Ankara Atatürk Bulvarı 2
Kuğulu kavşağından Kızılay Meydanına
Kuğulu Park kavşağından Kızılay Meydanına doğru yaptığımız gezintide, Atatürk Meydanını geçmiş ve Meşrutiyet Caddesine kadar gelmiştik. Geçtiğimiz Atatürk Meydanı;İsmet İnönü Bulvarı ile Akay Kavşağının birleşme noktasında yer almaktadır. İsmet İnönü Bulvarına girildiğinde; sol kolda Türkiye Büyük Millet Meclisi, sağ kolda ise İçişleri Bakanlığı binaları yer alır.İsmet İnönü Bulvarı Eskişehir yolu olarak devam eder ve Ankara’nın en popüler mekanlarından biri olan Çayyolu bölgesine ulaşılır.
Tekrar Atatürk Bulvarına dönerek, Kızılay Meydanına doğru yolculuğumuzu sürdürelim. Bulvarın sol tarafında sırasıyla; İçişleri Bakanlığı binaları, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Vekaletler caddesi, Yargıtay ve Güven Park yer alır. Daha solda ise Devlet Mahallesi bulunur. Jansen Planı uyarınca; Memurların ve üst düzey yöneticilerin Bakanlıklar yöresinde yapılanması düşünülmüştür. Genelkurmay Başkanlığı ile Kumrular caddesi arasındaki Devlet Mahallesi bu düşüncenin ürünüdür .
Bulvarın sağ koluna geçtiğimizde ise, sırasıyla; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterlik ek binası, Odalar ve Borsalar Birliğinin eski genel merkez binası, Olgunlar Caddesi, Belçika Konsolosluğu, İşkur ve Meşrutiyet Caddesi ile karşılaşırız. Meşrutiyet caddesini bir tüp geçitle geçtikten yaklaşık 100 metre sonra Yüksel Caddesine ulaşırız ki Ankara’nın en renkli, en hareketli ve en popüler caddelerinden biridir Yüksel Caddesi.
Protestolar, polisle çatışmalar, imza toplamalar burada gerçekleşir. Ayrıca yeşil ve şirindir Yüksel caddesi. Az daha unutuyordum. Yüksel Caddesi’nde sokak çalgıcılarının yanı sıra, sokak ressamları ve karikatüristleri de yer alır.Mülkiyeliler Birliği ve dershanelerin de yer aldığı Yüksel Caddesi, deyim yerinde ise, iğne atsan yere düşmez, çok kalabalıktır.Atatürk Bulvarı üzerindeki Yüksel Caddesi de geçildikten sonra, Gama İş Merkezi ve arkasından Kızılay Gökdelen binasına ile birlikte Gazi Mustafa Kemal Bulvarına ulaşırız.
1963 yılında Ankara’ya geldiğimde; Atatürk Bulvarını Gazi Mustafa Kemal Bulvarına bağlayan ve Maltepe tarafına dönen köşede, fotoğraflarda kalan Kızılay binası vardı. Oldukça şirin, geniş bir bahçe içinde, cana yakın, sımsıcak bir binaydı Ankara’nın kent merkezi olan Kızılay Meydanı da adını bu binadan almıştı.1930 dan önce yapılmış bütün binalar gibi ”Tarihi Eser” olarak tescillenmişti.Üç katlı olarak inşa edilmiş ve başkentin simgelerinden biri olan Kızılay binası, her nasılsa,Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından, ”Tarihi Eser” vasfı ortadan kaldırılarak, 1979′da yıkılmış, onun yerine de bir türlü bitmeyen ve biteceğe de benzemeyen bir devasa bina kondurulmuş bulunuyor.
Eski Kızılay binasından Güven Park ile Bakanlıklara bakıldığında, Atatürk Bulvarının 1930 lı yıllardaki muhteşem görünüşü anılarda kaldı.1980 yılı başlarında ”Kızılay Rant Tesisileri Proje Yarışması” nın yapıldığı dönemlerde gerekli girişimler yapılabilseydi, Kızılay Meydanı bügünkünden daha güzel olabilirdi.Bir başkentin, hem de en önemli ve merkezi yerinde, kullanılmayan devasa bir binanın hüznü; Kızılay meydanına, oradan kaldırımlara ve oradan da daha iç sokaklara ve tüm Ankara’ya yayılmaktadır.
Şimdi de basında çeşitli yazarların ve yorumcuların bu bina ile ilgili yorumlarına kısaca bakalım
Timur Özkan 25 Ağustos 2007’deki yazısında şöyle diyor: “Tarihi binanın yıkıldığı 1979’dan bu yana 30 yıla yakın bir zaman geçti, her şeyden önce teknoloji çağında bu kadar uzun bir süre kentin merkezinde böyle bir yarı bitmiş bina Ankara’ya yakışmıyor. İnşaatın başladığı 1993’e kadar bu hatadan dönecek bir zaman vardı, bugün artık çok geç görünüyor, bir anket yapılsa oyumu hiç düşünmeden eski bina için veririm ama gerçekçi bir çözüm bir kültür merkezi olamaz mı?
İçinde Bir Ankara Müzesi’nin ve Ankara Kütüphanesi’nin de yer aldığı, sergi, konser ve toplantı salonları, resim ve heykel atölyeleri bir ölçüde “teselli” olabilir. Öte yandan hipermarketlerin kent dışına çıkarılması için yasal düzenlemelerin tartışıldığı günümüzde, kent merkezinde dev bir alışveriş merkezi daha açmak ne kadar doğru acaba?
Kızılay’ın adını taşıyacak bir kültür merkezi Ankara’nın en önemli meydanına adını veren “Kızılay” adının yaşatılması için de bir vesile olabilir. Eğer bu alışveriş merkezi bir şekilde bitirilebilirse bilinmelidir ki çok kısa bir süre sonra Kızılay’ın adı da unutulacak ve bu meydan yeni alışveriş merkezinin adıyla anılmaya başlayacaktır. Tarihi Akköprü’nün adının önce Migros sonra Ankamall olması gibi…”
Toplumdaki bu ve benzeri yargıları da değerlendiren projenin yaratıcısı Affan Yatman eleştirilere karşı şu yanıtı veriyor
“Türkiye Kızılay Derneği’ne ait olan bu rant tesisinin tamamlanmasından bu yana kimileri çok beğenmekte, (buna mimar meslektaşlarımız dahil), kimileri ise eski Kızılay Binası’nın yıkılması ve parkın yok olması nedeni ile karşı çıkmaktadırlar. Onlar için bu bina, kolaycı bir tavırla bir beton yığınıdır. Halbuki bu yaklaşım, vaktiyle bütün çevre için de düşünülmeliydi. Yukarıda anlatmaya çalıştığım Ankara ile bugünkü Ankara ne kadar benzerlik gösteriyor?
Alışılmamış, boşluklu bir kentsel mekan oluşturmaya çalışan kitle, doğal olarak çevresindeki, alışılmış apartman düzeninden farklı bir görünüme sahiptir. Hem bu sebeple ve hem de altındaki ve iç hacmindeki büyük boşluğun nimetlerinden kimsenin henüz yararlanamaması sebebi ile yadırganmaktadır. Ama, benim de yadırgadığım bu düşünceye sahip olanların, karşı köşede bulunan Güven Park’ın her gün biraz daha küçültülerek yok edildiğini görememeleri veya görmezlikten geldikleridir. O zaman eleştirilerin samimiyetinden şüphe etmemek mümkün olamıyor.”
Yorumlar kapalı.