ELEKTROMANYETİK IŞIMA VE IŞIK
Mutlak sıfır noktası dışındaki bütün sıcaklıklarda bulunan maddeler ışıma yaparlar. Belki şaşıracaksınız ama, kışın yağan karlar ve buzdolabından çıkardığınız buzlar da ışıma yaparlar. Bir başka deyişle; radyasyon ya da elektromanyetik dalgalar yayımlarlar. Bu nedenle; Dünyamız, Güneş sistemiz ve Samanyolu Galaksimizin de içinde bulunduğu Evren’imiz, bir elektromanyetik dalgalar evrenidir.
Radyasyon ya da elektromanyetik dalgaların gözümüzü uyaran bölümü IŞIK, burnumuzu uyaran bölümü KOKU, tenimizi uyaran bölümü DOKUNMA, dilimizi uyaran bölümü TAT ve kulağımızı uyaran bölümü de SES olarak tanımlanmaktadır.
Yanmakta olan bir kömür sobasına daldırıp, sobayı karıştırdıktan sonra çıkardığınız demir çubuk da ışıma yapar ve kendinize yaklaştırırsanız, yapılan ışımayı sıcaklık duyumu olarak algılarsınız. Yanlışlıkla demir çubuğu avuçlarsanız, belki de birinci dereceden bir yanık tedavisi de görmek zorunda kalabilirsiniz.
Demir metali 600 derece santigrattan itibaren, karanlıkta görülebilen koyu kırmızı ışık yaymaya başlar. Bu sıcaklıkta gerçekleşen ışıma ya da elektromanyetik dalgalar gözümüzü uyaracak büyüklükte olduğundan, IŞIK olarak tanımlanmaktadır. Sıcaklığın artması ve 1200 dereceye doğru gitmesi halinde, sırasıyla; kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor renkler ortaya çıkar ki, birbirini tamamlayan bu renkler bir araya geldiklerinde BEYAZ kavramını oluşturur.
Güneş ışığı bir madde üzerine düştüğünde, cisim tarafından tamamı soğuruluyorsa cisim SİYAH, renklerden yalnız biri yansıtılıyor ve diğerleri soğuruluyorsa cisim yansıttığı renkte, güneş ışığının tamamı yansıtılıyorsa cisim BEYAZ olarak tanımlanır.