alacati-cesme-izmir

Bir aslanın alışveriş merkezinde bulunması doğasına ne kadar aykırı ise; emeklilik, hareketsizlik, hazır yiyecekler, kaloriferli konutlar, televizyonların karşısında saatlerce oturup, bir şeyler atıştırmak da bedenimizin birçok parçasının ve fiziksel beynimizin doğasına aykırıdır. Fiziksel beynimiz, kendisi ve bedenimizi hala avcı ve meyve toplayıcı topluluklar doğal ortamında bulunduğunu sanmaktadır.

Aerobik ve Sağlık

Aerobik ve Sağlık

Mutlak surette anlamamız ve bilmemiz gereken paradoks şudur. Aşırı kalori alıp, hareketsiz kalmak bedenimize olumsuz ve ölümcül sinyaller gönderilmesine neden olur. Bu sinyaller, kıtlığa doğru hızla yol aldığımız ve büyük olasılıkla hayatta kalamayacağımız biçiminde algılanır bedenimiz ve fiziksel beynimiz tarafından. Böyle bir algılama sonrasında da bedenimiz ve beynimiz ufak çapta bir depresyona girer. Girer, çünkü doğada hayatta kalmanın yöntemlerinden biridir depresyon.

Hareketsizlik, bedensel ve beyinsel bozulmayı tetikleyen en önemli sinyaldir… Bedenimiz ve fiziksel beynimiz her gün bir atmaca gibi bedenimizin hareketlerini izler aldığı sinyallere göre. Doğada kıtlık, kuraklık ve yiyeceklerin üç metre karın altında olduğu durumlar dışında hareketsiz kalmak için bir neden yoktur. Unutmayalım ki Paleolitik Çağ’da evrimleştik.

Av ne kadar bol olursa olsun, tüketemediklerimiz bakraç saatte bozulup, çürüyordu. Her gün bıkıp usanmadan saatlerce av peşinde koşmamız ya da meyve toplamamız gerekiyordu. Dışarı çıkıp avlanmayı gerektirmeyen tek durum kıtlık, kuraklık ve kara kış koşullarıydı. Bu nedenle, egzersiz yapmadığımız her gün bedenimize verdiğimiz sinyal ya da mesaj yaşlanma ve bozulma vaktinin geldiği biçimindedir.

Aerobik ve Sağlık

Aerobik ve Sağlık

Beynimizle bedenimiz, asla ikinci bir şans tanımayan vahşi bir doğada evrimleşti. Genlerimize işlemiş olan evrimleşme dönemi koşulları, dünyanın güneş çevresindeki yörüngesi kadar değişmezdir. Öldüğümüz güne kadar bedenimiz ve fiziksel beynimiz bizim vahşi doğada, asla ikinci bir şansın tanınmadığı bir ortamda yaşadığımıza inanmaya devam edecektir.

Avcı ve meyve toplayıcı toplulukların bireyi olan atalarımızda, her şeyden önce, emeklilik diye bir kavram yoktu. Yaşınız ne olursa olsun, avlanmak ve meyve toplamak için, en azından günde 15-20 km. yürümek ve koşmak zorundaydınız. Bu durum genlerimize işledi. Bu nedenle bedenimiz emeklilik kavramına direnmekte ve doğaya aykırı bulmaktadır. Bu aykırılı sonlandıralım, doğaya ve doğaya yakın olan mekânlara gidelim. Sabah yürüyüşleri yapalım, hobiler edinelim, arkadaşlarımızla bir araya gelelim. Kısaca bedenimize bahar geldi sinyallerini gönderelim.

 

 

Share Button