Konstantin Forumu ve Çemberlitaş İstanbul
7 Nisan 1962 Cumartesi, Çemberlitaş İstanbul…
Sultanahmet Meydanından Beyazıt Meydanına, Çemberlitaş Sütununa doğru Divan Yolu üzerinden yürümeye başlayın. Yürümeye başladığınız tek şeritli ve Tramvayların geçtiği Divan Yolu Doğu Roma döneminde İmparatorluk yoluydu. Mese adını taşıyordu.
Doğu Roma’nın Konstantinopolis’inde Regia ya da İmparatorluk Yolu revaklı ve gösterişli bir yoldu. Bu yüzden “Regia Stoası” diye anıldığı da olurdu. Stoalar, Antik Yunanistan mimarisinde bir sokak ya da agoranın yanında yer alan, üstü kapalı, sütunlu galerilere verilen addı. Yönetim ve ticaret merkezleri olarak kullanılmakta olup halka açık yerlerdi.
Stoalar ya da sütunlu revaklar Roma ve onun ardılı erken Bizans döneminin şehircilik anlayışında önemli bir mimari unsurlardan biriydi.
Roma Klasik şehircilik anlayışının önemli unsurları olan revaklı caddeler, ortasında arabaların ve atlıların geçebileceği bir yol, iki tarafında üzerleri sütun dizisinin taşıdığı revaklarla örtülü geniş yaya kaldırımları ve bunların arkasında sıralanan dükkânlardan oluşmaktaydı. Agustus ile Konstantin forumları arasında revak ve dükkânlar iki katlı olarak inşa edilmişlerdi.
Forum Konstantin olarak bilinen meydanın etrafı sütunlu galeriler ile çevrili olduğu anlatılıyor tarih kitaplarında. Konstantin, sütunun üzerindeki güneşi selamlayan Apollon heykelini kaldırtıp, kendi heykelini koydurtmuştu. Konstantin’den sonra gelen Bizans İmparatorları Julianus ve Theodosius bu geleneği sürdürerek kendi heykellerini bu sütunun üzerine koydurturlar.
Tarih 1081 yılını gösterirken, heykeli kaldırılan Apollo’nun babası Zeus’un siniri bozulmuş olmalı ki oluşturduğu şimşek heykelin üzerine düşer. Heykel yanarken sütun da ağır hasar alır. İmparator I. Aleksios Kommenos sütunu tamir ettirerek, kendi heykeli yerine, sütunun tepesine haç heykelini koydurmuştur. İstanbul’un fethinden sonra üzerindeki haç indirilmiştir.
1470’li yıllarda Yavuz Sultan Selim tarafından tadilatı yapılan sütun II. Ahmet zamanında çıkan büyük bir yangınla ağır hasar alır ve etrafı demir çemberlerle çevrilir. O gün bugündür o sütuna Çemberlitaş denir. Roma’da Apollon sütunu ile başlayan kaderi İstanbul’da Çemberlitaş olarak devam etmiştir.
Bazı tarihçilere göre Haçlı Savaşlarında Avrupa’da asker toplamak üzere rahipler tarafından başlatılan kampanyada, Çemberlitaş’ın altında İsa’nın kutsal kadehinin olduğu ve o kadehten içenin ölümsüz olacağı söylentisi binlerce kişiyi Konstantinopolis yollarına dökmüştür.
Her ne kadar efsane denilse de tadilat nedeniyle birkaç yıl boyunca kaldırılmayan iskele ile yıllarca dışarıya kapalı bir görüntü sergileyen Çemberlitaş için, 1204 yılında haçlı askerlerini getirten bu taş, bu kez restorasyon bahanesiyle kadehi arıyorlar denilmesine neden olmuştu.
Çemberlitaş ya da Konstantin Sütunu İstanbul’a dikilen ilk anıtsal dikili taştı. Çevresindeki yapılar görkemini zedelese de asıl zedelenme Çemberlitaş hakkında neredeyse hiç bilgi sahibi olmamamızdan kaynaklanmaktadır.
Yurtdışı gezilerimde bu tür taşların bulunduğu meydanların çok iyi pazarlandığını görmüş birisiyim. Rehberler mutlaka gezi programına bu tür anıtsal taşları almaktadırlar.