmesi gereken bir zamanda Alaattin’le tartışmanın bir anlamı yoktu.
Fiziksel yönden güçlü ancak düşünsel yönden güçlü olmadığı gibi her durumda EGO’suna yenik düşeceğini gördüğüm Alaattin’ in EGO’sunu tatmin etmek gerekiyordu.
Koğuşa geri döndüğümüzde, koğuştaki bürün tutuklulardan özür dileyerek, koğuş Temsilcisi görevimi yerine getiremeyeceğimi söyleyerek, beni bağışlamalarını rica ettim.
Bu da ne demek oluyor?
Diye homurdananlar olduysa da Alaattin’i aday gösterdim. Oybirliği ile koğuş temsilcisi seçildi…