Avusturya Klagenfurt izlenimleri 1
Her yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı şenliklerinde, farklı ülkelerden gelen dünya çocuklarını, daha çok Ankara ve İstanbul’daki özel okul öğrencileri evlerinde konuk etmekteydi. 1987 yılında TED Ankara Koleji Ortaokulunda öğrenci olan kızım Ceren Avusturya’nın en güney eyaleti Klagenfurt ’tan gelen gruptan, Martina ve Karmen, abla kardeş iki öğrenciyi konuk olarak evimize almıştı.
TED öğrencilerinin Klagenfurtlu konuklara yeterince zaman ayıramayınca, anne ve babalar devreye girmişti. Eşimle ben de bunlardan biriydik. Şenliklerden sonra bizlere teşekkür eden Klagenfurt grubunun yöneticileri Temmuz 1989’da yapılacak Klagenfurt Festivaline davet ettiler.
TED Koleji Okul Aile Birliği’nin önderliğinde otobüsle düzenlenen gezide, aile dostumuz Yalçın İman, eşi Bahar İman ve kızları Işıl İman ile birlikte yaklaşık 40 kişilik bir grup olmuştuk. Yolumuz üzerindeki Belgrad’da geceledikten sonra Klagenfurt’a ulaşacaktık. Öyle de olmuştu. Gençlik hostellerinden birinde konaklanmamız sağlanmıştı.
Karintiya Eyaleti’nin başkenti olan Klagenfurt Avusturya’nın yeşil mi yeşil, küçük ama sevimli bir şehriydi. Yeşil, yeşil ve yeşil… Küçük bahçeli evler, muhteşem doğa manzaraları, köprüler, göller, ağaçların gölgeleriyle adeta yeşillenmiş dereler ve güzel hayvanlar… Avusturya topraklarına girip Klagenfurt’a ulaşıncaya kadar yollarda Ceylanlar, Karacalar ve diğer hayvanları görebilmek oldukça sıradan hale gelmişti.
Konakladığımız gençlik hostelinde her şey dört dörtlüktü. Yemekhanesinde kahvaltımızı yaptıktan sonra festival yönetiminin düzenlediği ‘’Garden Party’’ etkinliğine katılmıştık. Daha doğrusu çocuklar katılmıştı, veliler izleyici durumunda kalmıştık. Çocuklarımız, başta Klagenfurtlular olmak üzere, diğer ülkelerden gelen çocuklarla kaynaşmışlar, oynamışlar, uzun süreli arkadaşlıklar edinmişlerdi.
Klagenfurtlular caz, klasik müzik konserleri ve festivaller için bir araya gelmekten, bir sahne oyunu izlemekten, bir operanın tadını çıkarmaktan ya da danslı ve müzikli tiyatroları seviyorlardı. Garden Party etkinliği de dans, müzik ve yöresel oyunlarla süslenmişti.
Garden Party etkinliği sonrasında bizler öğle yemeğini festival çocuklarıyla birlikte, coşku içinde yemiştik. Yemekten sonra Klagenfurt anısı yıllar sürsün diye özel hazırlanmış levhalar dağıtıldıktan sonra da Minimundus’ta gidilmişti.
Avusturya’da, minyatürlerin en ilginç parkı Klagenfurt şehrinde bulunan Minimindus’tur. 26000 metrekarelik bir alanda ziyaretçilerine seçkin dünya eserlerinin 1: 25’lik ölçekte 150 mini kopyasını sunmaktadır. Park modellerinin yaklaşık yarısı, mimari yapıların kopyaları hariç, doğrudan Avusturya’ya ithaf edilmiştir. Parkta tren bulunan bir demiryolu yanı sıra, gemi yelkenleri boyunca inanılmaz güzel kanallar ve nehirler de vardı.
1246 yılında kurulan Klagenfurt 800 yıl boyunca gelecek kuşaklara ve yabancı konuklarına çok sayıda tarihi anıt ve kültür varlıkları bırakmış. Bunlardan en önemlisi ve görkemlisi Şehir Müzesi ve müzedeki eserlerdir. Müzede ülke yerleşkelerinin 665 armasının yanı sıra devlet yöneticileri, valileri ve askeri komutanlarıyla ilgili her türlü bilgiye ulaşmak mümkündü.
Kızımız Ceren, 23 Nisan Şenliklerine katılan gruptaki çocuklardan daha çok Simone ile haşır neşir olmuştu. Simone ’nin ailesi de bize sahip çıkmış, şehri arabalarıyla gezdirmişlerdi. Bize bırakılan serbest zamanda Neuer Platz olarak bilinen şehrin merkezine ulaşmıştık. Meydan Klagenfurt ‘un simgesi Lindwurm Çeşmesi’ne ve efsanevi ejderhayı öldüren güçlü bir adamın heykeline ev sahipliği yapmaktaydı. Ayrıca kentin armasında da tasvir etmekte olan heykel, tek bir klorit şist blokundan yapılmıştır. Efsaneye göre, 1593 yılında, beyaz giyinmiş 300 genç erkek 6 ton ağırlığındaki heykeli meydana çekmişti.
Meydandan sonra, acaba yeşil olmayan bir karış yer bulabilir miyiz? Diye dolaşmıştık. Ama yoktu. Hem gıpta etmiş, hem de kıskanmıştım…