Kilyos İstanbul
Görmeden bu dünyadan gitmeyin denilen yerlerden biridir İstanbul Boğazı. Boğaziçi tur vapurları Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden geri dönerler. Karadeniz çıkışına pek uğramazlar. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile Karadeniz çıkışı arasında henüz ranta kurban edilmemiş mücevher gibi altı köy vardır.
Boğaz’ın Anadolu yakasında Anadolukavağı, Poyrazköy ve Anadolufeneri köyleri yer alırken, Boğaz’ın Rumeli yakasında da Rumelikavağı, Garipçe ve Rumelifeneri köyleri yer almaktadır. Bütün bu köyleri gördükten sonra, Karadeniz kıyısında yer alan ve plajlarıyla ünlü yerleri görmem gerekiyordu. Bunlardan ilki Rumeli yakasında yer alan Kilyos ya da Kumköy idi.
Kilyos’a ulaşmam için Göktürk-IV. Levent Metro-Hacıosman Metro-Kilyos rotasını belirledim. Hacıosman Metro çıkışında bekleyen 151 hat numaralı İETT otobüsü Sarıyer’den geçerek Kilyos’a ulaşıyor. Ayrıca, Sarıyer’den kalkan dolmuşlarla da Kilyos’a ulaşmak mümkün.
Adını Rumcadaki Kum anlamında olan Kilya’dan alan Kilyos, Cumhuriyet döneminde Kumköy adını aldı. Ancak hala Kilyos olarak anılmakta ve bilinmektedir. Hacıosman Metro’dan yaklaşık 18 km uzaklıkta bulunan bu sahil kasabası plajları ve altın renkli kumlarıyla ünlüdür. Eski Türk filmlerindeki çöl sahnelerinin Kilyos kumlarında çekildiği söylenmektedir. Kilyos’tan sonra Demirciköy’e kadar giden otobüsten Kilyos Merkez Otobüs terminalinden iniyorum. Daha önce birkaç kez geldiğim bu kasabada, Plaj Yolu Caddesi’nden sahile inerek Kilyos Aile Çay Bahçesinde oturmuşluğum var. Bu kez farklı bir gezi güzergâhı izlemek istiyorum.
Kale Caddesi üzerindeki Yuva Otel ve Su Terazisi Anıtı’nı geçerek Osman Güngör Sokağa giriyorum. İlerlediğimde sol tarafımda Kale Otel, Erzurum Oteli ve Yonca Hotel bulunuyor. Hepsi de Karadeniz’e kuşbakışı bakar biçimde yapılanmışlar. Biraz ileride ve sağ tarafta Kumköy Camii bulunmakta olup, sokağın her iki tarafı yeşilin renkleriyle bezenmiş. Bahar bütün güzelliği ile kendini gösteriyor. Osman Güngör Sokak bitiminden sonra Tahlisiye Caddesi’ne giriyorum. Caddenin sonunda Kilyos Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü yapıları var. Bariyerlerle giriş kapatılmış. Ancak, hemen solumuzda kartal yuvasını andıran bir cafe var. Küçük, şirin ve muhteşem Karadeniz manzarası olan kafe görevlileriyle tanışıyorum. Fotoğraf çekimleri için izin istiyorum. İzin verdikleri gibi çay da ikram ediyorlar.
Yeterince panoramik fotoğraf çektikten sonra geldiğim yoldan geri dönüyorum. Yolumun üzerindeki Otel Erzurumlu’nun seyir terasına giriyorum. Kilyos plajlarının ve Karadeniz’in en iyi panoramik fotoğraflarının çekileceği bir mekân bu seyir terası. Mevsim dışı da olsa Kilyos Halk Plajları altın sarısı kumlarıyla uzayıp gidiyor. Özellikle yaz aylarında tercih edilen Halk Plajına giriş ücretinin 15 TL olduğunu öğreniyorum. Temiz duşlar ve tuvaletler olduğu söylendi görevlilerce. Otel Erzurumlu’nun seyir terasından ayrılarak Plaj Yolu Caddesi’nden Halk Plajına iniyorum. Yaz hazırlıkları sürüyordu.
Bu arada Kilyos’ta Halk Plajı dışında High Beach Kilyos, Babylon Beach Kilyos, Burç Beach Kilyos, Tırmata Beach Kilyos, Uzunya Beach Kilyos ve Baykuş Plajı Kilyos’un da olduğunu öğreniyorum. Sonra da Kilyos Aile Çay Bahçesi’ne geçiyorum. Panoramik bir manzara görecek şekilde oturduğum yerden, ısmarladığım demli çayımı Karadeniz’in dalgalarını dinleyerek içiyorum. Ruhuma iyi geliyor, Karadeniz’e bakarak hayallere dalıyorum…