Paris Concorde Meydanı

Şanzelize Bulvarı ile 250 bin metrekarelik Tuileries Bahçeleri arasında kalan bu sekizgen meydan, Fransızca adıyla Place de la Concorde, Bordeaux’da bulunan Quinconces Meydanı’ndan sonra Fransa’nın en büyük ikinci meydanıdır.

Meydanın çevresinde yer alan onlarca heykelden her biri Fransa’da yer alan şehirleri temsil ediyormuş. Meydanın göbeğinde ise Mısır’dan hediye gelen Luksor Dikilitaşı bulunuyor. Meydandaki obelisk ya da dikili taş Mısır Hıdivi Kavalı Mehmet Ali Paşa tarafından, o dönemin Fransa kralı olan Louis Philip’e armağan edilmiş.

3200 yıllık bir geçmişi olan dikili taş 230 ton ağırlığında ve 23 metre uzunluğundadır. Bu denli büyük olan obeliskin bulunduğu noktaya konulması 5 yıl sürmüş. Obeliskin üzerinde yer alan hiyerogliflerin II. Ramses ile ilgili olduğu söyleniyor.

Obeliskin yan tarafında yer alan gösterişli iki havuz ve çeşmeleri Vatikan’daki eserlerden esinlenerek yapılmış. Ülkenin önemli geçim kaynağı olan su taşımacılığı ya da Seine Nehri taşımacılığını simgeleyen altın yaldızlı heykellerin süslediği fıskiyeleri bulunan bu meydan çeşmesi en çok ilgi çeken objelerden biri. Bu iki havuzdan biri Fransa’da yer alan nehir ve gölleri diğeri ise Fransa’da yer alan denizleri temsil etmektedir.

1757 ve 1779 yılları arasında inşa edilen meydanın ilk adı ‘’15. Louis Meydanı” olarak biliniyor. 1789 Fransız Devrimi sırasında meydanda çarpıcı değişiklikler yapılmıştı. 1792 yılında, kralın heykeli yıkılmış ve adı Devrim Meydanı olarak değiştirilmiş. Devrimin sona ermesi ile birlikte, meydan barış ve uyumu sembolize eden bir isim olan Place de la Concorde  adını sahiplenmiş.

1789’daki Devrim, Kral 16. Louis’in mutlak otoritesine son vermişti. Kral önce haklarından feragat etmiş ama entrikaya dayalı politikasından vazgeçmemesi üzerine tahtından indirilmişti. İhanetle suçlanıp yargılanmış ve idama mahkum edilmişti. Devrimciler, 21 Ocak 1793’de Concorde Meydanı’nda kurulan giyotinlerden biriyle kafası kesilerek idam edilmişti.

Devrim esnasında, meydanda kurulan giyotinlerde binlerce kişi idam edilmişti. İdam edilenlerden en önemlileri ise Kral 16. Louis ile Fransa’nın son kraliçesi olan karısı Marie Antoinette ’dir. Fransa tarihine damga vuran isimlerden birisi olan Marie Antoinette, masal gibi bir hayatının yanı sıra skandallarıyla da ünlü bir yaşamı vardı.  “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!” sözlerinin de ona ait olduğu söylenegelmiştir.

25.10.2014 Cumartesi, Paris…

Paris kentini doyasıya yaşamak ve anlamak için meydan, bulvar, cadde ve sokaklarını gezmeyi sürdürüyoruz eşimle… Paris’in Ayrıcalıklı Bulvarı olan Şanzelize ya da Fransızların söylemiyle Champs Elysees Fransa’ya gelen her gezgin gibi bizim de, mutlaka görmek istediğimiz  bir keyif bulvarıydı…Bitim noktasında Concorde Meydanı bulunuyordu ki devamı Kiremit Bahçeleri olarak da bilinen Jurden des Tuileries ile Louvre olarak karşımıza çıkacaktı.

Şanzelize Bulvarı ile 250 bin metrekarelik Tuileries Bahçeleri arasında kalan bu sekizgen meydan, Fransızca adıyla Place de la Concorde, Bordeaux’da bulunan Quinconces Meydanı’ndan sonra Fransa’nın en büyük ikinci meydanıdır.

Kuzeydoğusunda yer alan Madeleine Kilisesi, Paris’in en az Notre Dame ve Sacre  Coeur kiliseleri kadar değerli bir başka kilisedir. Bu yapı, mimari tarzı itibariyle Atina’daki meşhur Akropolis’i çağrıştırıyor demişti rehberimiz. Yapımına 1763’te başlanıp 1842’de açılan Madeleine (madlen) çepeçevre muhteşem sütunları, üçgen alınlıklı çatı düzeni, meydan ortasındaki konumu ve iç tasarımı ile kusursuz bir yapı ve bu nedenle Paris’te görülecek yerler listesinde yer almayı kesinlikle hak ediyor. Bu özellikleri yakından görmek üzere, gezimizin bir başka zaman diliminde bu anıtsal yapıyı da görecektik.

Güneyinde Seine Nehri yer alan Placa de la Concorde Paris’i tanımak için mükemmel bir başlangıç noktası olabilir… Seine Nehri boyunca batı yönünde 15-20 dakika yürümeniz halinde, önce III. Alexandre Köprüsü ile Grand ve Petit Palais ile karşılaşır, daha sonra da Trocadero Gardens ile karşısındaki Eyfel Kulesi’ne ulaşırsınız. Geri dönerek, tekrar tanımak istediğimiz Placa de la Concorde meydanına odaklanalım.

Şanzelize Bulvarı ile 250 bin metrekarelik Tuileries Bahçeleri arasında kalan bu sekizgen meydan, Fransızca adıyla Place de la Concorde, Bordeaux’da bulunan Quinconces Meydanı’ndan sonra Fransa’nın en büyük ikinci meydanıdır. Meydanın dört bir yanına ülkenin önemli geçim kaynağı olan su taşımacılığı ya da Seine Nehri taşımacılığını simgeleyen altın yaldızlı heykellerin süslediği fıskiyeli çeşmeler bulunmaktadır. Dört bir köşesinde onlarca heykel bulunan meydanın göbeğinde ise Mısır’dan hediye gelen Luksor Dikilitaşı ya da obelisk bulunuyor.

Bu obelisk ya da dikili taş Kavalı Mehmet Ali paşa tarafından o dönemin Fransa kralı olan Louis Phillipe’ye armağan edilmiş. 3200 yıllık bir geçmişi olan dikili taş 230 ton ağırlığında ve 23 metre uzunluğundadır. Bu denli büyük olan obeliskin bulunduğu noktaya koyulması 5 yıl sürmüş. Obeliskin üzerinde yer alan hiyerogliflerin II. Ramses ile ilgili olduğu söyleniyor. Obeliskin yan tarafında yer alan gösterişli iki havuz ve çeşmeleri Vatikan’daki eserlerden esinlenerek yapılmış.

Bu iki havuzdan biri Fransa’da yer alan nehir ve gölleri diğeri ise Fransa’da yer alan denizleri temsil etmektedir demişti rehberimiz panoramik Paris turunda. Meydanın çevresinde yer alan onlarca heykelden her biri Fransa’da yer alan şehirleri temsil ediyormuş. Meydanın iyi bir başlangıç noktası olması ve çevre düzenlemesi Paris’te yer alan en prestijli otellerin bu meydanın çevresinde konuşlanmasını sağlamış. Meydan gün boyunca yerli ve yabancı pek çok turiste ev sahipliği yapmaktadır. Kendine has bir kalabalığı olsa da oldukça keyifli ve son derece güzel bir manzaraya sahip olan Placa de la Concorde gezildikten sonra bizi Louvre Müzesi’ne götürecek olan Tuileries ya da Kiremitçiler Bahçelerine giriyoruz…