14 Haziran 1971 Pazartesi, Isparta Cezaevi…

Dün saat 17;00’den sonra, Alaattin Şahintürk katıksız Tecrid’den çıkarıldı. Koğuşumuza geri döndü. Biraz zayıflamış, biraz da süzülmüştü. Öncelikle, Şahap’ın yaptığı yemekle karnını doyurmasını sağladık. Sonra da kendisini dinledik

Alaattin Şahintürk’ün anlattıklarına göre konulduğu katıksız tecrit odası 3 metreye 2,5 metre boyutlarında bir oda. Tuvalet olarak ayrılmış, kapalı ve kapısı olan bölüm dışında, iki metre boyunda bir demir karyola, hemen onun bitişiğinde küçük boyutlarda bir dolap ve havalandırmaya bakan oldukça küçük bir penceresi bulunuyor.

Karyola kenarında 75×75 santimlik plastik bir masa ve sandalye…

Karyolaya dayanan masadan sonra volta atacak yer yok.

Her türlü olumsuz koşullarda dahi yaşam üretmeye çabalayan tutsaklar hareket etmek zorunda. Bir başka deyişle hafif spor da yapmak zorunda.

Odada, masa ve sandalyeyi karyolanın üzerine koyarak belli hareketleri yapabileceğiniz bir buçuk metrelik bir alan yaratabilirsiniz ama odadaki oksijeni de hesaplamanız gerekir.

Kapı tarafındaki sabit pencere 42’ye 30 santim boyutlarında olup, gardiyanların sizi gözetleme amacıyla konulmuştur. Kapının altında, yemek verebilecekleri boyutlarda, dışarıdan açılan bir kapak bulunmakta.

Havalandırmaya bakan pencere açılamıyor. Odanın havalandırılması yemek verilirken açılan kapı altıdaki delikten ve tuvaletteki havalandırma bacasına takılan ızgaradan sağlanıyor. Sağlanıyor dediğime bakmayın, sağlanamıyor aslında.

Tuvaletteki fare deliği, pardon havalandırma bacasına takılan ızgara, hava sirkülasyonu amacı ile yapılmış olsa da yeterli olmaktan uzak. İçilen sigaradan çıkan duman, odanın orta yerinde bulut gibi asılı kalır.

24 saat boyunca havalandırmaya çıkılmadan yaşanan ve havası solunan bu gibi tecrit odalarında, tuvalet kokusunun yanı sıra, tek kişi de olsanız, sayıma gelen kimi gardiyanlardan yayılan ter kokusu saatlerce odada kalır ve sizi boğar.

Nem, içerdeki havasızlığı daha da ağırlaştırır. Düzenli temizlemeseniz, yıkamalar sonrası, hücrenin zemininde kimi yerlerde küflenme başlar. Kışın havasızlık iki üç katına çıkar. Rutubet de aynı şekilde.

Uzun süre bu ortamda yaşayacak insanların, astım, nefes darlığı gibi akciğer rahatsızlıklarına yakalanma olasılığı vardır.

Alaattin arkadaşımızın anlattıklarından çıkardığımız en önemli sonuç; Tecrit, egemenlerin elinde, muhalefeti yok etme aracı olarak kullanılırken halka da gözdağı aracı olarak kullanılmaktadır.

Tutuklu ya da hükümlünün hiçbir şekilde havalandırmaya çıkarılmadığı, avukatı dahil olmak üzere kimseyle görüştürülmediği Katıksız Tecrit işkencenin bir başka türüydü…

Fiziki uygulaması yok, bedeninizde yaralar açmıyor. Ancak psikolojik yaralar açıyor. Psikolojik işkence olarak yorumlayabileceğimiz ”Tecrit” sınırsız olarak uygulandığında, uygulanan kişinin delirmesine neden olabilecek bir işkence türü olmaktaydı.

Devrimci olmak, solcu olmak, demokrat olmak bir yana sadece işkenceye karşı olmak bile tutuklanmanıza ve Tecrit’e konulmanıza yeterli bir neden olmaktaydı çoğu kez.

Share Button