Parfümün Başkenti Grasse
26 Mayıs 2015 Salı, Grasse Nice…
Baıe-des-Agnes Marina merkezli konaklama yerinde dördüncü günümüz. Buraya gelmeden önce, kaldığımız Hotel Best Western Syracuse aracılığı ile iki tur satın almıştık. Birinci Tur kapsamında bulunan Nice, Eze, Monte Carlo, Monaco, Cannes ve Antibes yöreleri bir gün önce gezildi ve görüldü. Bu gün ikinci tur kapsamında bulunan Grasse, Gourdon, Tourette sur Loup, Vence ve St. Paul de Vence yöreleri gezilecek.
Saat 09,00’da rehberimiz ve aynı zamanda kaptanımız Mercedes Vito araba ile geldi. Adının Alex olduğunu öğrendiğimiz kaptanımız sıcakkanlı, anlaşılır bir dilde konuşkan biriydi. Kanımız ısındı birden… Tanışma faslından sonra tur arabamıza bindik. Alex su ihtiyacımızı da düşünmüş olmalı ki, pet şişelerde su da koymuştu. Harekete geçmeden ve motoru çalıştırmadan önce kısa ve anlaşılır bir açıklama ile ilk ziyaret yerimizin Grasse olacağını bildirdi.
Grasse, Fransa’nın Provence-Alpes-Côte d’Azur bölgesinde Alpes-Maritimes departmantında yer alan bir komündür. Bu kasaba dünyanın parfüm başkenti olarak bilinmektedir. Grasse bir tarih ve sanat kenti olmakla birlikte, dünyanın parfüm başkenti olarak tanınıyor. Bu nedenle, Grasse merkezine girmeden önce Fransa’da üç parfüm üreticisinden biri olan ‘’Galimard Parfüm Üretim Fabrikası’’ ve bölümlerini ziyaret etmenin faydalı olacağını söyledi.
Cannes ile Nice arasında, kıyıdan bir hayli içerideki Alp Dağlarının uzantısı olan Azur Dağları eteklerinde kurulmuş olan Grasse, konaklama yerimizden 30 km uzaklıktaydı. A8 otoyolu üzerinden, Cannes yönünde hareket eden aracımız Antibes kavşağında Sait Bernard bağlantı yolu üzerinden Grasse yoluna girdi. Bir rampayı tırmandıktan sonra da Route du Parc üzerinde ilerlemeye başladı.Hareketimizden 45 dakika sonra da ilk mola noktamız olan Parfümerie Galimard otoparkına ulaşmıştık. Rehberimiz ve kaptanımız Alex bizi tanıttı ve üretim aşamalarını görmek istediğimizi söyledi.
Bir süre sonra da bir hostes önümüze düşerek fabrikayı ve üretim aşamalarında kullanılacak olan kökler, baharatlar, lavanta, yasemin ve gül gibi hammaddeleri tanıtmaya başladı.Grasse ve Gourdon çevresinde, Alp Dağları eteklerinde lavanta, yasemin ve gül tarlaları oluşturulmuş parfüm ya da koku fabrikalarındaki üretimler için. Gül, Grasse şehri için önemli bir yere sahip diyor açıklama yapan hostes. Zaten kullanım amaçlı ürettikleri ilk koku gül kokusu olmuş. Ardından portakal çiçeğinin ve yaprağının esansını ya da kokusunu çıkaramaya başlamışlar. Daha sonra da baharatlardan, köklerden ve farklı maddelerden koku üretmeye başlamışlar.
Portakal çiçeği, yasemin, gül gibi narin birçok çiçek Grasse çevresindeki tarlalarda yetişiyormuş. Ama nadir bulunan kokular için Alp Dağları eteklerinde çiçek bahçeleri oluşturmuşlar.
Tarihi ve doğal güzellikleriyle oldukça cazip olan Grasse, parfüm endüstrisine yönelmeden önce halkının geçimini hayvancılık ve dericilik ile sağlayan bir şehirmiş. Bu nedenle popülerliği olmayan sıradan kasabalardan biriymiş. Deri kokusuna tahammülü olmayan halktan insanlar bu kokuyu bastırmak amaçlı koku işine yönelmeye karar vermişler. Her türlü bitkiden koku çıkarma çabasına girişmişler. Böylelikle Fragonard, Galimard ve Molinard markaları ortaya çıkmış. Gezmekte olduğumuz fabrikanın alt yapısı ve markası 1747 yılında, Grasse’da yaşamış olan Jean de Galimard tarafından atılmış.
Grasse parfümeri Fransa’nın milli mirası, Galimard parfümeri evi de onun ayrılmaz bir parçasıdır diyor açıklama yapan hostes. Fragonard markası ise 18. Yüzyıl Fransız saray ressamı olan Jean-Honore Fragonard oluşturulmuş. Fragonard üretim fabrikası ile satış bölümünü Eze Köyü girişinde de görmüş ve ziyaret etmiştik. Bu nedenle, Grasse’da ayrıca Fragonard üretim merkezini görmemiz gerekmiyor. Üretim merkezinde açıklamalarda bulunan hostes, istekli ve meraklı konukların, merkezdeki uzmanların da yardımıyla, kendi kokularını üretebileceklerini söylüyor.
Üretim merkezinin bilgi veri tabanına da işlenecek olan bu kişinin kendi kokusu, istenildiğinde fabrikaya sipariş verilebilecekmiş. Şehirde yaklaşık 3500 kişiye istihdam sağlayan 60’a yakın koku firması varmış. Bildiğimiz tüm ünlü markaların ana esanslarını ürettikleri gibi kendi serilerini de üretiyorlarmış. Bu nedenle, şehir merkezinde bulunan butik dükkânlarında da saf parfümler, esans yağları, sabunlar ve doğal oda kokuları bulmak mümkünmüş. Ancak, üretim fabrikalarındaki fiyatların daha ucuz olduğunu söylemişti rehberimiz Alex.
Yarım saate yakın süren fabrikadaki üretim aşamaları ve bilgilendirmeden sonra satış bölümüne ulaştık. Eşim Serap hem kendisi için hem de yakınları ve dostları için koku, kokulu sabunlar ve benzeri şeyler aldı. Alış veriş de tamamlandıktan sonra Grasse şehir merkezine gidiyoruz.
Daha önce de değindiğim gibi Grasse, Fransız Riviera’sının sahil şehirleri Nice ve Cannes’ın ortasında, içeri kısımda dağlık bir bölgede kalıyor. Fransızların tanımlamasıyla, Provence-Alpes-Cote D’Azur bölgesinin Alpes Maritimes kısmında yer alıyor. Deniz seviyesinden 300-350 metre yukarıda, engebeli yamaçlara kurulmuş. Alabildiğine yeşil olan bu kent konuklarına enfes bir hava ve dağ manzarası sunuyor. Güzel manzaralı ufak bir meydanı var. Hayat sakin ve rahat, taşıt gürültüsü neredeyse yok gibi. Ufacık, butik bir şehir olan Grasse adeta bir film seti gibi…
Old City olarak tanımlanan Grasse’ın sokaklarına giriyoruz. Bütün Avrupa kentlerinde olduğu gibi daracık ve pastel renkli sokaklar karşımıza çıktı. Ancak, Endülüs kentlerinden Ronda, Sevilla ve Cordoba sokaklarında gördüğümüz güzellikleri burada bulamadık. Sokaklar oldukça bakımsızdı.
Kaptanımız tarafından bize ayrılan bir buçuk saat içinde şehrin sokaklarını rahatça turladık. Kaptanla buluşmak üzere, ufak meydana yakın bir kafeye oturarak ünlü biralarını da içtik. Tam saatinde rehberimiz ve kaptanımız Alex de gelip, kahvesini içtikten sonra, Alp dağları eteklerinde ve oldukça yüksek bir tepede kurulmuş olan Gourdon köyüne doğru yola çıktık.
Yolu yarılamıştık ki Alex mola verdi ve bizi parfümlerin ana maddesini oluşturan lavanta tarlalarına götürdü. Grasse ve Gourdon’un da içinde bulunduğu Provence bölgesini ve bu bölgenin sembolü olan lavanta tarlalarını, özellikle çiçek açma dönemlerinde, ziyaret etmek, hayatta en az bir kez yaşamanız gereken bir deneyimdir diyor rehberimiz Alex.
Lavanta tarlalarını gezdikten sonra bizi tekrar yönlendiren Alex, Gourdon Kanyonu kıyılarına götürüyor. Biraz yürüdükten sonra da bir seyir terası bulup, kanyon ve çevresinin panoramik fotoğraflarını çekiyoruz. Seyir terasından kanyon ve Alp Dağları bir başka güzel ve gizemli görünüyor. Bir süre kendimizden geçerek çevreyi izledikten sonra tur arabamıza geri dönüyor ve Gourdon’a doğru gidiyoruz…