Yunanistan Sakız Adası ekonomisi
Sakız Adası’nın ekonomik motoru yüzlerce yıldır sakız ve sakız ürünleri olmaktadır. İlaçta, kozmetikte, sabunda, şampuanda, kremde yer aldığı gibi rakı ve likör içinde de yer almaktadır. Sakız Rakısı ve Sakız Likörü en çok tercih edilen sakız ürünleridir.
Ekonomik motoru ‘’Sakız’’ olan Ada Bizans, Ceneviz, Osmanlı dönemlerinde olduğu gibi, günümüzde de denizcilik alanında kuvvetli güç olmayı sürdürüyor. Adanın yeni yetişen gençleri eğitimlerini ABD’de sürdürüyor. Böylece adanın ABD’de yaşayan Sakız’lılar ile iletişimi ve deniz ticareti devam ediyor. Denizcilik ve deniz ticareti bu adanın ekonomik ve kültürel açıdan gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır demişti rehberimiz.
Adanın sokak, cadde ve meydanlarında yaklaşık iki saat dolaştıktan sonra Ertürk Turizm bürosu önünde bizi bekleyen tur otobüsünde yerimizi alıyoruz. Program gereği önce bir sakız tarlasına gidilecek. Adanın ekonomik motoru olan ‘’Sakız’’, sakız ağaçları ve üretimi canlı olarak anlatılacak. Sonra da Pirgi ve Mesta köyleri gezilecek, küçük bir sahil köyü olan Limenas Mesta’da yemek molası verilecek.
Hareketimizden yaklaşık 25 dakika sonra yolumuz üzerindeki bir sakız tarlasında mola veriyoruz. Moladan önce rehberimiz sıkı sıkıya tembihliyor. ‘’Lütfen ağaçlardaki sakızlara dokunmayın. Dokunmayın, çünkü bir ağaçtan elde edilebilen sakız miktarı sadece 120 gramdır.’’ Şaka yaptığını sanıyoruz ama ağaçları ve damlayan sakızları gördükten sonra kendisine hak veriyoruz.
Altları dairesel bembeyaz bir görünüm kazanmış sakız ağaçları çevresinde toplanıyoruz. Rehberimizin verdiği bilgiler oldukça ilginç… Sakız ağacını ve meyvesi sakızın değeri 5.yüzyılda gezginler tarafından fark edilmiş. Rivayete göre, ağzında yara olan gezginler dinlenmek için bu ağacın altında mola verdiklerinde ağacın altına akan reçineyi ağızlarına atıyorlar. Bir süre sonra bu reçinenin ağızdaki yaralara iyi geldiğini fark ederek sakızın anti bakteriyel özelliğini keşfediyorlar.
Aynı zamanda mide ve kolesterole de iyi geldiği bilinen sakızın ağacının derinliği 20 metreye kadar uzanıyor ve ancak ortalama 5 yıl sonra meyve vermeye başlıyor. En verimli ağaçlarda bile sakız reçinesi üretimi 250-300 gramı geçmiyor. 100-150 yıl yaşayan ağaçlar son derece değerli olup, sadece adanın güneyindekiler meyve veriyor. Kuzeyde aynı ağaçlar yetişmesine rağmen meyve vermiyor. Bunun da nedeni güneyin almış olduğu rüzgârdır. Demişti rehberimiz mola vermeden önce.
Rehberimize göre sakız üretimi oldukça zahmetli… Yaz başında ağacın köklerinin etrafındaki toprak üzerinde daire çizilerek düzleştiriliyor. “Masa” denilen şekil verildikten sonra ağacın gövdesi ve dalları temizleniyor. Ağacın altındaki düzleştirilmiş toprak süpürülüyor ve toprağın beyazlama işlemi başlıyor. Ağacın altı nişasta içerikli beyaz toprak serpilerek kapatılıyor ki ağaçtan akan sakız damlaları bunun üzerinde sertleşip kurusun. Sonra nakışlama işlemi başlıyor.
Ağacın gövdesinden dallarına doğru yarıklar açılarak, nakışlama işlemi yapılıyor. 5-6 hafta boyunca aynı ağaç haftada iki kez nakışlanıyor ve ağaç 2-3 hafta sonra reçine olarak adlandırılan sakızları vermeye başlıyor. Bu reçine beyaz toprağın üzerinde donmaya başlıyor. Ağustos ortasına kadar, yani toplama işlemi başlayana kadar, bu donma devam ediyor. Bu aşamada donmuş sakızların toplama işlemi yapılıyor. Toplama işlemi sabaha karşı el feneri ile yapılıyor. El fenerleri tutulduğunda donmuş reçineler kristal gibi parlıyor ve el değmeden toplanıyor.
Toplanan sakızlar hasır ve ahşap kutuların içinde evlere taşınıyor ve serin yerlerde saklanıyor. Elekten geçirilip, Arap sabunu ile yıkanıp kurutuluyor. Kurutulan sakızlar “Sakız Birliği” fabrikasına veriliyor. 14.yüzyılda Cenova’lıların “Manas” adı verilen Sakız Birliğinin oluşturdukları sakız satışı tekeli, 1983 yılında kurulmuş “damla sakızı üreticileri birliği” ismi ile devam ediyormuş. Tekel ürünü olan damla sakızının gizli satılması hem Cenova’lılar hem Osmanlılar döneminde ciddi cezalarla sonuçlandırılmış.
Damla sakızlı ürünler arasında sakız macunu, reçeli, likörü, çikleti, helvası, uzosu, zeytinyağı, diş macunu, losyonu, lokumu, kurabiyesi ve sodası da varmış. Damla sakızının macunu yarıya kadar soğuk su dolu bardağın içine bir tatlı kaşığı konarak azar azar tüketildiğinde mideyi rahatlatıyormuş. Bu karışım genellikle kahvenin yanında ikram edilir diyor rehberimiz.
Adanın çam fıstığı reçeli de oldukça lezzetli, tavsiye ederim diyor rehberimiz. Adada süt ürünlerinin bu kadar lezzetli olması, sütün taze olarak piyasaya sürülmesinden kaynaklanıyor. Mastelo peyniri adanın özel peyniri ve ızgara yapılarak servis ediliyor. Uzo’nun yanında meze olarak muhteşem bir lezzet… Uzo demişken, Sakız Adası’nda üretilen Uzo’lar Yunanistan’ın en rağbet gören uzo’ları arasında sayılıyor.
Adada sadece iki yerde, merkezde ve Mesta köyünde bulunan Kronos dondurmacısında taze keçi sütünden yapılmış organik dondurmayı muhakkak denememizi öneriyor rehberimiz. Biz de Mesta Köyü’nde tadıyoruz sakızlı dondurmasını. Sakız ağaçları ve üretimini dinledikten sonra, mola yerinde bulunan alış-veriş dükkânlarına giriliyor. Her türlü sakız ürünün yanı sıra yörenin özelliklerini belirten magnet ve seramik hediyelik eşyalar alınıyor katılımcıların büyük çoğunluğu tarafından. Mola bitiminde “Picasso’yu kıskandıran köy” olarak tanıtılan Pirgi Köyü’ne hareket ediyoruz.