İstanbul Pera Müzesi – Metafizik resmin öncüsü Giorgio de Chirico
Metafizik sanatın öncüsü kabul edilen ve sürrealistlerin, bu arada Dali’nin de esin kaynağı olarak gösterilen Giorgio de Chirico, ilk kez Pera Müzesi’nde açılan kapsamlı bir sergiyle babasının doğduğu İstanbul’a konuk olduğunu öğrenince Pera’nın Uzun Cuma’larından biri olan 01.04.2016 Cuma günü saat 18,00’de Pera Müzesi’ni ziyaret etmiştim. Fırsat bulup yazamamıştım.
Salvador Dali’nin en ünlü tablosu Eriyen Saatler olarak bilinen ‘’Belleğin Azmi’’ni ilk gördüğümde metafizik resim hakkında ilk izlenimleri edinmiştim. SSM Sakıp Sabancı Müzesi’nde ‘’İstanbul’da bir Sürrealist Ressam: Salvador Dali’’ sergisini gezmiş, Dali’nin doğum yeri olan İspanya Figueres’teki Dali Müze Evi’ni görmüştüm.
Bilindiği gibi metafizik, “fizik ötesi”, “doğa ötesi anlamına gelir. Metafizik, daha çok, varlığın mutlak bilgisine erişmeyi amaçlayan aşkın düşünce biçimini karşılamak için kullanılır. Metafizik resimde; hayal gücü, tahayyül, düş ve bilinçaltı olaylara dayanan gerçek üstü olayların resmedilmesi amaçlanmaktadır. 1917’de, yani I. Dünya Savaşı’nın getirdiği şartlar içerisinde bir araya gelen Carlo Carra ve Giorgio de Chirico adlı iki İtalyan ressam. Metafizik resmin öncüsü olmuşlardır.
Giorgio de Chirico, 1888’de, Yunanistan’ın Volos şehrinde doğdu. Aile İtalyan olmakla birlikte, kökleri Osmanlı topraklarına uzanıyordu. De Chirico’nun büyükbabası Sardenya Krallığı’nın elçisiydi. Bab-ı Âli’de Rus çarlığı adına resmi tercüman olarak çalışmıştı. Babası Evaristo, İstanbul’da dünyaya gelmiş, Londra’da öğrenim görmüş bir inşaat mühendisiydi. Önce Türkiye’de, daha sonra Yunanistan’da demiryolu yapımında çalışmıştı. Annesi Gemma Cervetto ise büyük ihtimalle İzmir’de doğmuştu.
Sanatçının çocukluğu Yunanistan’da geçti ve Yunan Mitleri, De Chirico’nun estetik bakış açısının en sürekli ve en belirleyici özü oldu. Münih Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim gören de Chirico, Nietzche ve Schopenhauer’in felsefelerine ilgi duydu.
‘Dünyanın Gizemi’ başlıklı Pera Müzesi’ndeki sergide, usta sanatçının 1909 tarihli erken dönem işlerinden olgunluk dönemine, 70’lerin ortalarına ve son dönem yapıtlarına 70 resmi, 10 heykeli ve iki litografi serisi yer almıştı.
Pera Müzesi, metafizik sanatının kurucusu, 20. yüzyılın en sıra dışı sanatçılarından Giorgio de Chirico’nun ‘Dünyanın Gizemi’ başlıklı kapsamlı sergisine yer vermişti. Böylece Giorgio de Chirico, ölümünden yıllar sonra, ‘Dünyanın Gizemi’ adlı sergi aracılığıyla ilk kez babası Evaristo de Chirico’nun doğduğu kent olan İstanbul’u eserleriyle ziyaret etmişti. Metafizik üzerine yapıtlarıyla gerçeküstücülüğe esin kaynağı olan ikonik sanatçı Giorgio de Chirico’nun Roma, Giorgio ve Isa de Chirico Vakfı işbirliğiyle açılan sergisi, 01 Mayıs 2016’da sona erdi.
Sanatçının yaklaşık 70 resim, 2 litografi serisi ve 10 heykelini bir araya getiren sergi, 1909 tarihli erken dönem eserinden 1970’lerin ortalarına, son dönem yapıtlarına dek geniş bir panorama sundu. Sergiye sanatçının tüm dönemlerine, temalarına, felsefi arayışlarına ve sanatsal serüvenine ışık tutan kapsamlı bir kitap da eşlik etti.
Küratör Fabio Benzi, sergi kitabında yer alan yazısında, de Chirico’nun sanatsal serüvenini aktarırken, onun 1910’da geliştirdiği ve ‘metafizik sanat’ olarak nitelendirdiği bakış açısına değiniyor ve şunları söylüyordu.
“De Chirico bakış açısı; Magritte, Matisse, Kandinsky, Balla ve Malevich’in bakış açılarıyla birlikte, çağdaş sanatın en önemli payandalarını oluşturur. Özellikle de Chirico, biçimci ve soyut araştırmalardan, örneğin kendisi gibi büyük sanatçıların kromatik ve ekspresyonist zorlamalarından uzak durarak, araştırmasını rüya, dünyanın gizemi ve bellek gibi o ana kadar keşfedilmemiş alanlara açar. Keza bir ana yol belirleyerek, sürrealizmin ve bilinç dışına gönderme yapan her tür sanatsal anlatımın çıkış noktasını oluşturur.”