İğneada Lagünleri Demirköy Kırklareli

İğneada Seyahati

İğneada Seyahatiİnsanların yaşamları boyunca, doğal güzellik adına görmek isteyebileceği bir beldedir İğneada. Hayal edebileceğiniz tüm güzellikleri; denizi, sahillerindeki altın kumları, uçsuz bucaksız su basar ormanları, dereleri, gölleri, lagünleri bünyesinde barındırır. Bir ekosistemler zinciri olan İğneada’da, subasar ormanlar ve yaprağını döken orman ekosistemleri, tatlı ve tuzlu su gölleri, kıyı kumulları, tatlı ve hafif tuzlu bataklıklar bir arada bulunmaktadır. Türkiye’de subasar özelliğe sahip alüvyal karakterdeki birkaç ormanlık alandan biri olan İğneada Longoz Ormanları, Avrupa’da da nadir bulunan bir ekosistemdir.

İğneada SeyahatiKıyıda yer alan kumullar, barındırdığı endemik bitki türleriyle İğneada’nın önemini daha da artırır. Batı Palearktiğin önemli kuş göç yolları üzerinde de bulunan bölge, gölleri, sazlık ve sulak alanları ile göçmen kuşlar için yaşamsal bir konaklama alanıdır. Dar bir alanda, birbirinden farklı ve yüksek koruma değerine sahip ekosistemlerin iç içe bulunması, bölgeyi yalnızca Avrupa ölçeğinde değil dünya ölçeğinde de önemli hale getirmektedir. Bölge dünyanın korunması gereken doğa miraslarından biri olarak değerlendirilmektedir.

İğneada Seyahatiİğneada’da, longoz ormanı, dağ, deniz, göller, temiz hava, biyolojik çeşitlilik, yabani hayat, kum tepecikleri, balıklar, ormanda bulunan şifalı bitkiler, sessizlik, göçmen kuşlar gibi eko-turizm için önemli bir potansiyel mevcuttur. İğneada’da; Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Saka, Sülüklü ve Ramana isimleriyle anılan yedi göl bulunmaktadır. Sazan, kızılkanat, kefal, levrek, ilerya gibi balık çeşitlerinin yaşadığı göller koruma altındadır.

İğneada Seyahatiİğneada da bulunan yedi gölden Erikli ve Mert göllerini görebileceğimiz vurguluyor Bahar Hanım. Önce sahildeki Erikli Gölü’ne gidiyoruz. Göl denildiğine bakmayın. Hepsi birer lagündür aslında.  Istranca dağlarından kopup gelen derelerde, kaynak ve yağmur suları ile birlikte, yeterli miktarda alüvyon da beraberinde gelmektedir. Böylelikle, Karadeniz ile bağlantısı kesilen su kütleleri oluşur ki lagün gölleri adı verilen oluşumlar gerçekleşir. Lagün İtalyanca “laguna” dan  gelmektedir. Venedik etrafındaki sulara atıfta bulunmaktadır. Venedik lagünü örnek gösterilmiştir. Örneklemek istersek; Fethiye Ölüdeniz ile Venedik lagünleri en göze çarpanlarıdır. Bu lagün gölleri de komşusu olan ormanların su tarafından basılmasını sağlar ve yağmur ormanlarına dönüşürler.

 

Erikli Gölü

İğneada SeyahatiDemirköy ilçesi sınırları içinde, Karadeniz kıyısında ve İğneada’nın kuzeyinde bulunan Efendi Deresi’nin zamanla denizi doldurması ile oluşmuş bir lagün gölüdür. Gölün doğusu Karadeniz, güneyi İğneada yerleşim alanı, kuzey ve batısı ise ormanlık alandır. Büyük bir kısmı sazlıklarla çevrili olan göl, kuzeybatısında yer alan Efendi Deresi ile beslenmekte ve fazla suyunu doğrudan Karadeniz’e boşaltmaktadır. Gölün yaklaşık 2/3’ünü sazlık ve bataklıklar oluşturmaktaİğneada Seyahatidır. Erikli gölü Kuzeyden ve güneyden Istranca Dağları ile güneyden ise İğneada yerleşim alanı ile kuşatılmıştır. Erikli Gölünde hava ve çevre kirliliğini giderici 36 bitki türü ve 62 kuş türü yaşamaktadır. Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 11.07.1991 gün ve 944 sayılı kararı ile Mert ve Erikli Gölleri ile çevresindeki sulak alanlar “1.derece sit alanı” olarak tescil edilmiştir. Umarım, İstanbul’a su getirmek bahanesi ile kurutmazlar.

Mert Gölü

 

İğneada SeyahatiDemirköy ilçesinde ve İğneada’nın 1 km güneyinde, Koca Göl olarak da bilinen bu göl Deringeçit Deresi’nin zamanla denizi doldurması ile oluşmuş bir lagün gölüdür. Göl, doğusunda bulunan Karadeniz’den bir kum setleri ile ayrılmıştır. Ancak suların yükselmesi ile birlikte denizle birleşmektedir. Bu bölgedeki ormanlık alanlar, yağışların bol olduğu özellikle ilkbahar ve sonbaharda sular altında kalmaktadır. Bu nedenle bölge Mert Longozu ya da Koca Longoz olarak da bilinmektedir. Bir bölümü sazlıklarla kaplı olan göl, kuzeybatısında yer alan Deringeçit Deresi ile beslenmekte ve fazla suyunu doğrudan Karadeniz’e akıtmaktadır.

İğneada SeyahatiGölün 2/3’lük bir bölümünü sazlık ve bataklıklar oluşturmaktadır. Göl, Istranca Dağları’ndan akan Deringeçit Deresi ve birçok küçük dereciklerle beslenir. Küçük derecikler yaz aylarında kurumaktadır. Mert Gölü kuzeyden İgneada yerleşim alanı, güney ve batıdan ise Istranca Dağları ile kuşatılmıştır. Doğusunu ise Karadeniz sahili oluşturur. Mert Gölünün yanında aynı zamanda Mert Gölü Mesire Yeri bulunuyor. Burası çadır alanı olarak kullanılıyor. Çapulcu Mehmet’in yeri olarak biliniyor.

İğneada SeyahatiÇadırını kendisi getiren konuklardan günde 5 TL, kiralayanlardan ise günlük 15 TL alınıyor. Çapulcu Mehmet’in bu yerinde asgari ihtiyaçları karşılayacak her şey var. Mert Gölü kıyısında odun ateşi ve büyük zeytinyağı tenekeleri görüp, sordum. Tenekede tavuk pişirdiklerini söylediler. Tenekeyi kaldırdığında bütün bir tavuğun pişmekte olduğunu gördüm. Çapulcu Mehmet, tenekede tavukların çok lezzetli olduklarını söyledi. Mert Lagünü ile ilgili izlenimler tamamlanıp, fotoğraflar çekildikten sonra, Longoz Ormanlarına doğru yola çıkıyoruz.

 

 

 

 

 

Share Button