Poyrazköy Beykoz İstanbul

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

İstanbul Anadolu yakasında görmediğim iki yerleşim yerinden biriydi Poyrazköy… Beykoz İlçesi’nin önemli bir balıkçı köyü olan Poyrazköy ile tam karşısında Boğaziçi’nin Rumeli yakasındaki Garipçe Köyü, Üçüncü köprü ile gündemimize girmişti. İstanbul Boğazı’na yapılmakta olan, ki yapıldı bitti, Üçüncü köprü ayaklarının yapılacağı yerler ve çevreye vereceği zararlar tartışılırken güncellendi bu iki Boğaziçi köyü. Görmek istediğim bu şirin ve turistik köylerden Poyrazöy’e ulaşmak için kendime bir rota çizmeye çalışıyorum.

Poyrazköy İstanbul 2017

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

Yaz aylarında hem Boğaziçi ulaşım araçlarından hem de karayolundan yararlanmak mümkün. Yaz aylarında Poyrazköy Plajı’na gidenler, genelde Boğaziçi yolunu tercih ediyorlar. Boğaziçi ile ulaşmak için, sadece yaz aylarında işletmeye açılan, Sarıyer’den kalkan vapurlar kullanılıyor. Aylardan Eylül… Deniz ulaşımı olmadığı gibi, karayolu ulaşımı da sadece Beykoz üzerinden yapılmaktadır. Rotam Beykoz üzerinden olmak zorunda… Göktürk’ten Mecidiyeköy-Beşiktaş-Üsküdar-Beykoz rotasını izledim. Toplu taşım aracı olarak kullandığım bu yolculukta harcadığım zaman üç buçuk saate yaklaştı.

Kavacık’tan gelen 135 numaralı İETT otobüsünü Beykoz’da bekledim. Bu rota üzerinden yaptığım yolculuk oldukça uzun, yorucu ve sinir bozucu oldu ama değdi doğrusu… Beykoz’dan bindiğim otobüs Yalıköy’ü geçip, Şahinkaya Caddesi üzerinden Anadolufeneri yoluna girdi. Beykoz sırtlarına tırmanmaya başladık. Otobüsün pencere kenarına oturmuştum. Görüş ufkuma giren manzaranın muhteşem olduğu bu yolun da her iki yanı orman… Beykoz yamaçları, başta  kestane ağacı olmak üzere; meşe, gürgen, ıhlamur, kayın,  kızılağaç, fındık  ve çam ağaçlarından oluşan doğal orman örtüsüyle kaplı…

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

Poyrazköy 2015

Poyrazköy 2017 İstanbul

Bindiğim toplu taşım aracının avantajlarından biri de, yere göre oldukça yüksekte kalan koltuklarından, çevreyi rahatlıkla seyredebilme olanağı sunması. Ayrıca, doğal orman ortamından gelen Çam kokusu sinirlerimi yatıştırdığı gibi, yaptığım uzun süreli ve sıkıntılı yolculuğu da unutturdu. Anadolufeneri yolunda, yaklaşık 8 kilometre sonra Poyrazköy sapağına ulaştık.  Beykoz sırtlarının en tepesine çıkmış olmalıyız ki, Poyrazköy’e doğru,  S biçimindeki dönemeçlerle ve sıkça frenleyerek inmeye başlıyoruz.

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

Hem ürkütücü, hem de muhteşem bir manzaraya sahip Poyrazyolu’nun yapım hikâyesini sonradan öğrendim. Poyrazköy’ün Beykoz bağlantısı, 1958 yılına kadar, deniz yoluyla balıkçı tekneleriyle yapılıyormuş. Beykoz Anadolufeneri köyüne ulaşımı sağlayan yol 1941 yıllarında kazma ve küreklerle ve insan gücüyle yapılmış. 1958 yılında ise, Poyrazköy’den bu yola bağlantı yapılarak, köy halkının ilçeyle bağlantısı sağlanmış. Meşe, gürgen, ıhlamur, kayın,  kızılağaç, fındık  ve çam ağaçlarından oluşan doğal orman   arasındaki dönemeçli Poyrazyolu üzerinde yaklaşık 1 500 metre ilerledikten sonra, 90 derecelik bir dönüşle, Plaj Caddesi’ne girdik.

Poyrazköy İstanbul 2017

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

Plaj Caddesi’ne girmemizle birlikte, panoramik olarak ve bütün güzelliği ile birlikte, Poyrazköy ve Üçüncü köprü ayakları göründü. Otobüsten inmenin tam zamanı diye düşünüyorum ama otobüs durmuyor. Tam köyün girişinde, Karaağaç Yolu civarındaki durakta durdu. Otobüsten inerek geri döndüm ve tepelere doğru hızla tırmandım. Plaj Caddesi ile İncirlik Sokak kavşağına ulaştım. Bu bölge panoramik fotoğraflar için en iyi çekim noktalarını oluşturuyor. Bir hayli panoramik fotoğrafla birlikte selfie çekimi yaptıktan sonra, Plaj Caddesi’ni izleyerek köye girerek ve İETT Dere Mahallesi durağına ulaştım.

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

Sol tarafıma bakınca, ince ve sarı kumu olan oldukça uzun bir plaj görüyorum. Durgun, berrak, masmavi suları ve sarı ince kumlarının oluşturduğu kumsalıyla plaj, bir cennet bahçesini andırıyor. Fotoğraflarını çekiyorum. Ben de fotoğraf karelerinde yerimi almak için özçekim ya da selfie yaparken, Rıdvan ve Özkan adlarında iki genç arkadaşla tanışıyorum. Bana yardımcı oluyorlar ve fotoğraflarımı çekiyorlar. Sonra da ben onların fotoğraflarını çekiyorum. Mendirek yolunu izleyerek limana ve balıkçı barınağına ulaşabileceğimi söylüyorlar.

Biraz ileride plajın giriş kapısı ve güvenlik görevlisi var. Giriş ücretinin 7,5 TL olduğu plaja para ödememek için, görevliye sadece fotoğraf çekmek için girmek istediğimi söylüyorum. Anlayışla karşılanıyorum. Hatta kapıdaki görevli genç arkadaşlardan biri uzattığım fotoğraf makinemle bir hayli fotoğrafımı çekiyor. Ayrıca beni bilgilendiriyor. Gördüğünüz gibi, denizimiz berrak ve oldukça temizdir diyor. Bunda bölgenin askeri alanla çevrili olması da etkili… Sanırım bu yüzden temiz kalabilmiş denize sahip tipik bir sahil kasabasıdır Poyrazköy…

İstanbul’dasınız ama kendinizi İstanbul dışında hissediyorsunuz. Çünkü halkının Karadeniz’den göç etmiş olması ve kendi şiveleri ile konuşuyor olmalar farkındalık yaratıyor… Oldukça sıcakkanlılar ve cana yakınlar… Poyrazköy; sahili ve nefes kesen bir manzaraya sahip birbirinden hünerli balıkçı lokantaları ile ünlüdür. Ne yenir diye soracak olursanız balık, balık, balık… Yanında kalamar ve midye bir salataya da hayır demezsiniz sanırım… Konaklama için fazla seçeneğiniz yok. Bir adet motel ve kiralanacak evler var…

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

Çok lezzetli balık yiyebileceğiniz balık restoranları mevcuttur. Kısacası ekonomik olarak rahatlama sağlamıştır. Son verilere göre, yaz ayları haricinde, daimi nüfusu 829 civarındadır. Beni bilgilendiren genç arkadaşa teşekkür ederek ayrılıyor ve limana doğru yürüyorum. Dalgakıranın korumalık yaptığı kocaman bir balıkçı barınağı ise biraz ileride, plajın hemen yanında yer almış. Karınca gibi çalışan balıkçılardan, bazıları ağlarını onarıyor, bazıları da karaya çıkardıkları teknelerini boyuyorBalıkçı barınağının kuzeyinde Poyrazköy Kalesi görünüyor. Sağ tarafında da

Poyrazköy Camisi var. Camiye çıkan oldukça eğimli bir yolu tırmanmaya başlıyorum. Yolun ortasına geldiğimde ikiye ayrıldığını görüyorum. Sağdaki yol merdiven basamaklarıyla sosyal mekânlara çıkıyor anladığım kadarıyla. Nitekim merdivenlerin sonunda ‘’Mahallenin Kahvehanesi’’ denilen yere ulaşıyorum. Oldukça yüksekteki yamaçta bulunan kahvehanenin konumu olağanüstü bir yere sahip.Adeta bir kartal yuvası…

Yarım ay şeklindeki Poyrazköy Koyu ayaklarımın altında duruyor. İstanbul Boğazı ve Poyrazköy sahilinin tamamı halı gibi, ayaklarımın altına serilmiş sanki. Tam karşıda Garipçe köyü, solunda Üçüncü köprü ayaklarından biri ve sağında da Rumelifeneri yer alıyor. Manzara tek kelime ile doyumsuz… Boğazın ve koyun panoramik görüntüsünün en iyi göründüğü bir yere oturup, bir çay söylüyorum yanıma gelen kahvehane görevlisine. Karşımdaki doyumsuz manzaradan gözlerimi ayırarak, çevreme bakıyorum. Müşterilerinin okumaları için gazete, dergi ve kitap bulundurulduğunu görüyorum.

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

Geniş, temiz ve iyi döşenmiş bu kahvehanede bulunanların bazıları sohbet ederken, bazıları da gazete ve kitap okumaktaydı. Tekrar İstanbul Boğazı’na ve köprü ayaklarına odaklanıyorum. Yarım ay şeklindeki koyun sivri uçlarından sağdakinde Porazköy Kalesi yer almış. Soldakine Üçüncü köprünün ayaklarından biri oturtulmuş. Üçüncü köprünün Avrupa yakasındaki bağlantı noktası olan Sarıyer Garipçe ve Anadolu yakasındaki bağlantı noktası Beykoz Poyrazköy’de konuşlanmış. 1408 metre uzunluğundaki köprüyü taşıyacak köprü ayaklarının yapımı kule vinçler ile devam ediyor.

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

Hızla yükselen köprünün ayakları ise 20 metre derinlik ile 20 metre çapında bir tabana yerleştirilmiş. Ayaklar her iki yakada da deniz seviyesinden 12 metre derinliğe indirilmiş. Ayaklarının yüksekliğinin 320 metre olması planlanan köprünün genişliği ise 59 metre olacak ve köprünün üzerinden 10 şerit geçecek.  8 şerit karayolu, 2 şerit ise Marmaray ve İstanbul Metrosu’yla bütünleşmiş demiryolundan oluşacak. Boğaz Köprüleri üzerinden ilk kez demiryolu hattı geçirilirken; proje sayesinde Atatürk, Sabiha Gökçen ve yeni yapılacak 3. Havalimanı birbirine bütünleşmiş tren yoluna sahip olacak.

Poyrazköy Beykoz ?stanbul

Bu özelliği ile üzerinde raylı sistem olan dünyanın en uzun asma köprüsü unvanına kavuşacak diyor yetkililer. Üçüncü köprü ile ilgili bu bilgileri hatırladıktan sonra, yarım ay şeklindeki Poyrazköy koyuna bir kez daha bakıyor ve kaleye gitmek üzere kalkıyorum. Kahvehane ile kale arasında cami bulunuyor. Eski kaynaklara göre cami, 1441 yılında, bölgedeki tabur tarafından yapılmış. Bu bilgi bir söylence olarak duruyor. Yeni bilgilere göre, Kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa tarafından 1782 yılında yaptırılmış. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olan cami, 1991 yılında onarım görmüş.

Camiyi geçerek kaleye gidiyorum. Bir ikizi Garipçe’de bulunan Kale, Osmanlı Padişahı III. Mustafa tarafından, Macar asıllı Fransız mimar Baron François de Tott’a yaptırılmış. Yarım ay şeklindeki koyun sağındaki kayalıklar üzerine inşa edilen kale, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından bir süre kullanılmış. Kullanılmış ama ben ortalıkta kale ve kale girişi göremiyorum. Bir minibüsü çayhane haline getirmiş olan bir hanımefendiye kalenin girişini soruyorum. Çöplük ve pislik yuvası haline gelmesi nedeniyle, Askeri yetkililer tarafından girişi kapatılmış. Üzülerek ayrılıyorum. İETT Dere Mahallesi durağına giderek, 135 numaralı otobüsü beklemeye başlıyorum. Yaklaşık 20 dakika sonra gelen otobüsle, tekrar gelmek üzere, Poyrazköy’den ayrılıyorum. Zamanı olanların, gezilecek yerler listesinin ilk sıralarına Porazköy’ü eklemelerini öneriyorum.

Share Button