
12 Kasım 1952 Çarşamba, Misli Niğde…
Köyümüzdeki uzun eşek, beş taş, aşık oyunlarının dışında en önemli sosyal etkinlikler, Dini ve Milli Bayramların yanı sıra köy düğünleri ve önemli bir sosyal etkinlik olarak bilinen yardımlaşma, yani İmece idi.
Kızlar çeyizleri için el emeği göz nuru döker, işleme yapardı. Mendil kenarları işlenir, her renge bir anlam yüklenirdi. Köyün, köylü olmanın anlamıydı bu. Eleğim sağma dedikleri gökkuşağı gibi hayatın her rengini taşırdı Misli Köyü sakinleri…
Selanik, Bulgaristan, Romanya Muhacirleri ve yerli halk arasındaki kız alıp vermelerinden dolayı birbiriyle harmanlanmış bir kültüre sahiplerdi Misliler. Kız görme, kız isteme, peşkir alma, sini gibi düğün öncesi gelenekler sürmekteydi.
Düğün hazırlıkları kına gecesinden bir gün önce, erkek tarafının gelin evine kına ve ikram edilecek çerezlerin gönderilmesiyle başlardı.
Kına geceleri Cuma günleri, yatsı ezanından sonra gelinin baba evinde yapılır, o gece evde sadece kadınlar olurdu. Kına sabahı evin kapısına bayrak ve tüller asılarak düğünün başladığının sinyalleri verilirdi.
Gelinin baba evinde yapılan kına geceleri evlilik çağındaki delikanlılar için önemliydi. Gelinlik çağına gelmiş genç kızlar oynayıp eğlenirken, askere gitmemiş gençlerin onların eğlencelerini izlemesine izin verilirdi.
Bu sırada gençler evlenecekleri kızı beğenir, elindeki cep aynası ile beğendiği kızın yüzüne ışık yansıtırdı. Gelinlik çağındaki kız yüzüne gelen ışığı izleyerek talibini bulur, gülümserse devreye aileler girerdi.
Cumartesi öğleyin Damat tıraşı yapılır, damat tıraşından sonra da damat tarafı gelin evine mendil almaya giderdi.
Kadınlar Cumartesi gecesi yöresel kıyafetlerini giyerler, eğlence düzenlenir ve oynanırdı.
Pazar günü öğleden sonra gelin alınırdı. Düğünün birinci günü geleneksel olarak keşkek pişirilir ve davetlilere ikram edilirdi.
Gelenek ve göreneklerine çok büyük önem veren köy halkı, özellikle Dini bayramlar için, günler öncesinden hazırlıkları başlatırdı. Çocuklar için de en önemli olaylardı bayramlar. Öyleydi çünkü, giysiler ve ayakkabılar bayramlarda alınır ve yenilenirlerdi.
Arife günleri ikindi namazından sonra imam eşliğinde toplu olarak mezarlıkları ziyaret eder, imam eşliğinde dualarını yaparlardı. Arife günleri Selanik kapama ekmeği ve Bulgaristan kolacı pişirilir ve bayram sabahı yenirdi.
İlk bayramlaşma, bayram namazından sonra cami avlusunda ya da dışında yapılırdı. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpülürdü. Bayramlaşma sonrasında herkes önce evine giderdi eşi ve çocuklarıyla bayramlaşmak için.
Evlerde aile bireyleri bayramlaşıp, yemeklerini yedikten sonra çocuklar komşularla bayramlaşmak için sokaklara dökülürdü. Çocuklar kapı kapı gezerek çörek, şeker ve para toplarlardı.
Şeker ve harçlıklarını toplamış olan çocuklar evlerine dönüp, öğle yemeği de yenildikten sonra, komşular eş dost yakın akrabalar ziyaret edilir, bayram akşamı da kayın baba tarafına ziyafet yemeğine gidilirdi.
Bayramlar kadar önemli diğer bir etkinlik de, üzücü olsa da, diğer Anadolu köylerinde olduğu gibi, Misli ’de de cenazeler cenaze ve defin işlemleri çok önemsenirdi.
Öncelikle ölüm cenaze salasıyla duyurulurdu. Defin işlemi ve sonrasında cenaze sahibine her konuda büyük bir destek sağlanmaktaydı. Defin işleminden sonra cenaze yakınları mezarlık çıkışında durur ve kasaba halkı burada baş sağlığında bulunurlardı.
Cenaze evinde 7 gün süresince yemek hazırlanmaz komşular ve köy halkı tarafından hazırlanarak cenaze evine götürülürdü. Cenaze evinde 7 gün süresince kadınlar ve erkekler tarafından Kuran okunurdu. Yedinci günü de yemek verilir, mevlit okunurdu.
İmece kelimesinin hayata uygulandığı yerdi Misli Köyü. Kendi yiyeceği buğdayını, arpasını, patatesini ekerdi. Emeksiz yemek olmaz deyimi gereğince alın teri dökülürdü. Ekinler beraber biçilir, harmanlar beraber kaldırılırdı. Sapı samandan ve taneden ayırırlardı.