Seyhan Nehri ve Taş Köprü-Adana
Adana, yaklaşık 3000 yıl önce kurulmuş ve uzun yıllar boyunca Yunanlılar ile Persler arasındaki pek çok savaşa tanık olmuştur. Kesin olmamakla birlikte, Hititler ya da Yunanlılar tarafından kurulduğu sanılmaktadır. İlkçağda Adana, Anadolu’yu baştanbaşa geçerek Gülek Boğazından Tarsus’a inen yol üzerinde bir konak yeriydi.Hitit tabletlerinden elde edilen bulgular kentin, Hititler döneminde, Kizzuvatna Krallığı’nın egemenliği altında olduğunu göstermektedir
Adana ve Çukurova bölgesi eski devirlerden beri önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Tarihi belgelerde Kilikya olarak geçen Çukurova’dan, Boğazköy’den çıkarılan Hitit yazılı levhalarında, Uru Adania (Adana ülkesi) diye söz edilmektedir. Alanya’dan İskenderun’a kadar uzanan bölgeyi temsil etmektedir. Alanya ile Mersin arasında kalan bölge Dağlık Kilikya, Mersin İskenderun arasındaki bölge ise Ovalık Kilikya olarak adlandırılmıştı.Roma İmparatorluğu döneminde Kilikya, Tarsus başkent olacak şekilde Roma’nın bir eyaleti haline gelmişti.
Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi ve arkasındaki Sakıp Sabancı Merkez Camii’nin fotoğraflarını çektikten sonra, Kennedy Köprüsü ile Taşköprü arasında, Seyhan Nehri kıyısındaki parkta gezinerek fotoğraflar çekiyorum. Parktaki çevre düzenlemesini beğeniyorum. Yapay küçük göletler ve fıskiyelerin yanı sıra kameriyeler de yapılmış. Adım başı oturma bankları konulmuş.
Parkın ziyaretçileri fıskiyelerden çıkan su sesleri arasında, Seyhan Nehri’nin muhteşem görüntüsüne ya da Sabancı Merkez Camii’nin görkemi karşısında hoşça vakit geçiriyorlar. Parkın içerisinde Atatürk heykeline rastlıyorum. Sabancı Merkez Camii ile Atatürk heykelini aynı kare içine alacak şekilde fotoğraf çekiyorum. Bildiğim ve anladığım kadarıyla Atatürk, laik bir devlet adamı olarak din ve devlet işlerini birbirinden ayırmıştı. Dine ve gerçek dindarlara karşı olmayıp, din ticareti yapan yobazlara karşıydı.
Parkın içinde ve Seyhan Nehri kıyısında, Adana’nın simgesi olarak kabul edilen Taş Köprü’ye doğru fotoğraflar çekerek yürüyorum. 310 metre uzunluğunda ve 11,40 metre genişliğindeki Taş Köprü 21 kemer gözlü olarak yapılmış. Seyhan Nehri’nin ıslahı sırasında kemer gözlerden 7 si toprak altında kalmış olduğundan, 14 kemer gözlü olarak hizmet vermektedir. Köprüye iyice yaklaştıktan sonra, önce fotoğraflarını çekiyor, sonra da suyun geçiş yaptığı kemerler arasındaki gözleri sayıyorum. Gerçekten de 14 kemer gözü kalmış.
Seyhan üzerinde bulunan, Seyhan İlçesi ile Yüreğir İlçesi’ni birleştiren Taş Köprü; Adana’da hüküm sürmüş tüm uygarlıkların eklentilerini ve onarım izlerini üzerinde taşımaktadır. Bir söylenceye göre, Hitit İmparatoru Hattusili’nin Suriye’ye giderken Adana’dan geçtiği ve Seyhan Nehri üzerine bu köprüyü yaptırmış olduğudur.Bir başka söylenceye göre ise köprü, Roma İmparatorluğu döneminde ‘’ Auxentios’ adlı bir mimar tarafından yapılmıştır.Aynı mimarın, İ.S 384 yılında Roma’da da benzer bir köprü yaptığı iddia edilmektedir.
Bir üçüncü söylenceye göre ise Taş Köprü, bir Roma Dönemi eseridir.Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılmış ve diğer bir Roma İmparatoru Justinianus zamanında ciddi bir onarım geçirmiştir. Anadolu’da fethettiği her kentte anıtsal eserler yaptıran Roma İmparatoru Hadrianus, her anıtının girişine Taç Kapılar yaptırmıştır. Yaş Köprü’nün girişlerinde de, şu an bulunmayan, iki Taç Kapı yaptırıldığı bilinmektedir. Osmanlı Döneminin değişik dönemlerinde onarım geçiren köprü, 2006 yılında tekrar bakıma alınmıştır. Bir yıllık bir yenileme çalışmasından sonra, 2007 yılında yaya trafiğine açılmıştır.Seyhan İlçesi tarafından Taş Köprüye giriyorum.
Köprü üzerindeki kalabalık ve bir etkinlik dikkatimi çekiyor. Fotoğraflar çekerek yaklaştığımda ilk gözüme çarpan boyanmış ve heykel gibi hareketsiz duran iki sokak sanatçısı oldu. Barselona’nın en ünlü caddesi La Rambla’da rastladığımız sokak sanatçıları önlerine para atıldığında hareketleniyorlardı. Ben de Taş Köprü’deki boyalı sanatçılardan birinin önüne 1 lira bıraktım. Sokak sanatçısı, sanki çok büyük bir eziyet çekiyormuş gibi yüzünü buruşturdu ve ellerini ileri doğru uzatarak, davranışımdan pek hoşlanmadığını gösterdi. Üzüldüm, ancak yapacak bir şey yoktu.Köprüde biraz daha ilerleyince, kurulmuş bir platform üzerindeki bir grup sanatçının, etraflarında toplanmış olan izleyicilere müzik ziyafeti çektiklerini gördüm.
Devlet Tiyatroları Uluslar arası Sabancı Tiyatro Festivali kapsamında her yıl Taş Köprü etkinlikleri gerçekleştiriliyormuş. Dört yıl önce başlatılan festival kapsamında; müzik dinletileri, konserler, dans gösterileri, pantomim gösterileri, Hacivat-Karagöz, Halk Dansları, kukla gösterileri, hat sanatı, sergiler,canlı heykeller ve palyoça gibi etkinlikler yer alıyormuş.Bu yıl Tiyatro Festivali kapsamındaki etkinlikler 7 Nisan 2012 de başlamış, 15 Nisan’da sona erecekmiş.
Bereket ben 14 Nisan 2012 Cumartesi günü Adana’ya gelerek son etkinliğe yetişebilmiştim.15 Nisan 2012 Pazar günü saat 13.00 de başlayacak ilk etkinlik Müzik Show, saat 15.00 de Klasik Müzik ve saat 16.00 da Flâmenko gösterisi olacakmış. Pazar günü Mersin’den İstanbul’a döneceğimden, bu etkinliklere katılma fırsatım olmadı. Yine de keyifli bir gezi olmuştu Taş Köprü üzerinde.
Kaynaklar:
1) Vikipedi
2) Adana Büyükşehir Belediyesi internet sitesi
Yorumlar kapalı.