İnsanlık tarihinin %99 luk bölümünü oluşturan Paleolitik ya da Eski Taş Çağını incelerken atalarımızın yaşam tarzları oldukça ilgimi çekti. Avcı ve meyve toplayıcı toplulukların bireyi olan atalarımızda, her şeyden önce, emeklilik diye bir kavram yoktu. Yaşınız ne olursa olsun, avlanmak ve meyve toplamak için, en azından günde 15-20 km. yürümek ve koşmak zorundaydınız. Bu durum genlerimize işledi. Bu nedenle de günümüzde bedenimiz emeklilik kavramına direnmekte ve doğaya aykırı bulmaktadır.
Emeklilik ve emeklilikten kaynaklanan hareketsizlik hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Yine de bazı hastalıklar, genetik olarak kaçınılmaz sonuçlardır. Tedavi edilmeleri gerekir. Biz genetik olmayanlar üzerinde düşüncelerimizi söylemek ve paylaşmak istiyoruz. Bu konuda uzun yıllar araştırma yapıp, gözlemlerde bulunan Dr. Henry S. Lodge’ye göre; hastalık durumunda, trenin raydan çıktığını bilirsiniz. Gerisi fizik kurallarına göre işler. Kaza korkunç ve yıkıcı olmasına karşın, inceleyen ve çözüm üreten bilim basittir.
Oysa sağlıkta durum tam tersidir. Sağlık durumu, treni rayda tutan özenle tasarlanmış kontrol mekanizmaları ve uygulamalarını içerir. Bedenimizin yapısını içeren bu mekanizmalar ve yönetimlerini gerçekleştiren beyinlerimiz olağanüstü karmaşıktır. Olağanüstü karmaşık mekanizmaları içeren beden sağlığımızı kontrol edebilmek için, biyolojik evrimimiz ile ilgili iki temel noktayı anlamamız gerekiyor. Bu iki temel noktadan birincisi, bedenimizin kolayca anlaşılabilir bağlantılardan oluşan bir tasarım paketi olmadığı gerçeğidir.
Bedenimiz; birbirinden milyonlarca, belki de milyarlarca yıl arayla oluşmuş farklı türlerde evrimleşen parçaların doğal seçilim sonrasında bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Beynimizdeki birkaç gram fazlalıkla başparmağımız, insanlara özgü yegâne parçalarımız olarak karşımıza çıkar. Bedenimizin diğer parçaları başka türlerden alınmıştır. Başka türlerin içinde şempanzelerin yanı sıra bakteriler, solucanlar, kuşlar, geyikler, aslanlar ve daha yüzlerce canlı bulunmaktadır.
Bu demektir ki bedenimiz, yapısı ve işlevi milyarlarca yıl önce bakterilerce geliştirilen milyarlarca hücreden oluşur. Bu hücreleri ve aralarındaki ilişkileri yöneten mesaj ya da uyarılar bilinçli düşünceler değildir. Bilincin ortaya çıkmasından milyarlarca yıl önceki iletişim araçları olan ilkel elektriksel ve kimyasal dürtülerdir. Biyolojik evrimimiz ile ilgili olarak ikinci temel noktaya gelince, olağanüstü bir ana bilgisayar konumundaki beynimizle hücrelerimizi kontrol edebileceğimiz gerçeğidir. Bedenimiz ve bedenimizdeki hücreleri kontrol ederken şifreli konuşmamız gerekiyor. Bu şifrelerden birincisi ve en önemlisi de hafif aerobik ve sabah yürüyüşleridir. Her gün yürümeliyiz…