Ankara Seğmenler Parkı

Kamusal Alan olarak Kent Parkları

Kent parkları; kent içinde, halkın gezip dolaşması, hoşça vakit geçirmesi için ağaçlandırılıp, çiçeklendirilerek özel olarak düzenlenen yeşil alanlardır.Kent parklarının en eski örnekleri Pers Krallarının av alanları ve Eski Yunanistan’daki açık hava toplantı yerleriydi.Rönesans’tan sonra düzenlenen parkların çoğunda korular, önemli noktaları birbiriyle birleştiren düz yollar, kuş evleri ve yabanıl hayvan kafesleri bulunurdu.Parklar daha sonra bu niteliklerini yitirmiştir.

Ankara Seğmenler Parkı

Özellikle 19. yüzyılda yoğun bir yapılaşmaya uğrayan kentlerin içinde, kentlilerin temiz hava alınabilecek yeşil alanlar durumuna gelmiştir. Kentlilerin kullanımına sunulan kent parkları kamusal birer alan niteliği kazanmıştır. Bu amaçla kurulan kent parkları arasında İngiltere’de Birkenhead Parkı, Fransa’da Paris yakınlarında Boulogne Ormanı, ABD’de New York kentinde Central Park, Almanya’da Friedrich Wilhelm Bahçesi, Avustralya’da Melbourne Kraliyet Botanik Bahçesi, Japonya’da Kobe’deki Akaşi Parkı ve Ankara’daki Gençlik Parkı bulunmaktadır.

Parkların tasarımı her ülkenin, kültürel, iklimsel koşullarına, toplumsal geleneklerine ve boş zaman değerlendirme alışkanlıklarına göre değişir. Nitekim Cumhuriyet döneminde Bașkent Ankara’nın Cumhuriyet ideolojisini ve ulusal ideallerini yansıtan prestijli kent mekanları olmușlardır. Bunlardan en önemlisi ve popüler olanı Kızılay Meydanı ve Güvenpark’tı. Modern görüntüleri ile kent halkının eğlence ve dinlence ihtiyaçlarına olanak tanırken sosyalleșmelerini ve kent yașamına katılımını sağlamıșlardır.

Yeni olușturulan bu kentsel dıș mekanlar, Ankara’nın kırsal bir görüntü çizen bozkır Anadolu kasabası imajından kopușunu yansıtacak șekilde kurgulanmıș ve gelecek kuşaklara aktarılmak kaygısı ile kurulmuşlardır. Yeni bir kentsel kimlik, kentli olma bilinci ve yeni bir toplumsallık amacıyla kent mekanı yeniden șekillendirilmiștir. Kızılay’da Güvenpark, Şimdi olmayan Ulus’taki Millet Bahçesi ve Gençlik Parkı gibi kamusal yeșillikler, bu ideallerin fiziksel olarak kentsel mekana yansıtıldığı örneklerdir. 

Ankara kentinde yer alan geniș bulvarlar, kent meydanları ve parklar, sadece fiziksel değil sosyal değișimin de göstergeleridir.Kentsel yeșil alanların önemli bir ișlevi de kültürel ve kișisel çeșitliliğin sergilenmesi, demokratik ve açık görüșün vurgulanmasıdır. Kent parkları, insanları bir araya getiren yerler ve simgeler olmaları nedeniyle birey ile toplum arasında iletișimin sağlanmasına yardımcı olurlar. Birden fazla insanın aynı mekanda bir araya gelmesi ve aralarında iletişim kurulabilmesi insanların kentsel açık mekanda geçirdikleri süre olasılığı o kadar artacaktır. Bu karșılașmalar, kutlamalar, eylemler, konserler, gösteriler ve pasif iletișim olarak niteleyebileceğimiz hareketlerle gerçekleșebilmektedir.Taksim Gezi Direnişi en somut örnek ve uygulamalardan biridir. Diğer insanlarla arada bulunmak, onları izlemek ve onlardan etkilenmek, yalnız kalmaya oranla, daha olumlu kimliğinin olușmasına neden olur.

Ankara

Cumhuriyetin ilk yıllarında, Güvenpark’ta Havuzbașı olarak anılan alan, o dönem Ankara’sının en temiz ve modern mekanı olarak yakın çevresini ve tüm kenti etkilemiștir. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yoğun olarak kullanılmış ve kent halkının modernleșme sürecine ayak uydurmasına katkı sağlamıştır. Havuz bașında oturan kentliler, kent bandosunun akșam gösterilerini izlemekte, Bulvar’da yürüyüș sonrası dinlenmektedir. Bu ideal kent yașamında kadın da, özgürce ve modern görüntüleriyle kent yașamına katılabilmiştir. Osmanlı cami avluları, mesire yerleri ve pazar alanlarında olușan kamusal kimlik, günümüzde çağdaș kent görüntüsüne ayak uydurarak, meydan ve kent parklarında gerçekleșmektedir.

Tüm çağdaș kentlerde olduğu gibi Ankara kentinde de siyasetin ve politik düșüncenin halk tarafından dile getirildiği ve toplu eylemlerin gerçekleștiği yerler kentsel açık mekanlardır. Zaman zaman bireyler, kent parklarında toplanarak gösteriler yapmıșlardır. Kızılay Güvenpark’ta öğrenci gösterileri ya da Abdi İpekçi Parkı’ndaki memur eylemleri gibi Türkiye’de siyasi tarihe yön veren eylemler, kent parklarında ve açık alanlarda gerçekleșmiștir. Bu nedenle bu mekanlar, yöneticiler tarafından sorunlu alanlar olarak tanımlanmaktadır.Bu alanlarda toplanma ve eylemlere zemin hazırlamayacak yeni trafik ve yaya dolașım düzenlemeleri ile kamu bu alanlardan uzaklaștırılmaktadır. Kentsel tasarım yarıșmalarında bu sınırlamaları özendirici öneriler ve uygulama hedefleri ile hazırlanan projeler ön plana çıkarılmaktadır.

1985 yılında Güvenpark alanı için Belediye tarafından açılan ihale sonucu alelacele elde edilen proje ile Ankara’nın ilk kent plancısı Jansen tarafından olușturulan Hükümet Ankaralılar için en önemli yer olan Güven Park ve Anıtı’nın yerinin değiștirilmesi ve yeraltına alınan alıșveriș ișlevleri kabul edilmiștir.Bu olumsuz oluşumdan Zafer Park da nasibini almıştır. Ancak Ankara tarihinin en kapsamlı toplumsal bașkaldırılarından biri olan “Güvenpark’a sahip çıkalım” hareketiyle toplanan binlerce imza ve gösteriler ile tartıșmalı projenin uygulanması engellenmiștir.Kent halkının kamusallık ideallerini savunduğu temsili mekanlara diğer bir örnek de Kuğulu Park’dır. Ankara kent yașamı için önemli bir yere sahip olan Kuğulu Park, kamusal yeșil alanlara halkın ne derece sahip çıktığının bir göstergesi olmuștur. Yapılan eylemler ve kamuoyu baskıları Kuğulu Park’a olan müdahale biraz olsun engellenmiștir. Bu nedenle Kuğulu Park, Ankaralılar için kentlilik açısından eșsiz bir tecrübedir.

 

Seğmenler Parkı

Ankara’nın ünlü vadilerinden biri olan Kavaklıdere Vadisi’nin Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne doğru yükselen güney kesiminde yer alan Seğmenler Parkı kentin önemli parklarından biri olarak karşımıza çıkar. Atatürk Bulvarı ve İran Caddesi arasında kalan 67 000 m2′lik park alanının topografyası doğal bir vadi oluşumundadır. Yükselti farkı kuzey ve güney sınırları arasında yaklaşık 50 metre, vadi tabanı ile parkı iki tarafından sınırlandıran Atatürk Bulvarı ve İran Caddesi kotları arasında yaklaşık 8 metre ile 15 metredir.

Atatürk Bulvarı ile İran Caddesi park için ulaşım ve algılama olanağını yaratmaktadır. Parkın en yüksek kotuna sahip güney kesiminden, kentin yakın ve uzak çevresini çok geniş bir perspekftif içinde kavrayan ve kent peyzajının kimliğini panoramik olarak algılayan bir görüşü vardır.Seğmenler Parkı tasarımında arazinin doğal yapısına uyum sağlayan bir “Vadi Peyzajı”nın yaratılması, yayalar için topografyaya uyumlu bir dolaşım sistemi ile parkın ve kentin algılanması için yer yer bakı ve oturma terasları öngörülmüştür.

Japon Büyükelçiliği konutu yerleşim alanı tabanından çıkan ve park alanı boyunca akan Kavaklıdere, yer yer durgun ve hareketli değişik su formları dizisine dönüştürülmüş ve alanın en düşük kotunda yuvarlak bir havuzda toplanmıştır.Parkın bitkisel tasarımında, genelikle iğreli ağaç türü olan sedir ve karaçam, her dem yeşil çalı türü olan taflan, ardıç, ateş dikeni ile ilkbaharda çiçeklenen ağaç ve çalı türlerine yer verilmiştir. Vadi tabanında dere boyunca çok yıllık çiçek grupları düşünülmüştür. Vadi tabanındaki çeşitli renk gruplarına karşın, yamaçlarda bitki örtüsünde yeşil renk etkindir.

Ankara

Çankaya, Kavaklıdere ve Gaziosmanpaşa gibi kentin çok önemli ve standartı yüksek semtleriyle yakın ilişkisi dolayısıyla, “Semt Parkı” niteliğinde olan Seğmenler Parkı kentin en yoğun kullanılan ve en ilgi çeken parklarından biridir.  Park içinde bir amfitiyatro, bir havuz ve bir çocuk bahçesi vardır. Park özellikle yaz aylarında amfitiyatroda düzenlenen konser ve benzeri gösteri-eğlence programları nedeniyle yoğun bir kullanım baskısı altındadır.Atatürk’ün 100. Doğum Yılı’na armağan olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ve Doç. Dr. Selami Sözer’in projelendirdiği Seymenler Parkı’nın uygulaması 1983′te tamamlanarak kullanıma açılmıştır. Park alanı içerisinde biri İlhan Koman’a Burhan Alkar’a ve Tuba İnal’a ait üç heykel bulunmaktadır.

İlhan Koman ve eserleri

Park alanının kuzeyinde yer alan ilk eser, 1986 yılında vefat etmiş olan ünlü heykeltraş İlhan Koman’ın, 1990’da Ankara’da sergilenmiş olan heykelleri arasından seçilen eserin büyültülerek bronza dökülmesiyle elde edilmiştir. Kaidesiyle birlikte 2.30 metre yükseklikteki heykelin dökümü İtalya Pietra Santa’da gerçekleştirilmiştir. İlhan Koman, 1978 yılında bir tiyatro oyunu için mankenler yapmak üzere Paris’te bulunduğu sırada Abidin Dino’nun evinde kil figürler yapmış.

Ankara

Seğmenler Parkı’ndaki heykel bir masalın parçasıymış gibi düşsel bir yaratığa karşılık gelen bu heykeller arasından büyütülmüştür. Düşlerini, soyut-figüratif arası bir ikilem içinde heykele dönüştürmüştür .Sanatçı İhan Koman, 1946 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi heykel bölümünden birincilikle mezun oldu. Mezuniyetinin hemen ardından devlet bursu ile Paris’e gitti. Burada Julian ve La Grande Chaumière Akademileri ile École du Louvre’un derslerini takip etti, Salon de Réalités Nouvelles sergilerine katıldı.

1948’de Paris’te ilk kişisel sergisini açtı. Fransa dönüşü üstlendiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki öğretim üyeliği görevini sekiz yıl boyunca sürdürdü. Aynı yıllarda, Anıtkabir’in proje yarışmasında birinci oldu ve doğu frizindeki rölyefleri gerçekleştirdi. 1953’te Akademi’den arkadaşları ile birlikte, Fransa’yla, özellikle de “Art d’Aujourd’hui” dergisinin yöneticisi André Block ile yakın ilişkiler içinde olan Espace grubunu kurdu. 1958’de Akademi’den ayrılarak İsveç’e yerleşen Koman, heykel dersleri vermeye Stockholm Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda devam etti.

1959’da Stockholm İl Meclisi önündeki alüminyum rölyefleri yaptı.Daha sonraki yıllarda Koman’ın heykelleri Vasa Cimnazyumu’na, Sundswal Meydanı’na, Kraliyet Teknoloji Akademisi’ne, Stockholm Yüksek Mimarlık Okulu’na ve Kent Terminali’ne yerleştrildi. Türkiye’de ise İstanbul Divan Oteli’nin ve İstanbul Halk Sigorta Binası’nın önünde yer alan heykellerle Ankara Seğmenler Parkı’ndaki heykele imza attı. 31 Aralık 1986’da Stockholm’de ölen İlhan Koman’ın Seğmenler Parkı’ndaki bronz heykeli 31 Aralık 1992’de halka açıldı. Ölümünün onuncu yılında Yapı Kredi Bankası ile İsveç ve Fransız Büyükelçilikleri tarafından İstanbul’da gerçekleştirilen retrospektif sergisini 100.000’in üzerinde izleyici gezdi.

Share Button