Kalkan Kaş Antalya

Antalya’nın Kaş İlçesi’ne bağlı olan Kalkan, içinde tarihi bir eser ve kalıntı olmamasına rağmen yerli ve yabancı turistlerle gezginlerin ilgi odağı olmayı sürdürüyor .

Sürdürüyor çünkü denizin mavisi ve ormanların yeşilini birleştiren plajlarıyla ünlü tatil beldesidir. Homeros’un İlyada ve Odisse’ sinden  esintiler sunan dağlarının yanı sıra orman ve deniz içiçe. Üstelik çevresi antik şehirler cenneti.

Özellikle İngiliz turistlerin en çok ilgi gösterdiği turizm durakları arasında yer almaktadır. Kalkanı merkez seçen gezginler, yaklaşık 50 km yarıçaplı bir çember içinde UNESCO tarafından dünya mirası olarak tescillenmiş antik şehirleri kolaylıkla ziyaret edebiliyorlar.

Kalkan, 1920 yılına kadar, “güzel yer” anlamına gelen “Kalamaki” adıyla anılan bir Rum balıkçı köyüymüş. Mübadeleden önce Türkler ve Rumlar bir arada yaşarmış. O günlerden geriye kalan köyün kilisesi bugün cami olarak kullanılmaktaymış.

Yılın 300 günü güneşli olan Kalkan’da en sıcak günlerde dahi nem oranı rahatsız edici limitlerin üstünde değildir. Kaldığımız bir hafta içinde yaşayarak öyle olduğunu öğrendik. 

Konakladığımız Patara Evleri’nden Kalkan Yat Limanına, yaklaşık iki buçuk kilometre yürüyerek gitmemize rağmen terlemedik ve zorlanmadık. Eski dönemlerden günümüze deniz ulaşımının sağlanabildiği bölgenin doğal koylarından bir tanesine sahip olan kalkan, balıkçı barınağı ve küçük bir yat limanına da sahiptir.

Kalkan’ın kendine ait ücretsiz bir halk plajı bulunmakta olup, şezlong ve şemsiye kiralama imkanı bulunmaktadır. Bunların dışında, Club Patara Evleri’nde olduğu gibi, birçok özel plaj da Kalkan Koyu çevresinde bulunmaktadır.

Aslında, Kalkan’ın her yerinden denize girilebilme imkânı olmakla birlikte, kayalık yapısı ile Kalkan Koyları kumsalı seven misafirlere pek hitap etmeyebilir. Biz konakladığımız Patara Evleri’nin plajının yanı sıra Kaputaş Plajı ile ünlü Patara Plajı’nda denize girdik.

Kalkan, 14 Ekim 2017 Pazar…

Cumartesi günü saat 08,00’de eşimle Ankara’dan  başlayan yolculuğumuz  Yaklaşık 640 km yol aldıktan sonra saat 16,45’te ulaştığımız Kalkan’da son buldu.  RCI’nin bize tahsis ettiği Club Patara Evlerindeki 17 numaralı açık mutfaklı evimize yerleştik.

Oldukça büyük balkonumuz kartal yuvası gibi olup, Kalkan Koyunu kucaklamakta. Kalkan Koyu çevresindeki dağlık araziye Roma Amfi Tiyatroları görünümünde yerleşmiş olan evlerle muhteşem bir manzara oluşturuyor. Her santimetre karesi değerlendirilmiş olan Patara Evleri arazisi Amfi Tiyatronun doğu bölümünü oluşturacak şekilde yapılandırılmış.

Arazinin en üst konumundaki villalardan denize ulaşabilmek için yaklaşık 800 merdiven inmek gerekiyordu. Ben evimizden de 400 merdiven inerek denize ulaşabildim.

Patara evleri ve villalarının mimarı arazinin her santimetre karesini çok iyi değerlendirmiş. Merdivenler ve peyzaj öyle düzenlenmiş ki kendinizi bir masal diyarında zannediyorsunuz. Bu nedenle, indiğim 400 basamaklı merdivenler beni yormadığı gibi yaşamdan daha çok zevk almamı sağladı. Ayrıca her 15 dakikada kalkan servis araçları da konuklarını tesisin plajına taşımaktaydı. Ancak ben her seferinde merdivenleri kullanmak istedim çevre düzenlemesinin tadını çıkarabilmek için.

Gelelim Club Patara Evlerinin oluşum hikayesine…

Türkiye’nin ünlü mimarlarından Turhan Kaşo, 1980’lerin sonunda Kalkan’da kendine ev yapmak için arazi almış. Denize, doğaya ve İstanbul’un çocukluğundaki dönemlerine duyduğu özlemin etkisiyle bu kararı alan Kaşo, bir ev için gittiği Kalkan’da deniz kenarında 60 dönümlük arazi alınca kendi deyimiyle bir eğlen-dinlen merkezini hayata geçirmiş.

Bugün turizm sektörünün köklü kuruluşlarından olan Patara Turistik Tesisler İşletmecilik ve Yatırım A.Ş. olarak kendi evi dışında villalar yapan Kaşo, Patara Prince Hotel ve Resort’un da yer aldığı proje çerçevesinde 1993’te 250 konuttan oluşan Club Patara Evlerini hayata geçirmiş. 

Denizin mavisi ve ormanların yeşilini birleştiren Kaş İlçesi’nin bir mahallesi olan Kalkan, içinde tarihi bir eser ve kalıntı olmamasına rağmen aranan bir tatil merkezidir. Özellikle   plajlarıyla ünlü bir tatil beldesinin İngiliz turistlerin en çok ilgi gösterdiği turizm durakları arasında yer almakta olduğunu öğreniyorum yöre insanlarından.

Kalkan, 1920 yılına kadar, “güzel yer” anlamına gelen “Kalamaki” adıyla anılan bir Rum balıkçı köyüymüş. Mübadeleden önce Türkler ve Rumlar bir arada barış ve kardeşlik duyguları içinde yaşarmış. O günlerden geriye kalan köyün kilisesinin bugün cami olarak kullanılmakta olduğunu öğreniyorum.

Yılın 300 günü güneşli olan Kalkan’da en sıcak günlerde dahi nem oranı rahatsız edici limitlerin üstünde değildi. Bir hafta yaşayarak öyle olduğunu öğrendik. Denize girmemizi sağlayan sıcak bir hava olmasına rağmen, bunaltmadı.

Konakladığımız Patara Evlerinden Kalkan Yat Limanına, yaklaşık iki buçuk kilometre yürüyerek gitmemize rağmen terlemedim ve zorlanmadım. Eski dönemlerden günümüze deniz ulaşımının sağlanabildiği bölgenin doğal koylarından bir tanesine sahip olan Kalkan, balıkçı barınağı ve küçük bir yat limanına da sahip.

Kalkan’ın kendine ait ücretsiz bir halk plajı bulunmakta olup, şezlong ve şemsiye kiralama imkanı bulunmaktadır. Bunların dışında, Club Patara Evlerinde olduğu gibi, birçok özel plaj da Kalkan Koyu çevresinde bulunmaktadır. Aslında, Kalkan’ın her yerinden denize girilebilme imkânı olmakla birlikte, kayalık yapısı ile Kalkan Koyları kumsalı seven misafirlere pek hitap etmeyebilir. Biz konakladığımız Patara Evlerinin plajının yanı sıra Kaputaş Plajı ile ünlü Patara Plajı’nda denize girdik.

Çok eski bir tarihi geçmişi bulunan Kalkan, Teke Yarımadası üzerinde bulunmaktadır. Akdeniz’e doğru uzanan yarımadalar arasındaki Teke, doğal bir güzelliklerinin yanı sıra tarihi zenginliği ile de insanları mıknatıs gibi kendine çekiyor. Yarımada Antalya ile Fethiye arasında yarım daire şeklinde denize çıkıntı yapmıştır. Akdeniz’in kuşattığı bu çıkıntının Kuzeydoğu tarafını ortalama 1150 metre yüksekliği ile Beydağları, Kuzeyini Elmalı dağları Kuzeybatısını ise Akdağlar çevirmiştir.

Yarımada Selçuklular döneminde bölgeye Teke Boyu Türkmenlerinin yerleştirilmesi ile Teke Yarımadası adını almıştır. Eski adıyla Likya, aynı zamanda bu bölgedeki antik kentlerin oluşturduğu bir federasyon ve daha sonra da Roma İmparatorluğu’nun bir eyaletiydi. Ünlü tarihçi Herodot, Kalkan ile ilgili olarak  ‘’Dünyada yıldızlara en yakın yer’’ ifadesini kullanmıştır. Bu nedenle antik çağlarda Işık Ülkesi Likya olarak bilinmektedir. Zaten Lyk” Likya dilinde ışık anlamındadır.

Stratejik konumu itibariyle her dönem dikkat çekmiş olan Kalkan, Işık Ülkesi Likya’nın tam merkezinde bulunmaktadır. Kalkan’ın 7 km güney-doğusunda ünlü Kaputaş Plajı, 25 km doğusunda Kaş, 55 km doğusunda Üçağız (Kekova), 80 km doğusunda Demre ve Myra Antik Kenti bulunmaktadır. Kalkan’ın 18 km batısında Patara Antik Kenti ile dünyaca ünlü ve ülkemizin en uzun plajı Patara, 22 km kuzey-batısında UNESCO tarafından korumaya alınmış Antik Ksantos Şehri, 28 km kuzey-batısında UNESCO Dünya Mirası listesinde olan Letoon Antik Kenti, 80 km kuzeyinde de Fethiye ve Ölüdeniz bulunmaktadır. Ayrıca Saklıkent Kanyonu, Mavi Mağara, Bezirgân Yaylası ve Gömbe Yaylası Kalkan Çevresinde yer alan önemli doğal güzelliklerdendir.

Clup Patara Evleri

Hititler ’den Lidyalılara, Romalılardan Osmanlılara kadar birçok önemli medeniyete ev sahipliği yapan Kalkan bölgesi, günümüzde en çok tercih edilen bir tatil rotası durumundadır. Kalkan lüks ve pahalı evleriyle en çok da İngilizlerin gözdesi.  Otelleri ve pansiyonları dışında, son dönemlerde gelişen villa turizmi ile de rağbet gören konaklama tercihleri arasında yer almaktadır. Ülkemizde bulunan ‘’mavi bayraklı’’ denizlerden biri olması, özellikle İngilizler tarafından, tercih edilme nedenlerinden biridir.

Kalkan, İngilizler ’in adeta ikinci vatanıdır. 15 yıl önce yerleşmeye başladılar ve bir ölçüde kendileri Likya ülkesinin vatandaşı gibi gördüler. Gördüler çünkü Likya, günümüzden 3 000 yıl önce kurulmuş Anadolu’daki Antik dönemin en ilginç devletlerinden biriydi. Bugünkü Antalya ile Muğla arasında kalan bölgede hüküm süren birçok küçük şehir devletin oluşturduğu bir birlikti Likya.

Yaklaşık 200 yıldır araştırılan Işık Ülkesi Likya yeni bilgi akışlarıyla geçmişe dair pek çok ayrıntıyı gün ışığına çıkarmaktadır. Işıklar Ülkesi olarak da bilinen Likya ‘’hem dağ hem de denizdir’’ Dağların, vadilerin ve onların vadilerinde akan suların çevresindeki yaşam alanları binlerce yıl halkların yerleşim birimleri ve geçim kaynakları olmuştur. Dağların yamaçlarında ve sarp kayalıklarda kurulmuş olan yaşam alanları kıyılara doğru uzanarak, Roma Amfi Tiyatroları biçiminde konumlandırılmıştır. Kalkan’daki yerleşim de buna iyi bir örnektir.

Her şehir kendi iç işlerinde serbestçe hareket edebilirken, dış politikada ve birliği ilgilendiren kararlarda ortak biçimde hareket eden farklı bir oluşumdu. ‘’Antik çağın en demokrat birliği’’ demek çok da yanlış olmaz sanırım.

Patara’da bulunan Likya Meclisi, dünyanın bilinen en eski meclislerinden biri. Ve hatta bu meclisin kadın başkanı bile vardı. Bu, eski dünyada neredeyse başka örneğine rastlanmayan bir durum.

Kendilerini Likya ülkesinin vatandaşı sayan İngilizler kendilerini  “Yeni Kalkanlılar” olarak tanımlamışlar. Bu tanımlamada haksız değiller. Kalkan’ın çehresini değiştiren, katma değer katan, vergi veren bir topluluk olmuşlar. TUİK verilerine göre Antalya’da 55 bin yerleşik yabancı yaşıyor. 3 bin nüfuslu Kalkan’da ise 1000 İngiliz yerleşik duruma gelmiş. Öyle ki Kalkan adeta küçük bir Londra gibi. İngilizler Kalkan’da bugüne kadar 1500’den fazla mülk satın almış. Kimi villa, kimi köy evi, kimi de tarla satın almış…

Dünyanın en büyük kumsalı olan Patara Plajı’na da ev sahipliği yapmakta olan Kalkan, Akdeniz sahillerinde parlayan bir yıldız olmaya devam ediyor. Özenle korunan doğal alanları ve tarihi miraslarıyla Kalkan, görülmeye değer tatil beldeleri listesinde ilk sıralarda yer almalıdır. Kalkan’da Yamaç Paraşütü yapabilir, mavi turlara katılarak Dalış, Esen Çayında kano gezisi yapma fırsatı bulabilirsiniz. Kalkan Tarihi, doğal güzelliklerini ve gezilecek yerleri sizler için derledim.

Share Button