İzmir Foça’da Güzel Bir Gün (2)
İZMİR FOÇA’DA GÜZEL BİR GÜN
İzmir’e 70 km. uzaklıktaki Foça, 12 Özel Çevre Koruma Alanı’ndan biridir. Bern Sözleşmesi olarak bilinen Avrupa’nın Yaban Hayatının ve Habitatlarının Korunması Sözleşmesiyle, nesli tehdit ve tehlike altında olan türlerin korunması taahhüt edilmiştir.
Söz konusu türler ve habitatların korunması “Barselona Sözleşmesi” ile de koruma altına alınmıştır. Bu sözleşmenin ek protokollerinden birini ise “Akdeniz’de Özel Koruma Alanları Kurulması” protokolü oluşturmaktadır.
Bu sözleşmeler neticesinde, 1989 yılında 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kurulmuştur. Bütün Dünya da olduğu gibi, ülkemizde de Çevre Koruma için temel prensip: “Tedaviden Önce Koruma, Koruyarak Kullanma ve Geliştirerek Koruma” olmalıdır.
Foça’ya adını veren Foklar (Phokaia), bu kent için özel bir öneme sahip olup, çevre ile birlikte koruma altına alınmışlardır. Foklar tarafından ağları yırtılan balıkçılar, bu eylemden rahatsız olmazlar, foklara sevgiyle yaklaşır ve korurlar. Bu anlayış ve sevgiden ötürüdür ki, foklarla balıkçılar binlerce yıldır birlikte, uyum içinde yaşamaktadırlar.
Çoğunuzun televizyondan ve sirklerden tanıdığı bu sevimli hayvanlar hayatlarının büyük bir kısmını suda geçirirler. Çok iyi birer yüzücü ve dalgıçtırlar. Biz nasıl karada rahat ve mutluysak onlar da suda ve buzda aynı şekilde rahat ve mutludurlar.
Bahar aylarında bile bulundukları yerin sıcaklığı en fazla [-5] derecedir. Bizim böyle bir soğukta donmamak için kat kat giyinip, birçok önlemler almamız gerekirken, onlar hiç üşümezler. Çünkü kürkleri ve vücutlarında depoladıkları yağları üşümelerini önler.
Akdeniz foku bir balık olmayıp, denizi; beslenmek, ulaşım ve uyumak için kullanan bir amfibi, karada (buz üstünde) ve denizde yaşayabilen bir hayvandır. Foça adalarında, içinde hava olan mağaralar onların yaşam alanlarıdır.
Bu mağaralarda yavrularını doğurup, nesillerini sürdürme kavgası veriyorlar. Antik devirlerde yağı ve derisi değişik amaçlarla kullanıldığı için ekonomik bir değere sahip olan Akdeniz foku, mitolojide de yeri olan bir canlıdır. Fokların, Denizlerin Tanrısı Poseidon ve Güneş Tanrısı Apollon’un koruması altında olduğuna inanılırdı.
Foça (Phokaia) adalarında yaşayan foklardan adını alan Phokaia, Aiollar tarafından MÖ 11. yüzyılda kuruldu. O zamanlarda en önemli İyonya’nin yerleşim yerlerinden biri olan Phokaia’de İyon yerleşimi MÖ 9. yüzyıl da başlamıştır.
Tarihte usta denizci olarak bilinen Phokaialılar, ayrıca mühendislikteki gelişmeleri ve başarıları ile Ege, Akdeniz ve Karadeniz’e de koloniler kurmuşlardır. Foçalıların tarihte bilinen önemli kolonilerden bazıları; Karadeniz’deki Amysos (Samsun); Çanakkale Boğazı’ndaki Lampsakos (Lapseki); Midilli Adası’nda Methymna (Molyvoz); ve Avrupa’daki Elea- Velia- (İtalya); Alalia (Korsika); Massalia -Marsilya- (Fransa) bunlardan bazılarıdır.
Foçalılar kentlerini şimdilerde nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan sevimli Akdeniz fokları ile simgeleştiriyorlar. Eski Foçalıların simgesi ise, diriliğin ve erken uyanışın sembolü olan horozdu.
Foça’ya girince bir horoz heykeli göreceksiniz. Yüzlerce, yıl önce Phokaia’lılar, yani Foça’nın eski sakinleri, tahtadan horoz heykellerini meclislerine, tapınaklarına ve gemilerinin burunlarına koyarlarmış. Foça’da bugün de bir yerlerde bir altın horoz olduğuna inanılıyor ve define avcılarınca da aranıyormuş.
Foça sırasıyla tarihte; 13. yüzyılda Çaka Bey tarafından alınarak Anadolu Beyliklerine ve daha sonrada Saruhanoğulları Beyliği’nin yönetimine geçmiştir. 1455’te ise Fatih Sultan Mehmet büyük fetihten sonra Foça’yı alarak Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.
Kaynaklar;
1) Foça Belediyesi internet sitesi
2) Vikipedi (Özgür Ansiklepdi)
3) www.Gezi.com.tr.tc
Yorumlar kapalı.